“Her 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde aynı mevzuları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp gündeme taşımaktan yorulup sıkılmadın mı kardeşim?” Diye soruyorlar. Hayır sıkılmadım Anlata anlata konuşa konuşa doğru sanılıp yıllar içinde bir ritüel haline gelen yanlışları böyle böyle bitirme niyetindeyim. Her 3 Aralık Dünya Engelliler Gününde aynı manzaralar, aynı senaryolar, basmakalıp sloganlar haliyle dön dolaş yine aynı mevzular. Siz söyleyin açın bakın geçmiş yazı ve söylemlerine dünden bugüne anlattıklarım içinde değişen birşey var mı?
Slogan atıp hayatı da ne yazık ki slogan yaşıyoruz. Hayatı slogan yaşamayı seviyoruz. Her Zaman olduğu gibi işin kolayına kaçıyoruz. Her günü birilerine adayıp sadece 24 saat üzerine düşünüp 25 şinci saat dün dündür bugün bugündür zihniyeti ile unutuyoruz.
Günü kurtarıyoruz kurtarmasına da ya sonra?
Sonrasına da Allah kerim.
Dostlar alışverişte görsün. Lafa gelince mangala gelince kül bırakmıyoruz. Oysa sadece günlük düşünüp günü kurtarıyoruz. Bir nevi halı altına süpürüyoruz. Küçük bir kartopunu böyle böyle büyütüp koca bir çığ haline getiriyoruz. Meselenin çözümünü hayatı slogan yaşayarak 24 saat düşünüp 25 şinci saat unutarak dün dündür bugün bugündür zihniyeti ile hareket ederek açmaza sokuyoruz.