İsterseniz, sizin emellerinize ulaşmanıza engel olacak tüm her şeyi engelleyin…
23 Nisan’a Kutlu doğum gününü…
19 Mayıs’ı, öğrencilere inat…
20 Ağustos’u…
29 Ekim’i…
Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlara inat…
Engelleyin…
Bunları bir kenara bırakın, 1071 Malazgirt savaşını…
15 Temmuz’daki dandik ve danışıklı darbe girişimini…
Bahane edin, diğerlerinin hepsini silmeye çalışın…
Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kurtuluş Savaşı sonunda kurulmasında atılan sağlam temelleri ile bugüne kadar geldiğini, hatta sizlere rağmen geldiğini düşünün…
Düşünün bakalım nasıl olmuş…
Bir bayrak altında toplanan millet, siz kutlamasanız da bile, yine kutlamalarına devam edecektir.
Ülkenin kurucu liderinin huzuruna çıkmayı bile kendinize zül sayıyorsunuz ama istemeyerek gittiğiniz huzurdan siz ayrıldığınızdan sonra kaç kişi gidiyor biliyorsunuz, sayısını saklasanız da…
Siz yasaklayın, millet olarak bizler bir şekilde kutlamamızı yine de yapacağız, bunu da bilin.
XXX
İktidar ve onun maliye bakanı her gün çıkıyor, ülkenin ekonomisinin füze gibi fırladığını, gelecek günlerin aydınlık olacağını filan söylüyor ya…
2002 yılını geçelim…
Ocak-2003 yılının ilk günü itibariyle dolar, o zamanın parası ile 1,648,438 lira… Sil rakamdan 6 sıfırı, bugünün değeri ile 1,6484 lira…
Bugün 24 Ağustos 2020, 17 yıl sonra dolar kuru 7,3560 lira…
Benim hesap yapma kabiliyetin yok, siz hesaplayın bakalım yüzde kaç artış olmuş?
Bu durumda ekonomi mi uçmuş dolar mı uçmuş?
Bu işin başarısı nerede acaba?
Ülkede her şeyi ithalata bağladınız, samandan tutun tüm ihtiyaç maddelerini…
Bağlı olarak üretimi yok ettiniz…
N’oldu sizce?
Dolara bağlı ithalat nedeniyle, piyasada fiyatlar ona göre arttı.
Her şeyi aklınıza estiği gibi yapıyorsunuz, bilmiyorsunuz, bilmediğiniz de bilmiyorsunuz.
En azıdan üniversitelerde okutulan “İktisada giriş” kitabını alın da en basiti bile okuyun, bilgi sahibi olursunuz…
XXX
Devam edersek…
Karadeniz’de doğalgaz rezervi bulundu, bulunur…
Maliyeti var, katlanılır…
Sonuçta çıkan doğalgazın maliyet birim fiyatı ile ithal ettiğimiz doğalgazın maliyet birim fiyatına ve evlerin, işletmelerin faturasına nasıl yansıdığına bakarız…
Gazın ya da petrolün bulunması, dış ilişkilerimize de etkili olabilir…
Ben konuya ekonomi ve maliyet açısından baktım ama bunları da gözden kaçırmayalım ki doğru yaklaşım…
Ama kardeşim, millete neden yalan yanlış bilgi veriyorsunuz?
Bulunan doğalgazın, evdeki ocaklara, ısınmaya ulaşması için 2023 yılını göstererek yanıltmanın ne gereği var?
Konuyla ilgili “Mühendis” kişilere sordum…
Cevapları şöyle oldu…
Bulunur ve çıkartılır, sorun değil…
Ancak, bir kuyunun açılması ile rezerv tam tespit edilemez. Sondaj ve kurulacak platform en az 4-6 yılı bulur. Kaldı ki benzer birçok bölgelerde geçmişte tespit edilen rezervler var ama çıkarılması ekonomik değil.
Dahası, gazı çıkartıp doğrudan şebekeye verme imkânsız…
Kullanılır sıvı doğalgaz haline getirilip şebekeye verilmesi için tesis gerekli…
Ve bunların hepsi de zamana bağlı ve 2023 hayaldir...
İşte benim takıldığım nokta da tam burası.
Olmayacak duayı edip vatandaşa 2023 demenin anlamı nedir?
Bizim için bilinen bir gerçek, siyasi propaganda olarak kullanılması da bilmeyenler bilsin diye bu kadar lafı sündürüyorum…
Elbette anlayana…
Biz 30 Ağustos Zafer Bayramını candan, yürekten ve tüm varlığınızla kutlarken, kutlamayanlar düşünsün.
“Kutlamama” kararının bir örtüsü de “Gaz bulduk” propagandası…