Karşındaki kişiye ve canlılara kötü davrandıktan sonra duyulan pişmanlığa vicdan denir. Vicdanlı olmak ve pişman olmak duygusunu taşımak için önkoşul, insan olmak gerekmektedir.
Dünya Liderlerinin birçoğunda vicdan ve insani duygular gelişmemiş, empati yapma yetileri körleşmiş, seçilerek geldikleri makamı kötü emelleri uğruna fütursuzca kullanmaktadırlar.
Savaş ve çatışmaların en masum kurbanları kuşkusuz çocuklardır. Yüzyıllardır Dünya’da milyonlarca çocuk, savaş, çatışma, ülke içi terör ve şiddet eylemlerinden dolayı mağdur olmaktadır.
Hastaneler, okullar ve sivil yerleşim merkezlerinin üzerine bomba yağdıran, temel yaşam malzemeleri, gıda, su, elektrik teminini engelleyen, çocukların ve kadınların hunharca öldürülmesini göze alan İsrail Lideri Netanyahu’da vicdan olabilir mi?
Kan gölüne dönüşen Filistin’deki gelişmelere sebebiyet veren, her şeye muhtaçken, muhtaç olduğu ülkeye kabadayılık yapan ve kendi halkının öldürülmesine zemin hazırlayan, Hamas’ın yöneticileri çok mu masum?
Onlarda vicdanın zerresi var mıdır?
Ukrayna’yı işgal eden Rusya lideri Putin, Dünyanın kabadayısı ABD Başkanı Biden, Halkına zulmeden Kuzey Kore Lideri Jong-Un ve daha nice mevcut ve geçmiş yöneticiler bu Dünyada kötü iz bırakarak terki dünya yaptılar.
Bilim insanlarının açıklamalarına göre çocukluğunda şiddete maruz kalan ve yoksul aile ortamında yetişen liderlerin kendi varlığının en kolay ispatı, halkına şiddet uygulayarak varlığını devam ettirdiklerini okuyoruz, görüyoruz.
Adil olmayan, hak, hukuk, adaletli davranma duygusundan uzaklaşmış insanların içinde vicdan taşımadıklarına ve üstelik merhametli olmadıklarına inananlardanım.
Sokakta, evinde, işyerinde, doğada veya çeşitli mekanlarda şiddet uygulayan, katleden, kadın cinayetlerini işleyen, tecavüz eden, çalışanın hakkını vermeyen ve kamu kaynaklarının muhtaçlara ulaşmasını engelleyen yöneticilerin içinde vicdan barındırdığını düşünemiyorum.
Vicdansız olmak sadece şiddet uygulamayı gerektirmiyor, bir toplum temel hak ve özgürlüklerden mahrum bırakılıyorsa, gelir paylaşımında usulsüzlük yapılıyorsa, birilerine hak etmediği halde birden çok ücret ödeniyorsa, görevlendirmelerde liyakata bakılmaksızın, bu bizden diye atama yapılıyorsa, eğitim düzeyi yüksek gençler görevlendirilmiyor ve mağdur ediliyorsa burada da vicdansızlık tavan yapmış demektir.
Üç kuruş çıkar uğruna gençleri zehirleyen, çocukların yeterli eğitim almalarını ve sağlıklı beslenmelerini engelleyen, kendi çocuğunu Fen Liselerinde okutup, mağdur ve muhtaçların çocuklarını din ağırlıklı okullarda okutarak gelişmesini engelleyen vicdansızlar içimizde fink atıyor. Rant uğruna tarım arazilerine imar izni veren yönetici de, konutları kalitesiz yaparak malzemeden çalan müteahhitler de, denetimde hırsızlığa göz yuman mühendisler de, kusurlu üretimi bilerek teslim alan bürokratlar da ve haramla beslenen siyasetçiler de vicdanlı olmaz beyim.
“Vicdanın sesi bütün kanunların üzerindedir.” Mahamtma Gandhi