Ortalıkta Korona virüsü felaketi yaşıyoruz, her geçen gün artarak gidiyor vakalar…
Elbette ölümler de ona göre artıyor, iyileşenler de var bu arada…
Millet hem canı derdine düşmüş, hem geçim derdine…
Tuzu kuru olanları koy bir kenara, fakir-fukara çoluk-çocuğu ile karın doyurma telaşında…
Her gün yetkililer televizyonlara çıkıyor, “Sokağa çıkmayın” diye öğüt veriyor da, millet nasıl geçinecek, ona dair en ufak bir şey yok ortada…
Bekliyor , “Devlet Baba” acaba bir dilim ekmek parası sağlar mı diye.
Çünkü çalışan kesim işsiz kalırsa, aç kalır, bu gerçek ortada…
Salgının bundan sonra ne yapacağı, ne kadar süreceği, insanları ne boyutta etkileyeceği belli bile değilken…
Bugün…
Yani 26Mart 2020 Perşembe günü Kanal İstanbul projesi güzergâhında yer alan tarihi 2 köprüyü taşıma ihalesi yapıldı…
Adı üstünde “Tarihi Köprü” bunlar…
Odabaşı ve Dursunbey köprüleri, numaralanılacak, sökülecek, sanırım uygun(!) bir yere taşınacak…
Boş arazi üzerine de olabilir, illa altından su geçmesi gerekmez.
Marifet, köprüleri orijinal halleriyle boş arazi üzerine bile taşıyabilirsiniz.
Zekâ bu, bu kadar işte…
Korona virüsü salgınına rağmen…
Bugün, 26 Mart 2020 Perşembe günü ihaleye çıkıldı.
Kim katıldı önemli değil…
Kime verileceği de önemli değil, belli ki bir yandaşa altın tepside sunacaklar…
Dön millete…
Korona virüsünden kaçsa, karşısında ekonomik zorluklar, parasızlık, bağlı olarak elektriksizlik, susuzluk, doğalgazsızlık, telefonsuzluk, ödeyemediği ev kirası, evine alamadığı karın doyurma malzemesi…
Kaçmasa, karşısında ölümle sonuçlanması muhtemel bir bulaşıcı hastalık ki, her an herkese bulaştırma olanağı ortada.
Çıksa çalışmaya, kazansa parayı, alsa evinin erzağını da gelse eve…
Ya taşıyorsa virüsü de evdeki çoluk-çocuğa da geçerse?
Bak, 2 milyar adet sebze fidanı dikim için bekliyor, dikilmezse işe yaramayacak, sen de sebzeyi unutacaksın gelecek günlerde…
Ekonomi dip yapmış, çökmüş vaziyette…
Ülkenin yani Devlet kesesinin nakit paraya ihtiyacı var, girmezse olmaz…
Ama ortada akıllara ziyan bir iş var…
Kanal İstanbul projesi ve ilk ihalesi yapıldı…
Hadi bu ihaleyi yaptınız da iki tarihi köprüyü taşıdınız, sonra n’olacak?
Hep deyip duruyoruz, hangi parayla yapacaksınız bu projeyi, bir kaynak gösterseniz…
Yaptığınız köprülere, tünellere, yollara, Şehir Hastanelerine benzeyecekse, millete bir faydası yok ki üç-beş zengin ettiğiniz yandaşınız dışında…
Olmayan paranız ile de ki başladınız…
Proje hattı üzerinde bir avuç toprağın yerini değiştirmenize bu millet izin verecek mi?
Ne yapacaksınız o zaman, polis mi göndereceksiniz, gaz sıksın üzerlerine, copla dövsünler diye?
Asker mi göndereceksiniz, ateş etsin üzerlerine öldürsünler diye?
Yoksa ne?
Gezi hareketine benzemez bu, cami de yok oralarda yalan uyduramazsınız içki içtiler diye…
Kabataş da değil ki “başörtülü bacımıza” diye uydurduğunuz yalandan bir tana daha uydurun. Belki başörtülü basılarınız da orada olacaklar bu kez.
Yapılmak istenen iş, akla uygun değil…
Yapılmak istenen iş, akla aykırı…
Yapılmak istenen iş, ekonominin temel kuralları ile bağdaşmıyor ama…
Siz hala “Dedim olacak” havasındasınız…
Biz millet açlığa doğru gidiyor diyoruz, siz sarayınızda sefa sürüyorsunuz…
Millet işsiz kalıyor diyoruz, siz sarayınızda keyif ediyorsunuz…
Siz saraydakiler…
Millet bunun hesabını sormaz mı sanıyorsunuz da aklı ile alay eder gibi iş görüyorsunuz?
Bu dünyada hesabını zor verirsiniz de, sizin öteki dünyanız hangisi bilmiyorum, orada ne yaparsınız…
Yokluklar içinde iken bu inadınız niye?