Yanımda getirmiş olduğum meyve fidanları için çukurlar açtım. Yoruldum ve tekrar Yaşlı Çam Ağacının yanına gelerek oturdum.
Yaşlı Çam Ağacı “çukurları güzel kadın” dedi. Gülümsedim ve ardı sıra “Haydi sohbete kaldığımız yerden devam edelim. Bana SİS EKO TREKKİNG FİDAN SULAMA YÖNTEMİNİ” Anlatacaktın dedim.
FİDAN SULAMA ÜZERİNE...
Yaşlı Çam Ağacı dallarını sallayarak “tabii ki” dedi ve anlatmaya başladı.
-Öncelikli olarak biz ağaçları iyi tanımalısınız. Bizi iyi tanımazsanız sökerken, taşırken, dikerken, su verirken ve bizi büyütürken çok önemli hatalar yaparsınız. Bak Mustafa. Biz bir ağaç olarak yani köklerimizle, gövdemizle, dallarımızla ve yapraklarımızla bir bütünüz. Her bölümümüz görevini mükemmel bir şekilde yapar, birbirini destekler ve birbirini tamamlar. Çünkü bizim çok büyük bir misyonumuz var. Biz ağaçlar çoğalarak ve güçlerimizi birleştirerek yeryüzüne yaşamın devam edebilmesi için mücadele ederiz.
Şu an konumuz sulama. Her şeyde olduğu gibi ağacın bütününün su ihtiyacının karşılanması hususunda da köklerimiz son derece koordineli bir şekilde hareket ederler. Örnekse. Çok az yağmur yağdı diyelim. Rutubet kazık köklere kadar inmedi. Sadece yüzeysel köklerin olduğu bölüm rutubetlendi. İşte böyle bir durumda yüzeysel kökler suyu alır, gelişmeye devam eder. Öte yandan dikey gelişim gösteren köklerde (aşağıda) rutubet olmadığı için gelişme durur. Ancak yüzeysel kökler aldığı sudan dikey gelişim gösteren köklerin yaşamsal ihtiyacını giderir. Bununla birlikte yüzeysel gelişim gösteren kökler ağacın tamamına kisilem kanalları ile gönderebildiği kadar su gönderir.
Ya da tam tersi oldu. Hava ısındı, topraktaki kuruluk aşağılara inmeye başladı. Yüzeysel köklerin olduğu yerde (yukarıda) rutubet yok. Buna karşılık daha derinlerde olan kazık köklerin olduğu yerde rutubet var. Bu durumda dikey gelişim gösteren kökler yukarıdan gelmekte olan kuruluktan kaçarak eskiye oranla daha hızlı bire şekilde (stresle) derinlere doğru inmeye başlar. Tabii. Bununla birlikte yüzeysel köklere yaşamsal ihtiyaçları kadar su verir ve ağacın tamamına kisilem kanalları ile gönderebildiği kadar su gönderir.
***
Şunu bilmenizi isterim. Genel olarak yukarıdan aşağıya kadar toprak neminin normal olduğu koşullarda (%25 nem) kök sisteminin büyümesi yanal kökler tarafından gerçekleşir. Dikey gelişim gösteren köklerdeki büyüme ise esas olarak yüzeyden itibaren toprak nemin azalması ile belirginleşir.
Bu durum özellikle İç Anadolu gibi yarı kurak yerlerde fidan yetiştiriciliği için çok önemli bir şey anlatmalıdır.
Bu şey yüzeyden itibaren kuruluk aşağılara inmeden (kazık kök tabanına inmeden) sulamanın yapılmamasıdır. Kuruluk kazık kök tabanına kadar inmesi beklenerek yapılacak olan sulamalarda ve bu bekleme süreci içerisinde kazık köklerin en aşağıdaki mutlak rutubete doğru uzamasının tetikleneceğidir.
İşte bu tetiklemeler kazık köklerin bir an önce en derindeki mutlak rutubete ulaşmasını sağlayacak ve fidanlarımız dışarıdan sulama istemeden kendi kendine su yeterliliği düzeyine ulaşacaktır.
Dikey gelişim gösteren köklerin yüzeysel ve yatay gelişim göstermekte olan köklere göre 4-5 derece daha düşük sıcaklıklarda da çalışabildikleri düşünülecek olursa dikey gelişim gösteren köklerin bir an önce mutlak rutubete ulaşmaları için çaba sarf etmek son derece mantıklı gözükmektedir.
***
Evet. Toprakta su gerilimi başladığında öncelikli olarak ağaçların toprak üstü kısımlarında büyüme durur. Köklerde büyümenin durması ise ağacın üst aksamlarına göre daha büyük stres gerektirir. İşte bu noktada, Yani toprakta su geriliminin arttığı dönmelerde ve toprak üstü aksamlarda büyümenin durması ile birlikte yapraklar tarafından üretilen fotosentez ürünleri (karbonhidratlar) toprak üstü organlardan köklere transfer edilmekte ve gerekli / uygun koşullarda köklerin daha hızlı bir şekilde uzaması teşvik edilmektedir.
Bu destek temelinde ve özellikle o stres anlarında dikey gelişim göstermekte olan köklerdeki gelişme son derece hızlanacaktır. Dedi. Nefeslendi ve tekrar devam etti.
Yani biz ağaçlar böyle zor durumlarda kökleri daha hızlı bir şekilde mutlak rutubete doğrun uzatabilmek için kendi aramızda el birliği yaparak yaşamda kalabilmek için bir anlamda seferberlik ilan ederiz.
Mustafa. Burası Yarı Kurak Akdeniz ikliminin hâkim olduğu İç Anadolu Bölgesi. Yani Kayseri. Öyleyse bütün bu anlattıklarımı göz önünde bulundurarak sulamada şu tekniği kullanacaksın.
Örnekse bir yere fidan diktiniz ve bir – iki gün sonra yüzey toprağının kuruduğunu gördünüz. Hemen su vermeyeceksin. Zaten bu durum sürekli sulama olur ve kendi elinizle toprağın su ve hava dengesini bozmuş olursunuz. Sonuç. Fidanınız kurur. Ya da daha çok yatay kökler gelişir, etrafa zarar verir ve kuruluk aşağılara inmeye başladığında dikey kökler yatay köklere göre daha az gelişmiş olacağından dolayı ağacınız kurur. Doğru yöntem mi? Doğru yöntem şudur. Sulama gününü bir kenara yazarsınız. Her gün aynı saatte toprağı kazarak o mevsimde ve o ayda kuruluğun bir günde kaç santim aşağıya indiğini anlarsınız. Fidan kök dibinin kaç santimetre derinlikte olduğu bellidir. Kuruluğun kök dibine geldiği günü hesap edersiniz.
Ya da sadece bir fidanda, o hava sıcaklığında ve o bölgede bir defaya mahsus toprağı yan taraftan kazarak kuruluğun kaç günde dikey gelişim göstermekte olan köklerin dip kısmına indiğini tespit edersiniz. Takvim oluşturursunuz ve o aya için sulama aralıklarınızı bir kenara yazarsınız. Ancak. Bu noktada dikkat etmeniz gereken husussa her sulamanızın derin sulama olması gerekliliğidir. Yani vereceğiniz su fidanın kazık kök dibinden aşağılara kadar inmelidir. Bu yöntemde kuruluk aşağılara indikçe dikey gelişen kökler kuruluğun inişine paralel daha aşağılara gidecektir.
Bu durum fidanımızın derinlere kök salması için en sağlıklı yöntemdir. Ayrıca ve aynı zamanda bu durum suyun ekonomik kullanımı açısından da son derece önemlidir. Hatta en iyi yöntemdir. Dedi ve açıklamalarını sürdürdü.
Böyle sulamam yönteminde fidanlara aşırı su verilmemiş olur. Kök çürümesi olmaz, derinlerdeki rutubet sürekli olarak korunacağından dolayı fidan kökleri rutubeti takip ederek aşağı doğru yönlendirilmiş olur. Dikey gelişen kökler açısından duraklama dönemleri ya da zaman kayıbı olmaz. Dikey gelişen kökler mümkün olan en kısa sürede yer altı mutlak rutubetine ulaşır. Fidanların sulanma ihtiyacı en kısa sürede biter, su ve sulama masrafları minimum düzeylere çekilmiş olur. Dedi ve konuşmasını noktaladı.
Yaşlı Çam Ağacı konuşmasını noktaladıktan sonra ben de büyük ağaç dikimlerinde, ya da yer değiştirmelerde yapılmakta olan ağaç kökünün dip orta kısmına sert ve geniş boru gömülerek ve borunun üst kumsu dışarı çıkarılarak doğrudan taban sulaması yapmanın da mantıklı gözüktüğünü mırıldandım. Yaşlı Çam Ağacı beni onaylar gibi gülümsedi ve o da kendi kendine “keşke bizi hiç yer değiştirmeseniz” diye söylendi.
Yaşlı Çam Ağacına bakarak “evet, doğru söylüyorsun” dedim ve ikinci soruyu sordum. Yaşlı Çam Ağacı bana biraz da yükseklikle fidan dikiminin alakasını anlatır mısın?
Yaşlı Çam Ağacı “tabii ki anlatırım. Ancak sen o fidan çukurlarını kazdın ya. Havada sıcak. Çukurlar b rutubet kaybetmeden önce fidanlarını dik. Sonra devam edelim dedi ve ekledi.
Bakar mısın? Fidanlar o küçücük saksılardan çıkarak yerlerine girebilmek için nasıl da sabırsızlanıyorlar.
Fidanları dikmek için yerimden kalkarken yaşlı çam ağacına sordum. “Nereden anladın ki?” Yaşlı Çam Ağacı gülümseyerek cevap verdi. “Fidanlara dikkatlice bakar mısın? Saksı toprağı küçük geldiği için bazılarının yapraklarında renk değişimleri başlamış. Şimdi sen onları kara toprağın sonsuz okyanusuna emen et, iyice sula ve birkaç gün sonra gel ve gör. Dedi ve noktayı koydu.
Yaşlı Çam ağacına teşekkür ettim. Ona sarıldım. Bir müddet öylece kaldım ve ondan aldığım güçle fidan çukurlarına doğru yöneldim.
DEVAMI VAR.
NOT: Bu yazı benim sınırlı araştırma ve onlar üzerine kurmuş olduğum düşüncelerim sonucu yazılmıştır. Bilimsel kaynaklarca doğrulanmadan kaynakça olarak gösterilmemelidir. Alıntı yapılmamalıdır. SAYGILARIMLA. (1.06.2020)