TEMEL ÇÜRÜK İSE (2)…
Temel çürük deyince, geçen yazdım, Kayseri’nin zemini çürük, yüksek katlı binaların her biri maazallah çöktüğünde kaç can gider düşünmek bile istemiyorum…
Elbette biz bunları yazdığımızda, ilgililerden “Hayır sağlam, şunu yaptık bunu yaptık” diye bir açıklama gelmiyor, beklemiyorum da, yapılan imar uygulamalarını da doğru bulmuyorum.
Kayseri’de bir büyüğüm ile telefon sohbeti yaparken, konu Kayseri’nin zeminine gelince, “Engir gölünün civarını da imara açmışlar” dedi…
Gerçekten doğru ise ve oraya da yüksek katlı binalar yapılacaksa ve insanları o binaların içine gidip oturacaksa, pes vallahi diyeceğim bir şey yok doğrusu…
Bu da gösteriyor ki bir çürük temel daha ve üzerine inşa edilecek binaların gelecekte ne olacağı.
Bütün bu sorunlara çözüm bulması gereken siyasi oluşumlar, parti ayırmaksızın söylüyorum, ne yapıyorlar?
Bakın onu da bu vesile ile anlatayım, örnek vereyim…
XXX
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir depremi sonrası yaptığı açıklamaları eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne yazık ki ana muhalefetin başındaki zat, beşinci gün yaptığı turistik ziyarette ‘Hâlâ enkazlar kaldırılmadı’ diyor. Bir işi bilirsin konuşursun ama bilmediğin iş hakkında niye konuşursun. Sus da adam sansınlar.”
Dedi…
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun İzmir milletvekili olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Düşünebiliyor musun? Şöyle bir uğrayıp dönüyorsun. Başından sonuna kadar kalman lazım… O ilin vekilisin yahu. Bunu da yapmayıp orada hayatını her şeyini feda etmeye hazır olan bakan arkadaşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız hakkında ileri geri konuşuyorsunuz.”
Da dediiii.
Ve bir de şunu ekledi…
“Erzincan depreminde CHP sözcüsünün dedesi de o zaman İçişleri Bakanı'ydı. 33 bin vatandaşımız o zaman ebediyete intikal ettiler. Kalkıp da geriye bakıp neler olmuş bunu sorgulama hassasiyetini göstermeyen bu zihniyet, kalkıyor bu yalan yanlış ifadeleri kullanabiliyor.”
Bilinmelidir ki bu tarzda siyaset ile millete hizmet edilemez.
Baksan ikisine de ikisi de doğru yapmıyor…
Birincisi, Cumhurbaşkanı sıfatı ile muhalefet liderine “Sus da adam sansınlar” ne demek!...
İkincisi, Erzincan depremi 26 Aralık 1939 yılında oldu… Şiddeti 7,9 idi. 33 bine yakın insan hayatını kaybetti, 100 bin civarında insan yaralandı, 6 bini geçkin bina hasar gördü. O tarihte bu yıkıntı, Erzincan’ın yerle bir olması demekti ve o günün koşullarında deprem haberi bile Ankara’ya geç ulaşmıştı. O depremde hükümetlerin yaptıklarını uzunca anlatmanın Erdoğan’a bir faydası yok, o ayrı bir konu ama tarihi de bilmiyor her zamanki gibi. Ayrıca Erzincan depremindeki “Millet ve hükümet” dayanışmasını bilmiyor bile…
Kalkıp o günün koşulları ile bugünün koşullarını karşılaştırmak, açıkça abesle itigaldir. Zaten hep aynı şekilde karşılaştırma yapıyor ve cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki sanayinin, yani sattığı sanayi kuruluşlarının yerine kaç tane sanayi kuruluşu koydun deseniz, emin olun cevap yoktur…
Şimdi bu gerçekler ışığında muhalefet partisi lideri de aynı üslupta cevap verse doğru olur mu?
Bana göre olmaz ama olduruyorlar ne yazık ki…
Ülkenin içinde bulunduğu çürük zeminlerdeki sorunların çözümü, karşılıklı laf yetiştirmek değil…
Çözüm odaklı bir yürütme ve çözüm odaklı bir muhalefet istiyor millet.
Dilinize sahip olun biraz…
XXX
KOMEDİYE SON VERİN ARTIK…
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir istifa şekli…
Çocuklar gibi “Küstüm oynamıyorum, gidiyorum” gibisinden sosyal nmedya hesabından istifa ediyor. Etsin mesele değil ama istifayı kabul eden makam, “…İstifası kabul edilmiştir” diye resmi gaztede yayımlar ve yerine atadığını da belirtir.
Ben böyle bir istifa kabulünü hayatımda hiç görmedim. Belki rahmetli Nejat Uygur tiyatrosunda piyes olur…
İstaifa kabul açıklaması şöyle…
“Türkiye’nin Cumhuriyet tarihindeki en büyük yönetim reformu olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçişin ardından Sayın Cumhurbaşkanımız kabinesini kurarak milletimizin takdirine sunmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabinede yer verilen bakanlarımız, 10 Temmuz 2018 tarihinde Meclis’te yemin ederek resmen görevlerine başlamışlardır.
Daha önceki hükümette Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapan İstanbul Milletvekili Berat Albayrak, Cumhuriyetimizin 66’ncı Hükümeti olan bu kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olarak yer almıştır.
Bölgesel ve küresel siyasi krizlere ilave olarak koronavirüs salgını sebebiyle gelişmiş devletlerin dahi ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı bir dönemde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın gayretleriyle ülkemiz, bu kritik süreçte olabilecek en az hasarla yoluna devam etmiş, sayın bakanımızın başarıları sayın Cumhurbaşkanımız tarafından takdir edilmiştir.
Bilindiği gibi 8 Kasım 2020 Pazar akşamı, Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak, sosyal medya hesaplarından birinde sağlık nedenleriyle görevden affını isteyen bir açıklama yayınlamıştır.
Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan değerlendirme sonunda Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevden af talebi kabul edilmiştir.”
Muz cumhuriyeti uygulamasını da geçti, komedi cumhuriyeti oldu, biraz ciddi olun yav…