Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yöneten iktidarın 2021 yılı bütçesi, TBMM’de görüşülmeye devam ediliyor…
Cumhurbaşkanlığı bütçesinin sunumunu, yardımcısı Fuat Oktay yaptı, bütçeye tek kelime ile hâkim olacak olan Cumhurbaşkanı ortada yok yani…
Görüşmelerde genelde iktidarların geçen yıl ve geçmişteki yıllar içindeki işlemleri konu edilir ve muhalefet kandı tarafından eleştiriler yapılır.
Bu görüşmelerde de aynı şeyleri yaşıyoruz.
Eleştirilerin genelini oluşturan konu, “Saray” harcamalarından başlamak üzere, israf edilen bütçe harcamaları…
Ve iktidar konu üzerinde meclis üyelerine ve seyreden millete tatmin (Doygunluk verecek) edecek açıklamaları yapamaması.
Ve tam bu arada, başka bir kanalın ekranında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı açıklamalar yaparken izliyoruz.
Ardından Erdoğan, uçağına binmek üzere gideceği Bakü’ye uğurlanıyor…
Bakü’de 10 Aralık tarihinde “Zafer yürüyüşü” düzenlenmiş, İlham Aliyev davet etmiş, Erdoğan da katılmak üzere gidiyor.
Tek millet, iki devlet anlayışı içinde davete icabet etmek gerekir.
Buraya kadar her şey normal…
Dış seyahatlerinde çoğunlukla yanından bir türlü ayıramadığı Emine Erdoğan hanım da yanında…
Eh, bu da normal, ola ki “Eşli” davet edilmiştir.
Davet Edilen kişi Erdoğan, hadi eşi de beraber…
Törene katılacak olan da Erdoğan ve hadi eşi de olsun…
Gittikleri uçak, Katar Emri’nin hediye(!) ettiği koskoca uçak.
Ve o kocaman masraflı uçak, davetli olan iki kişiyi götürüyor ise, iki kişi için kısa bir yolculuk olan Bakü’ye daha küçük bir uçakla gidilemez mi?
Eğer uçağın içi dolu ise, diğerleri de davetli mi?
Hadi davetliler, ücretli mi gidiyorlar, devlet kesesinden mi?
Tamam, tarifeli uçak şanına yakışmıyor da küçük uçakların da var be kardeşim…
Asgari ücretli geçim sıkıntısı çekerken…
Çalışan salgın döneminde işsiz kalıp yardıma muhtaçken…
Esnaf borcunu ödeyememekten vazgeçtik, evine ekmek bile götüremezken…
İnsanlar, geçim derdi ile boğuşurken…
Söyler misiniz, bu israf ve şatafat neyin nesi?
Aha da yemin ediyorum…
Vallahi de billahi de ben bu israfın gerekçesini anlaya bilmiş değilim.
Anlayan varsa, anlatsa da biz de anlasak.
XXX
Çoğu kez yazılarımdan dolayı bir konuda eleştiri alıyorum.
Eleştirileri saygıyla karşılarım, her zaman açıkça ifade ediyorum eleştiriyi saygıyla karşılayacağımı.
Eleştiri, genellikle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok eleştiriyorsun” şeklinde oluyor…
Doğrudur ve haklılar…
Ancak görevimiz, eleştirmektir…
Kim olursa olsun eleştirmektir…
Eğer devleti yöneten Hz. Ömer dahi olsa, İslam inancına göre eleştirmek en tabi hakkımızdır.
Eğer devleti yöneten/yönetenleri eleştiremiyorsanız, orada bir yanlışlık, bir eksiklik ve hatta ağır bir kusur, daha da ötesi, suç vardır.
Yapılan hatalara zımnen (dolaylı) katılım vardır.
Eğer ülkeni seviyorsan kardeşim, hatalara katılmayacaksın, hataları açığa çıkaracaksın. Hatta hesap soracaksın.
Kimsenin tavuğuna kış demiyoruz, kimseye hakaret etmiyoruz,…
Sadece uyarı ve eleştiri yapıyoruz.
İşte bu anlayış içinde…
O koskoca uçakla…
İki kişi kalkıp da davet üzerine yolculuğa çıkmaz, çıkmamalı da. Hele bugünkü koşullar içinde.
XXX
İlginç bir konuyu daha size aktarmak istiyorum…
Cumhurbaşkanlığı, İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un eşi, twitter hesabından paylaşımda bulunmuş…
Aldığı eğitime yakışmayacak edep ve adaba aykırılığını bir kenara bırakıyorum, bir noktaya değinmek istiyorum sadece…
Paylaşımında “Bizim kesim” ifadesi kafama takılan…
“Bizim kesim” dediğiniz kesim hangisi?
Birinci sorum bu…
İkinci sorum, ifadeniz ile “Ayrımcılık” suçu işlediğinizin farkında mısınız?
Eğer giyim tarzınız ile kendi tarafınızı anlatmaya çalışıyorsanız, karşı taraf hangi taraf?
Sizin giyim tarzınız kimseyi ilgilendirmez, başkasının giyim tarzı da sizi ilgilendirmez, böyle bakıca sözünüz ile tam bir suç işlemiş durumdasınız…
Farkında mısınız?
Farkında olduğunu çok sanmıyorum.
Kapalı giyinen kadınların tümünü aynı kefeye koymak niyetinde hiç değilim, herkes istediği gibi giyinir. Eğer “Örtünme” konusu üzerinde tartışacaksak, orası apayrı bir konu, buraya sığdıramayız.
Tek kısa cümle ile: Haddinizi aşmayın, ayrımcılık ve ötekileştirme yapmayın…
Kimsenin anası, bacısı kız kardeşi, eşi “Öteki taraf” değil.