Yeni Anayasa değişikliği ve Çeşitlilik üzerine geçtiğimiz günlerde bir yazı kaleme almıştım.
Ama konu daha da geniş bir alana yayılmış durumda.
31 Mart 2024 Seçimleri öncesinde iktidar bu konuyu daha da olgunlaştırıp bitirmek için dört koldan çaba sarf ediyor.
Bu konuda dair ciddi eleştiriler var.
Son olarak Saadet Partisi Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Yahyalı ilçe kongresinde bu konuya dair konuştu.
Ve… Sordu Arıkan.
ARIKAN: “BU ANAYASA PERİLERİ NİÇİN GELİYOR”
Arıkan, yeni anayasa yapılmasının gündeme getirilmesini ekonomik sıkıntıların üstünü kapatmak amacıyla yapıldığını ifade etti.
SP Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, “12 Eylül darbesinin ardından darbeciler, antidemokratik uygulamalarla ülkeyi kontrol edebilmek için askerin 'sorgulanamaz' kararları ile 1982 anayasasını hazırlatmıştı. Malumunuz yeni anayasa sürecini, askerî yönetimin belirlediği 'Danışma Meclisi' yürütmüştü. Anayasanın oylanacağı referandum birtakım yasakların gölgesinde gerçekleştirilmiş süreçte aleyhte konuşmak yasaklanmıştı.
Anayasa 7 Kasım 1982'de halk oyuna sunuldu.
Postal sesleri, özgürlük ortamını bastırmış, Kenan Evren de Cumhurbaşkanı olmuştu.
Böylece o günün muktedirleri de kendi iktidarları için ‘sınırsız’ bir yetki elde etmişlerdi. Yıllar içinde Türkiye 12 Eylül'ün antidemokratik uygulamaları ile yüzleşti.” dedi.
TAM 23 KEZ DEĞİŞTİRİLDİ…
Konuşmasının devamında önemli bir ayrıntıya da dikkat çeken ve özellikle vurgu yapan Arıkan, sözlerine şöyle devam etti:
Ve… 1982 Anayasası 23 kez değiştirildi.
Buranın altını çiziyorum 23 kez değiştirildi.
Bu 23 değişimin 12’si AK Parti döneminde oldu.
177 maddelik anayasanın 30’u aynı maddelerde olmak üzere toplam 134 hükmünde değişikliğe imza attı.
2017’de bir yönetim sistemi değişikliğine gidildi.
Şimdi İktidar yeniden, başka hiçbir derdimiz yokmuş gibi, Yeni Anayasa Tartışmasını başlattı.
Hani internette, gençler çok fazla kullanıyor bu tabiri ben de tam burada uygun olduğunu düşünüyorum AK Parti ve Sayın Erdoğan ne zaman sıkışsa onlara hemen “Anayasa Perileri” geliyor.
Sihirli bir ses onlara “Anayasayı değiştirin” diyor.
Peki bu arkadaşlarımıza bu anayasa perileri niçin geliyor?
Bu memleketin esas meselelerin konuşulmasını istemiyorlar.
Bu milletin esas sorunların konuşulmasını istemiyorlar.
Devleti değil algıyı yönetmek istiyorlar.” diyerek yapılmak istenen şeyin hedef saptırmak öncelikli olmak üzere gündeme dair tartışmaların mecraını başka bir platforma kaydırmak olduğuna değindi.
HEDEF KAMPLAŞTIRMA POLİTİKASI
Tartışmaları ortaya çıkaranların hedefinde kamplaştırma politikası olduğunu belirten Arıkan, “Bu oyunun kuralı çok basit arkadaşlar! Anayasa tartışmaları ile insanlar kamplaştır.
Kim daha demokrat, kim darbeci bunları belirle.
Kendini vatanperver ilan et, ötekileri vatan haini.
Sonra? Ne ekonomi konuşulsun ne iç güvenlik konuşulsun ne de dış politika…
Şimdi ben biliyorum bazı yandaş arkadaşlar hemen bu bölümleri kesecek ve şöyle bir süslü başlık ile medyaya girecek “Yeni Anayasa’ya Karşılar” Yahu arkadaşlar şunu anlayın artık biz sizin keyfi uygulamalarınıza karşıyız!
Sizin bu keskin dilinize karşıyız!
Mesele bundan ibaret.” şeklinde konuştu.
SİVİL ANAYASAYA KARŞI DEĞİLİZ!
Konuşmasının son bölümünde Arıkan, “Şuna buradan bir açıklık getirmek istiyorum.
Biz Yeni Sivil Anayasa’ya karşı olamayız.
Elbette bu metin sivilleşmeli, Türkiye’mize yakışır bir mutabakat metni olmalıdır.
Memlekette adaleti, hukukun üstünlüğünü ve özgürlüğü temin etmelidir. Ancak şu anda belirsiz, tartışmalı zeminleri terk edip, teşkilat çalışmalarımıza odaklanmak için en doğru andayız. Şimdi geçmişe bakıp, inancımıza sarılıp; bu umutsuzluk ikliminden Türkiye’yi çıkarmak Saadet Partisi teşkilatlarının görevidir. Bu durumda iş yine haziruna, bize, teşkilatlarımıza düşmektedir.” açıklamasında bulundu.
Arıkan’ın endişeleri ortada.
Olayın hedef saptırmak olduğunu ve ülkede yaşanan Ekonomik krizin üstünü örtmeye dair bir hamle olduğu düşüncesinde ve Cumhur İttifakının bu konuda yapılan onca değişikliğe rağmen samimi olmadığı gibi sürekli temcit pilavı gibi konuyu ısıtıp ısıtıp gündeme taşımasından da epey rahatsız.
BU KONUDA KİM NE DİYOR?
Çok sayıda görüş var bu konuya dair.
Lafı fazla uzatmadan kestirmeden iki keskin görüş ile bu konuyu toparlayalım bugünlük.
Sabri Şenel, "Yeni Anayasa bir tuzaktır. Bunu herkese anlatalım. Çok dilli çok etnikli Türksüz anti-laik bir anayasa taslağıdır.
RTE'nin 2023 hedefi budur. Türkiye Türkiye olmaktan çıkacak, bölünmüş basit bir sömürge islam emirliğine dönüşecektir. Bu çalışma bütün partiler tarafından gizli görüşmelerle hazırlanmış mutabakata varmışlardır. Hatırlayın;Ümit Özdağ bunu açıkladığı için istenmeyen adam ilan edilmiştir.
“Siyaset ile ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, içerideki cephenin suskunluğudur.” M.Kemal Atatürk Susmayın !”
Nurşen Eken Kılınç @UmayAnaaa “Kişiye özel Anayasa yapılmaz ! Türk Milletinin binlerce yıllık devlet geleneği ve Töresi vardır.
Türkiye Cumhuriyeti 'nin kuruluş esasları Anayasamızın ilk üç maddesinde belirtilmiştir. Değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez. Bu koşul 4.maddede belirtilmiştir. Buna başvurulduğunda milletin meşru direniş hakkı doğar.
Anayasayı tanımayan bir yönetim yasadışı konuma düşer ve halkın karşısında kimsenin ayrıcalığı ve dokunulmazlığı yoktur.”
İLK 4 MADDE DE NE YAZIYOR?
MADDE 1: Türkiye devleti bir Cumhuriyettir.
MADDE 2: Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
MADDE 3: Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.
MADDE 4: Anayasa’nın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2’nci maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Görünen o ki son tura girdik.
100. Yıl sanırım tarihi rövanşta son tur ve son hamleler ardı ardına geliyor.
Teklif dahi edilemez deniliyor ama sanırım değiştirmekte epey kararlılar.
O zaman herkes kendine göre pozisyon almak yerine topyekün pozisyon alacaktır.
Önümüzdeki günler bu gelişmelerin daha da farklı mecralarda tartışılarak daha da olgunlaştırılması ve kestirmeden artık işin bitirilmesi yönünde de en ağır hamlelerin yapılacağı “Altın Vuruş”un yapılacağı günlere gebe.