Siyasette “Tarihi” denilebilecek kişiler vardır.
Söz konusu kişileri, düşünceleri itibariyle seversiniz sevmezsiniz o ayrı bir konu ama geçmiş zaman işindeki o siyasi kişileri sadece düşüncelerinden dolayı takdir eder veya etmezsiniz.
Onların adını asla hiçbir yolsuzluk veya başkaca olumsuz davranışlar içinde göremezsiniz ve bu onlar için başkaları karşısında üstünlük sağlayacak davranışlarıdır.
Ve Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yönetimde olanlar arasında bunlardan oldukça çok vardır. Son 18 sene hariç…
Hariç çünkü şeffaf değiller. Milletin önüne muhatapları ile birlikte çıkıp tartışamıyorlar, sorulara cevap veremiyorlar ya da vermiyorlar,
Kitabının adı “Türk Siyasal Yaşamında Hüsamettin Cindoruk” ve yazan Kaan Gaytancıoğlu.
Bildiğim kadarıyla yeni çıkmış, alıp da okuyamadım ama okuyacağım.
Sayın Hüsamettin Cindoruk ile DYP Gel Başkanlığı döneminde Ankara Akay yokuşundaki DYP genel merkezinde Kayseri Eski DYP milletvekili Osman Çilsal sayesinde tanışma ve çalışma fırsatım oldu.
Serbest avukatlıktan devletin en tepesinde kadar görevlerde bulunmuş, devlet deneyimi olan, saygın bir siyasetçi,
Genç siyasetçilerin O’ndan öğrenecekleri çok şey var. Bu gibi siyset adamları kolay yetişmiyor çünkü…
Bir söyleşide ülkeye zorla dayatılan “Cumhurbaşkanlığı” sistemi hakkında şunları söylemiş.
“Devletin tılsımını bozup, başkanlık sistemi dayatmak nafile, yasa dışı, sonuçsuz bir girişimdir. Bilimsel de değildir. Gerçekçi hiç değildir. Türkiye Cumhuriyeti’ni meclis sisteminden vazgeçmeye neden olacak toplumsal ve siyasal olağanüstü olay yaşamadık. Böyle bir hak edişi elde etmiş, nitelikli kişi veya parti de yüzyıldır Atatürk’ü aşarak gelmedi.”
Aslında Türkiye’deki “Başkanlık sistemi” değil, “Tek adam” ve “Saltanat” sistemidir.
Ve o “Tek adam”ın yeterli devlet deneyimi, eğitim seviyesi, yönetim kabiliyeti olmadığı için, ülke son 18 yıl içinde ekonomik kâbus çukuruna düşmüş durumda.
O “Tek adam”ın tek bir amacı var, Türkiye’de cumhuriyet, demokrasi ve parlamenter rejim, sonlandırıp, saltanat ile yönetilen “İslam rejimine” dönmek ve Atatürk’ün önüne geçmek.
Ham hayal…
O nedenle de cumhuriyetin kuruluşundan bu yana geçen tüm zamanları ve zamanın olanaklarıyla yapılmış işleri görmezden gelip “Fetret devri” ya da “Reklam arası” olarak görmektedirler.
Bugün ülkenin içinde bulunduğu sorun, ekonomi…
Kayınpeder ve damat, tek başlarına ülkede ekonomi yürütüyorlar ama…
Yandaş ceplerini doldurmaktan ve İstanbul’a geriden bakıp “Allah bizi affetsin” demekten öte bir şey yapmıyorlar.
Hatta iktidarlarını sürdürmek uğruna, orduyu, polisi, yargıyı ele geçirip, TBMM’ni etkisiz hale getiriyorlar ve saltanat sürmeye devam ediyorlar.
Evlerinde yemekleri var, istedikleri gibi harcayıp, devletin kesesinden ailece istedikleri kadar seyahat edebiliyorlar. Devletin uçakları onların emrinde, yollarda onlarca koruma ile gösteriş yaparak geçiyorlar…
Bu, devlet yönetmek değildir.
Bunun adı başka bir şey, saltanat…
XXX
Bakın yazıyı yazdığım şu an itibariyle dolar kuru 7,3284 ama gün içerisinde 7,3589 rakamını gördü Türkiye’nin ekonomisi buna nasıl dayanacak?
Oysa seçim öncesi meydanlarda ne diyordu, Muharrem İnce video kaydı ile birlikte paylaşmış…
Erdoğan konuşmasında “Ülkemize yönelik ekonomik saldırılar daha ziyade dövizi gibi faizi gibi makro dengeler üzerinden yapılıyor. Şu 24’ünü hayırlısı ile bir atlatalım, 24’ünde siz bu kardeşinize yetkiyi verin ondan sonra faizle şununla bununla nasıl uğraşılır göreceksiniz”sözleri yer alıyor. İnce’nin meydanlardaki cevabi konuşmasında ise, “Erdoğan bir daha seçilirse dolar 8-10 lira” demişti. Dolar da yukarı doğru seyrine devam ediyor ve yakında o rakamlara ulaşırsa şaşırmayacağız.
Ekonomiyi derinlemesine ve bilimsel açıklamasına girmeye gerek yok…
Üreten kazanır, yan gelip yatan ise, Ağustos Böceği gibi kurur kalır.
Alan borçludur, veren alacaklı ve aldığın borcun da ödeme gibi bir geri dönüşümü olması gerekir. Üretmeden nasıl ödeyeceksin?
Televizyonlara çıkıp vatandaşın büyük bir kesiminin anlamadığı deyimleri kullanarak ekonominin sağlıklı gittiğini söylemek, millet ile kafa bulmak, aptal yerine koymaktır.
Hani faizi düşürecektiniz?
TCMB, bugün (dün) itibariyle faizleri yükseltti, n’oldu şimdi?
AKP sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı basın toplantısında, torbasına koyduğu her türlü konuları, eğri veya doğru, inanırsınız veya inanmazsınız söylerken…
Ekonomi hakkında diyor ki…
"Ekonomimizin gücünü garanti altına alan adımlara devam edeceğiz. Hükümetimiz Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimi ile dimdik ayaktadır. Her türlü kriz senaryosunu boşa çıkaracak, hedeflerimize yürüyeceğiz."
Çocukluğumuzda mahallede oyun oynarken, aslı astarı olmayan, inandırıcılığı kuşkulu şeyleri anlatanlara bir şey derdik…
Burada yazılmaz ki yazayım…
XXX
Siyaset tarihimizin önemli kişilerinden biri olan Sayın Hüsamettin Cindoruk ile girdik, nerelere geldik…
Geldik çünkü siyasi tarihimizde bugünler gibi günler hiç yaşamamıştık. Yaptığı değerlendirme önemlidir ve tarihe geçmiştir.
AKP gidici, kendileri de biliyorlar gidiciler.
Ne var ki gittiklerinde her şey güllük gülistanlık olmayacak. Onların bıraktığı acı faturayı bir süre ödeyeceğiz.
Ancak umarım ki giderken hesabını de vererek giderler…
Tarihten ders çıkarmayanların sonu hüsrandır…