Yönetenler, ağızlarından çıkan sözlere dikkat etmezler ise, yönetilenler, yapacaklarından sorumlu tutamazlar…
İmam-cemaat örneği…
XXX
Önceki yazımda “Sığınmacıların” durumu ve ülkemizdeki statülerinden söz etmiş ve millet olarak kabul edilemez fiili bir durum yaratılmaya çalışıldığından, dahası yaratıldığından söz ederek dikkat çekmiştim.
Daha yazımızın mürekkebi bile kurumadı…
Basına yansıyan haberlere göre…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Suriyeli göçmenler ilgili olarak "Asla bu topraklardan kovmayız, kovmayacağız da... Kapımız açık onlara, ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Kabine Toplantısı'ndan sonra da açıklamalar yapan Erdoğan, son dönemde tartışma konusu olan sığınmacılarla ilgili Kılıçdaroğlu'nun "Hepsini tekrar Suriye'ye süreceğiz" ifadelerine cevap olarak "Bunları yapamayacaksın, bunları yapmaya da hiçbirinizin gücü yetmez. Zira biz Ensar kültürü ile yetişmişiz. Muhacir kültürünün ne olduğunu iyi biliriz. Biz sizler gibi bu toprakları hudayinabiti bulmadık" dedi.
XXX
Birincisi…
Hangi sonsuz yetki ile “Kovamayız, kovmayacağız da… Kapımız her zaman onlara ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz” diyor, anlayamadım…
Halk oylaması yaptırdın da milletin nitelikli ekseriyeti bu görüşten yana tavır mı koydu? Kimin ülkesini kime peşkeş çekmeye kalkıyorsunuz, yine anlayamadım…
İkincisi…
Biz de biliriz “Ensar” ne demek, neden ve nasıl, ne kadar sahip çıkılır…
Kendini Peygamber yerine koyup, sen de oradann buradan yurdumuza gelenleri, seninle birlikte hicret (Göç) edenler mi zannettin de “Ensar” kültüründen söz edersin?
Onlar “Göç” mü ediyorlar ülkemize, yoksa yolgeçen hanı gibi mi kullanıyorlar?
Dahası, kafileler halinde gelenler, hangi koşullar altında “Muhacir” oluyorlar ve “Muhacir” durumunda olmanın esaslarına uyuyorlar mı?
Milletin ekseriyeti cahil ya, salla gitsin…
“Biz sizler gibi bu toprakları ‘Hudayinabiti’ bulmadık" dedi ya.
Bu “Hudaynabit” ne demek diye düşünürsünüz…
Bu kelimenin bir anlamı, kendi başına ekilmeden yetişen ot, ağaç gibi nebatlara denir…
İkincisi ise, hiç bir bilim ve talim ve terbiye görmemiş adama denir…
Bir başka deyişle ot gibi adam demektir. Hangi hakla ve yetkiye dayanarak milletin en az yarısını “Ot gibi adam” yerine koyarsınız?
Allah aşkına milletin aklı ile alay etme.
Milleti cahil yerine koyma.
Ve dahası, kendinizi “Tek adam” olarak gördüğünüz gibi, ülkenin sorgusuz sualsiz sahibi olarak da görme.
XXX
Gelelim eski paşa, şimdinin Milli Savuna Bakanına…
Sözcü'den Deniz Zeyrek'e konuşan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yaptığı açıklamada “Düzensiz göçmen/terörist geçişi ile kaçakçılığın engellenmesi için sınır güvenliğinde aldığımız tedbirler ile caydırma, görme, bulma ve engelleme vazifelerimizi eksiksiz yerine getiriyoruz. Burada ciddi bir operasyon, emek ve çalışma söz konusu” diyor.
“Sınırımız kevgir gibi” sözlerine sitem ederek ”Oysa hudutlarımızda çok ileri teknolojiler kullanılıyor. Hudutların korunmasını millî bir mesele olarak görüyoruz. Bunun polemik konusu yapılmaması lazım. Sadece hudut değil, savunma ve güvenlik millî bir konudur ve bunun günlük politikanın dışında tutulmasının önemli olduğunu değerlendiriyoruz” buyuruyorlar.
Her hangi bir boş tartışma konusu yapmıyoruz.
Madem sınırlarımız son teknolojiye göre korunuyor, bu kadar adam kafileler halinde nasıl ülkemize giriyor?
Demek ki yönetim olarak bunları kabul etmek ve ülkemizde barındırmak sizin politikanız.
O zaman…
İşte o zaman da bizim dediğimize, eleştirilerimizin gerçek olduğunun ve doğruluğuna geliyorsunuz.
Ayrıca…
Her hangi bir yazımızda, askerimizi ve polisimizi, sınırlarımızı korumak konusunda suçlayıcı bir cümlemizi yazılarımızda gördünüz mü?
Göremezsiniz, öyle bir şey yazmadık da söylemedik de…
Sonuç olarak…
Ağzınızdan çıkan sözlere dikkat edeceksiniz…
Her kim ve yetkide olursanız olun, milletin aklı ile alay etmeyeceksiniz…
Milletin tümünü cahil yerine koymayacaksınız…
AKP iktidarına oy vermeyenleri şu veya bu şekilde suçlamaktan vazgeçeceksiniz…
E, vazgeçmezseniz n’olacak?
Olacak olan şu, bizler de konuşacağız ve yazacağız.
Ama doğru bildiklerimizi…
Çünkü…
Bizden daha akıllı ve bilgili değilsiniz.