Tasvip etmek ne mümkün.
Hatta destek vermek ve onaylamak dahi.
Ancak Türkiye tarihine darbeler damgasını vurmuştur.
Ve… Ardından bıraktığı acılar vardır halen yürekleri sızlatan…
Gencecik fidanların toprağa düştüğü günler, kardeş kavgasının körüklendiği günlerin şimdiki zaman diliminde bambaşka bir boyutunu yaşıyoruz.
Etnik kimlikler kaşınıyor.
Dinsel inanışların Sunnisi-Alevisi ve daha diğerleri sürekli gündeme getiriliyor.
Birileri haddini aşarak insanların Allah inancını sorgularken sözüm ona uydurdukları bir din ile insanların yaşamlarına yüzde yüz nüfus etmeye çalışıyorlar.
DARBE DEMEK…
“Darbe demek!” demokrasiye vurulan en büyük kelepçe demek.
İnsanların hayatının illegal bir yol ile kesintiye uğratılması demek.
Acı demek, gözyaşı demek, mapushane demek…
Açlık demek, susuzluk demek, işkence demek, temel hak ve özgürlüklerden mahrumiyet demek…
Zoraki ve illegal bir yönetim anlayışının insanların hayatını bambaşka boyutlara taşıması, esaret demek.
Kişi hak ve özgürlüklerinin gaspı demek.
İnançlara, yaşam tarzına, toplumsal hayata indirilmiş darbe demek.
DEMOKRASİ’YE VURULAN DARBE…
12 Eylül Askeri darbesi ise bir başka hüzün boyutu Demokrasi tarihine vurulan darbe ve ülkenin nerede ise kimilerine göre 20-30 kimilerine göre ise 40-50 yıl geriye gitmesine neden olan bir hamle.
Hiç kuşku yok ki hiç bir askeri darbe ne tasvip edilebilir ne de desteklenebilir.
İnsan hayatı için olmazsa olmaz şartlar "Cumhuriyet", “Laiklik” "Hürriyet", "Demokrasi" kavramlarıdır.
İnsanlar eşittir ve bu eşitlik ile de hür iradeleri ile kendilerini seçecek insanları kendileri hiç bir baskı olmadan tercihlerini gidip demokrasinin en güzel gereği sandıkta hür iradelere ile geleceklerini tecelli ettirebilme haklarıdır.
ÇOK ÇEKTİK…
Bu ülke darbelerden çok çekti.
Adı, tarihi, kimin organize ettiği, iç mi-dış mihraklar mı hiç birisinin önemi yok.
Bir daha insanımızın bu tür darbelere karşı uyanık olması ve geleceğinin karatmak isteyenlere karşı daha dirayetli davranması şart…
Kaybedilen insan hayatlarının açtığı yaralar, darbe günlerinin yaşattığı hürriyetten yoksun zamanlar, insanların yaşamak adına insanlıktan dahi çıkartıldığı kan ve gözyaşının boğduğu dönemler bir daha gelmesin…
Rabbim bir daha o günleri bu ülkeye yaşatmasın…
Kimse kimsenin özgürlüğüne ipotek koymasın.
Kimse kimsenin geleceğine dair kişisel hesaplar yapmasın.
Birlik olsun, dirlik olsun, kardeşlik olsun, kalkınma ve refah bulsun ülkemiz…
Hakça kazanalım, kardeşçe bölüşelim ülkemizde huzur rüzgarları essin…
Eylül ayınız biraz renkli ve bereketli geçsin inşaallah…
**
İster düşün… Kendini ister hayale kaptır…
Uzar, uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.
HÜSEYİN NİHÂL ATSIZ