Başlıktan da anlaşılacağı gibi, konumuz spor ve Kayserispor. O zaman başlayalım…
Sayın Başkanı…
Size hitaben 5 Ağustos 2020 günü yazdığım yazımda, şöyle bir ifadeler kullanmıştım, önce onu
tekrarlamak istiyorum…
XXX
Ama bu size hitaben yazdığım son yazı.
Hatta 2020-2021 lig sezonunda yazacağım son yazı. Sezon içinde kayıp edilir, kazanılır, bunlar spor
içindeki gerçeklerdir. Ben işin sonunda varılan noktaya bakarım.
XXX
O günlerde basına yansıyan şöyle açıklamalarda bulunmuştunuz siz de…
"Süper Lig'de mücadele devam edeceğimiz için çok mutluyum. Yeni sezonda 21 takımlı bir
lig olacak. Çağrımıza destek veren başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan,
Gençlik Spor Bakanımız Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu'na, TFF Başkanımız Nihat
Özdemir ile Kulüpler Birliğinin çok değerli üyelerine teşekkür ediyoruz. Hem yorucu hem
keyifli bir serüven yaşayacağız."
Umutlandıran ve heyecanlandıran açıklamanız da muştu:."Önümüzdeki sezon da başkanlık
görevine devam edeceğim. İnşallah daha sevilen, sempatik ve başarılarıyla konuşulan
Kayserispor görülecek."
XXX
“Sezonun sonu değil o zaman bu ne?” dersiniz, haklısınız anlatayım…
Düşündüm ve galiba, sezonun bir başında, bir ortasında ve bir de sonunda yazmam gerekiyor
gibi geldi ve sezon ortasına kadarki sürede son yazım olsun istedim…
Görüşlerinize aynen katılıyorum…
Sizsin liderliğinizde, Kayserispor’un başarıya ulaşacağına da gerçekten inanıyorum, kuşkum yok.
Ya da kendimi öyle şartlandırdım, güvenmek istiyorum, çünkü bana gerçekten güven
veriyorsunuz.
Ancak, eleştirilere acaba kulak asıyor musunuz?
Daha önce size hitaben yazdığım yazılarda, başarı nasıl gelecek, anlatmaya çalıştım.
Önerilerimi 55 yıllık iş hayatı ve yönetim kademelerinde geçirdiğim deneyimlerim ışığında
anlatmaya çalıştım.
Konuya uyan bir örnek vereyim…
Dışişleri Bakanlığı tarihinin önemli bakanlarından birisi de rahmetli İhsan Sabri Çalayangil…
Ortadoğu politikası hakkında düşüncelerini anlatırken, “Ortadoğu’daki yemek ziyafetinde davet
edilenler listesinde adınız yok ise, biliniz ki menüde adınız vardır…” demişti…
Kayserispor, kurtlar sofrası menüsünün ana yemeğidir.
Siz o sofraya kendi isteğiniz ile gelip oturdunuz bildiğim kadarıyla. Eğer yakın bir zamanda yine
o sofrada bir davet verilecek olursa, sizin isminiz davetliler listesinde olmayacaktır, bilesiniz…
Mevcut yönetiminizi “Yok sayarak” yapacağınız işlemler, ilerde sizi sıkıntıya sokar ve iyi
sonuçları hepsi başkalarının üstünde kalırken, kötü sonuçlar ve dahası tüm borçları sırtınıza
yükler kenara çekilirler…
Derseniz ki para benim, sorun da benim, sonuç da benim, eyvallah…
Ancak iş öyle değil, sorun ve sorumluluk sizindir, güzel sonuçlar da onların.
Demek o ki o daveti kendiniz kurtlar vadisin dışında düzenleyip, davetliler listesini de kendiniz
acilen yapmanız gerekir…
Siz de gayet iyi bilirsiniz inanıyorum ki başarılar “Tek baş” ile yürütülemez. Başarıya, başarılı
olmaya odaklanmış, o amaçla kurulmuş ekip ile ancak ulaşılabilir.
Açıkça ifade ediyorum ki sizin yönetiminizde başarıya giden yolda, size bilgi ve yeteneği ile
destek verecek kişiler yok. Oradaki kişiler, “Kurtlar sofrası” dediğim sofranın baş davetlilerinin
adamlarıdır ve onlar ne derse o olur, sanmayın ki yönetimdekilerin fikridir…
Sezonun başıda galibiyet ile başladınız, sevindik…
Deplasmanda yenildik, “Olur böyle vakalar” dedik ki normaldir… Yeni Başlayan sezonda yaşanan
şeylerdir…
Üçüncü maçta kendi sahamızda 3-1 gibi bir sonuçla Erzurumspor’a kaybedildi ki normal
sayılabilecek bir sonuç değildir, çan erken bir zamanda ve bir tek kez vurmuştur.
Bu haftalarda dibe oturursanız, bir daha salgın hatalıklar bile kimseyi kurtarmaz…
Nasıl ki iktidar, olası İstanbul depremine karşı önlem almakta geç kalıyorsa, sonucuna da elbette
katlanacaktır.
Ancak siz, öncü depremi lütfen dikkate alınız…
XXX
Bakın size Kayseri deyimi ile bir matal (Masal) anlatayım…
Kayseri’de toptan gıda ticareti ile uğraşan, başarılı bir genç varmış. İşlerini ticari zekâsı ile
geliştirmiş ve bir şekerleme fabrikası kurmuş. Ancak reklam ve tanıtım konusunda geri kalmış,
ihtiyacı olan şey, “Reklam” tarafını başarı ile taçlandırmak mış…
Bakmış ki Kayserispor’a başkan arıyorlar, kafadan içeri dalmış, “Ben adayım” demiş…
Eh, para var, enerji de reklama da ihtiyaç var, bundan iyisi dalda kiraz… Deneyime ve bilgiye ne
gerek var.
Başlamış “Başkanlık” yapmaya ve yanlış karar da reklamın getirdiği sarhoşluk içinde vermeye.
Yönetim kurulu kim ki, git öte…
Yakın dostları, arkadaşları her zaman uyarmışlar, “Yanlış oluyor kardeş, olmaz, gidiş doğru değil”
dedikçe, o, “Akıllı olun” dermiş…
Bir güm bir de bakmış ki, başkanlık da yok, para da yok, fabrika da yok, karşılığında borç gani…
Dünyaya kahrından veda etmiş…