Ülkemizin o kadar çok sorunu varken, korona virüsü bütün sorunların üzerine adeta kabus oldu çöktü…
İşin ilginç yanı, kabusu mizaha çevirmede de üzerimize yok…
Örneğin…
Sosyal medyada sesli dolaşan bir mizahi anlatım, diyor ki arkadaş…
“Diyanette görevli memur olan bir arkadaşım söyledi, bu korona virüsü cinler vasıtasıyla insanlara musallat oluyormuş. Yatarken 99 defa korana, orana burana burana korum ha, derseniz kesinlikle musallat olmuyormuş…”
Bir başkası; “2020’yi ölmeden tamamlarsak devlet gazi unvanı verecek mi?” diye soruyor….
Bir başkası şaşkın; “ Deprem var, içeri girmeyin… Virüs var, dışarı çıkmayın. Hayırlısıyla bir ölseydik…” diyor…
Fırsata çevirenler var, hayasızca…
Limon kolonyası, makarna, maske fiyatları almış başını gitmiş…
Şimdi gece yatarken “Korona… Orana burana korum ha…” desen 99 kez n’olacak ki, ahlaksız olduktan sonra o dua da tutacağı varsa tutmaz.
Ancak, bulaşıcı hastalıklar üzerinde ihtisas yapmış doktorların hemen hepsinin birleştiği müşterek bir nokta var…
Korunmak ve korunmak için de kendinizden başlayarak çevrenizi temiz tutmak…
Kısacası hemen her alanda temizlik temel kural…
Anlatılana göre korona virüsünün etkisi bu sene. Gelecek sene belki de “Koyona” ya da “Koydumona” virüsü çıkacak. Çünkü her sene bir virüs ortaya çıkıyor, çıkar çıkmaz gerekli önlemler alınmayınca da aşısı bulunana kadar zaten olan oluyor.
Ortak aklın ortaya koyduğu çözüm temizlik ise, toplumun bir tamamı bu kurala uyacak ama…
İşte o “ama” kelimesi belimizi büküyor.
Kurala, kurallar silsilesine uymak, eğitimli toplumların başarabildiği bir iştir. Cahillik oranı yüksek olan ya da cahilce davranmayı eğilim haline getiren toplumlarda kurallar aslında “Uyulmamak” için konulmuştur.
Adam her zamanki gibi meyhaneye gitmiş, bakmış ki çok tenha…
Garsona sormuş “Hayırdır, neden bu gece çok tenha, bir şey mi var?”
Garson bütün üzüntülü tavrını göstererek “Evet abi… Korona virüsü var” demiş…
Adam gülerek, “Son şu bizim masayı donat, virüsün koronası varsa, bizim rakı kor ona” demiş…
Oysa toplum olarak çok basit temizlik kurallarına uyduğumuzda, bu virüsten kurtulacağız.
Örneğin limon kolonyası çabasına düşmeyeceğiz, sabun kolonyadan daha ve en etkili temizlik maddesi…
Maske mi bulamıyorsunuz?
Maskenizi evdeki kâğıt havludan kendiniz yapacaksınız. Eğer evde paket lastiğiniz de varsa maske de var demektir.
Sokak röportajında soruyorlar “Önlem aldınız mı” diye…
Adam cevap veriyor; “Beş vakit abdest alıyorum…”
Aslına bakarsanız, gerek korona virüsünün gerekse geçmişten bildiklerimiz ile gelecekte göreceklerimizin
Arasında derin bir fark yok. Hepsi de bilinen virüsler olup, anlatılanlardan yanlış anlamadıysam değişikliğe uğramış halleri olduğu gerçeğidir.
Tekrar vurgulamak gerekirse…
Hepsinin de temel düşmanı, temizliktir…
İnancımızda da “Temizlik imandan gelir” denilmesinin de bir anlamı varsa, işte o da budur.
Korona ya da gelecekte bir başka virüs…
Temel düşmanı temizliktir ve eğer temizlik kurallarına dikkat ederek yaşamaya devam ederek, gerekli önlemleri almış oluruz…
Ne var ki önlem alamayacağımız şerefsiz, namussuz, iffetsiz, aşağılık bir virüs var ki, ne zaman ortaya çıksa üzülerek ifade edeyim ki onları önlemek için ne sabun, ne alkol ne de bir başka dezenfektan işe yaramıyor.
Yüzlerine tükürdükçe de daha azıyorlar…
Onlar ki mi?
Fırsatçılar diyelim kısaca.
Öyle insanlardır ki bunlar, her şeyden nemalanırlar, en sonunda ölülerden bile nemalanmaya çalışırlar giderayak…
Korono virüsü ortaya çıktığından bu yana, şerefleri bir para olan bu kişileri de yakından bir kez daha görmüş olduk.
İşin en ilginç yanı nedir bilir misiniz?
Ticaret bakanı Hamfendi, görev kendisine ait değilmiş gibi vatandaşlar bu kişileri şikâyet etmelerini istiyor…
Peki, senin işin ne kardeşşş…
Şikâyet etmeden resen yakalayıp işlem mi yapamıyorsun ki “Şikâyet et” diyorsun?
Fuzûlî ile bitirelim…
Dost bîvefâ, felek bîrahm, devran bîsükûn,
Dert çok, hemdert yok, düşman kâvî, tali'zebûn..
Bugünün Türkçesi ile: Dost vefasız, dünya merhametsiz, devir huzursuz, dert çok, derdimi paylaşan yok, düşman kuvvetli, talihim zavallı ve çaresiz...