Bazı sözler vardır, söyleyen adına tehlikelidir, söylediğine adamı pişman eder, söylediği sözün altında kalır.
Sıralarsak o sözleri…
Konuşursam.
Konuşursam şayet sokağa çıkamazlar…
Vakti gelince açıklayacağım.
Sabrımı/sabrımızı sınamasınlar.
Kırmızı çizgim/çizgimiz.
Bunlar bazıları, aklınıza gelen daha başka varsa ekleyebilirsiniz.
Bazı hareketler vardır ki, geri dönüşü mümkün değildir.
Sözler ağızdan çıkınca.
Ok yaydan çıkınca,
Mermi namludan çıkınca…
Macun tüpten çıkınca…
Ondan ötürüdür ki büyüklerimiz, “Kırk düşün bir konuş” demişler.
Siyaset dünyasına bakıyoruz.
Hakaretin bini bir paraya…
“Konuşursam” diye başlayan cümlelerin konularını bile unuttuk, neydi ki? Bugüne kadar konuşanı hiç görmedik.
Çizgi çekip de çektikleri çizgileri unutanlar.
Sabrı bir türlü tükenmeyenler, sınana sınana sınanacak hali kalmayan sabırlar…
Sorsak…
Berna Gözbaşı hamfendiye; “Kayserispor’un açıklayacağınız hainleri kimlerdi?” desek mesela…
Mesela… Baki Ersoy Bey’e sorsak; “Sabrınızın sınırını sınıyoruz, de bakalım n’olacak?” desek…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’a da desek ki; “Bugüne kadar birçok çizgi çizdiniz hepsi silindi. Bir çizgi daha çizdiniz, ne zaman solacak?” desek…
Tabi soramıyoruz…
Devam etsek, desek ki bu kadar hakaret neden?
“Mevcut görev makamında olmasaydınız, söyleye bileceğiniz sözler mi bunlar?”
Desek…
Şunu iyi bilmek gerekir ki…
Çizgiler çizmekle…
Sabırlar gösterdiğini beyan etmekle…
Omuzları aşağı doğru indirip hafif kambur ve bacaklardaki afili yürüyüş ile…
Delikanlılık olmaz…
Bir defa şunu çok iyi bilmek gerekir ki, delikanlıda sabır olmaz, alenen ve açıklayıcı cümle kurarak uyarır gerekirse bir daha uyarır, sonra gereken neyse onu yapar…
Delikanlının çizmeye de ihtiyacı olmaz. Çizecekse eğer, alenen ve açıktan karizma çizer.
Sonra ve en önemlisi…
Delikanlının ağzı it kulübesine benzemez ki kafasını kulübeden dışarı çıkarıp havlasın.
Delikanlı, söyler…
Delikanlı gereğini yapar…
Yalanı dolanı yoktur, dili de dolaşmaz…
Bak…
Delikanlı en hasından da korkar.
Çünkü korku, insan olanda, aklı olanda, cesaret sahibi olanda vardır. Yani fıtrattandır.
Korku ayrı şeydir, korkmak ayrı şeydir.
Korkunun ecele faydası yoktur, delikanlı da bilir ki ölünecekse ölünür.
Ama en güzel ölüm, isim bırakarak vatan uğruna, millet uğruna ölmektir.
Demek o ki delikanlı, bok yoluna ölmez, edebi ile adabı ile ölür…
Tehlike onun kitabında yazmaz çünkü tehlikeden, özellikle tehlikeli sözlerden kendisini uzak tutar…
O zaman ne yapacağız?
Ya delikanlı olmayı bileceğiz…
Ya da delikanlı numarası yapmaktan vaz geçeceğiz…