Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed hakkında söylemiş olduğu (Bürde) isimli kasidesi ile meşhur olan Büyük imamlardan (EBU ABDULLAH EL BUSAYRİ) anlatıyor.
Benim vücudumun yarısı felç oldu, doktor gelip beni muayene edip gitti, ancak ben ise yatağıma yatmadan Hz. Peygamber üzerine yüz defa salatu selam (YANİ ALLAHUMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYYİDİNA MUHAMMEDİN diye söyleyip) yatağıma yatıp uyudum. Ancak felç vücudumun yarısını kaplamış durumda idi. Uykuda yüce Peygamberimizi gördüm, kendi vücuduna giymiş olduğu hırkasını üzerime örterek bana, senin için Allah'tan şifa dilerim diye beni müjdeledi. Ben yatağımdan kalktığımda, felç olmadan nasıl sağlam isem, bende felç eseri olarak bir şey kalmamış olduğunu gördüm. Ondan sonra Ben (Peygamberimize ithafen) BURDE isimli kasidemi telif ettim. (Yazdım). Bürde'nin hakikat her türlü hastalıklara şifa olduğunu anladım. Ancak bu kasideyi yüce Peygamberimize ikram olsun diye yazdın. Çünkü Hz. Peygamber Efendimiz bana uykumda lütfettiği hırka-i saadetine karşılık âcizane bir hediyemdir.
Burada Kasideyi (BÜRDEİ)her kim samimi bir şekilde okusa Şifa hastalıklara şifa vereceği de bir gerçektir.
**
UZUN SECDE
Günlerden bir gün Hz. Peygamberimizin değerli sahabelerimden olan Abdurrahman Bin Avf Peygamberimize uğradığında ne görsün Hz. Peygamber Efendimiz namaz kılar, yalnız secdesini öyle uzun yapar ki (yani )secdede çok kalır.
Abdurrahman bin Avf durup Hz. Peygamberi bekler ve secde uzun sürdüğü için oluşu onu korkutur. Hz. Peygamberimiz secdeden başını kaldırıp da selamı verdikten sonra, ya Resulallah senin secdede fazla kalışın beni oldukça kor kuttu, niçin secdede fazla kaldın. Hatta nerede ise dünyanı değiştirdin zannet tim. Hz. Peygamber efendimiz: Ey Abdurahman, Cebrail bana geldi, senin üzeri ne salâtı selam getirene selam olsun dedi ve ilave etti, kim senin üzerine salâtı selam getirir ise bende onun üzerine selam getiririm dediğinde bende Allaha şükür olsun diye secdemi uzattım. Demek ki Hz. Peygamberin ümmetinden her kim peygamber üzerine salâtı selam etse, Meleklerin medhu senasına ve Peygamberin yüce şefaatine namzet olur.