Tevekkül, Arapça bir kelime…
Herhangi bir işte elinden geleni yapıp daha sonrasını Allah'a bırakma demektir.
Sabır da Arapça bir kelime ve acı, yoksulluk, haksızlık vb. üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan onların geçmesini bekleme, dayanma gücüne sahip olmaktır.
Gördüğünüz gibi “Tevekkül” ile “Sabır” arasında fark vardır…
Birinde elinde geleni sonuna kadar yaptıktan sonra, artık yapamama noktasına gelmiş isen, Allah’a sığınıp dua edeceksin demektir.
Diğerinde ise, hemen her şeye katlanacaksın, ama sorgulamayacaksın…
XXX
Şimdi dönüp biz kendimize bir bakalım…
Sabır gösteriyorsak, bence düşünme yeteneğimizi de kaybederek, her şeyi Allah’ın takdirine havale edip bekleme yapanlarımız çoğunlukta.
Aç mıyız?
Açıkta mıyız?
İşsiz miyiz?
Evimizin geçimini sağlayamıyor muyuz?
Çocuklarımızı okutamıyor muyuz?
Ya da eşit şartlarda okuma olanaklarına kavuşturamıyor muyuz?
Sonuç olarak sefalet içinde miyiz?
Bunlar karşısında mücadelenin neresindeyiz? Ya da mücadele ediyor muyuz? İş bulabiliyor muyuz? Evimizi geçindirebiliyor muyuz? Çocuklarımızın geleceğinin teminat altında olduğunu, eşit koşullarda eğitim aldıklarını görüyor muyuz?
Eğer bunların hiç birisi yok ise…
Ulaşmak için ne yapıyoruz?
Ne gibi bir şey yapmayı düşünüyoruz?
Yapmadan eğer “Tevekkül” gösterip de bekliyorsak, bence görevimizi yeteri kadar yapmıyoruz demektir.
Azhap suresi 48. Ayette yüce Allah buyuruyor ki: “Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.”
Yani…
Sen önce aklını kullanarak görevini yap, eğer artık gücün yetmez noktaya gelmişse, işte o zaman “Tevekkül” ederek Allah’a sığın, O’na dua et. Allah her şeyi bilen, gören ve işitendir şükür…
XXX
Ülkenin geldiği ekonomik koşullarda, millet fukara oldu…
Ekmeğini evine götüremez oldu…
İşsiz kaldı…
İşini ve mesleğini yapamaz oldu…
Çocuklarının eğitimi aksadı, eşit koşullarda eğitim alamaz duruma geldiler…
Senin görevin “Tevekkül” gösterip beklemek mi?
Yoksa “Benim görevim daha bitmedi, görevim bitene kadar mücadele edeceğim” diyerek ülkeyi ve dolayısıyla seni bu duruma düşürenlere hesap sormayacak mısın?
Elbette “Tevekkül” noktasına gelene kadar yapman gereken tüm görevlerini eskizsiz yaptıktan sonra sıra “Tevekkül” noktasına gelince Allah’a sığınır ve beklersin. Allah’ın takdirine karışamayız, O, bilir ve görür…
XXX
Ancak dikkat et, seni kullanıyorlar…
Senin inancını kullanıp, gerekli bilgiye sahip olmadığın noktadan vurarak, sana “Tevekkül et” diyorlar.
Şunu iyi bil ki…
Körü körüne inanıp, birilerinin seni kullanmasına izin vererek düşünmeden ve aklını kullanmadan gittiğin yolda, Yüce Yaradan sana sahip çıkar mı?
Elbette takdir her zaman Allah’a aittir, oraya girmek haddimiz değil.
Ancak, düşünerek, aklını kullanarak görevini bir tamam eksiksiz yapmışsan, Allah her zaman yanında olacaktır, bunu da bil…
XXX
O zaman değerli milletim…
Görevin, demokratik koşullar ve hukukun içinde üzerine düşen görevi, son noktada doğru olarak yapmasını bilecek ve yapacaksın…
Başka çaren kalmadı çünkü…
XXX
Bakın…
TBMM’ne son bir “Torba yasa” geldi…
Bu öyle bir uygulama ki, ne istersen içine doldur, el değer etek değmez, oy çokluğu ile meclisten geçir, olsun sana yasa.
Yeni “Torba”da ne var?
Torba yasa teklifini 75 AKP'li milletvekilinin imzasını taşıyor.
“Torba kanun teklifi” TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kabul edilip meclise geldi…
Kanun teklifine göre, TCDD'nin bazı yatırımlarının finansmanının, işletme bütçesinde yer alan devlet finansman açıklarının Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından desteklenmesinin süresi 2023 yılı sonuna kadar uzatılacak. Bu süreyi 10 yıla kadar uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine göre cumhurbaşkanı yetkisinde ve meclis devre dışı…
XXX
İşte bunu ifade etmek istiyorum baştan beri…
Bu yasa öyle bir yasa ki, baştan sona tehlikeli. Bundan sonra dış finans kaynaklarından alınacak borçların kararını ve uygulamasını tek kişi yapacak, kimse soru soramayacak demektir.
Bu de geleceğimizin karartılmasının devamıdır…
XXX
Demek oluyor ki “Tevekkül” etme sınırına daha gelmemişiz, görev milleti beklemektedir. Eğer “Tevekkül” göstermeye devam edeceksek, hiçbir zaman durumumuzdan şikâyet etme hakkımız asla olmayacaktır.