Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan “2023 Z Raporu” başlıklı basın toplantısı düzenledi.40 Sayfalık bir kitapçığın 14 A’e düşürülmüş halinin iki gülük yazı serisine dönüşümü ile Türkiye ve Dünya gerçeklerine dair altı önemli çizilmesi gereken satırbaşları ile devam ediyoruz.
“Gazze’de yaşananların faturası, daha önce yaşananlardan çok daha büyük. Bu süreçte Türkiye’nin desteği çok önemliydi. Fakat olmadı.” şeklinde konuşan Arıkan’ın özellikle Filistin ve Gazze konusundaki hükümetin ve ortağının tavırları ile ilgili tespitleri son derece önemli.
Ancak bu konuya dünkü yazımızda yer verdiğimiz için diğer bölümlerini uzatmaya gerek yok sanırım. En önemli konu başlığı savaştan sonra şüphesiz aslında ekonomi’ye dair…
Biz bu Z raporu gördükten sonra “burada iyi bir yönetim var” diyebilir miyiz?
Asgari ücret şu an açlık sınırının üstünde! Bu ekonomi modeline “zam yapanın, vergi verenin” modeli demek daha doğru olacaktır.
Bir de Faiz belası var. Politika faizini 14 Mayıs seçimleri öncesinde % 8,5’a kadar indiren Merkez Bankası sadece 6 ayda faizi % 42,5’e kadar çıkardı.
Türkiye, Aralık 2023 itibarıyla dünyada faizin en yüksek olduğu dördüncü ülke oldu.
Faizler yükseldikçe, yapılan projeksiyonlara göre 2024-2026 döneminde merkezi yönetim bütçesinden yapılacak toplam faiz ödemesi 5,4 trilyon lirayı bulacak.
Yani bize “şöyle köprü yaptık, o dağı da deldik, böyle tank yaptık, şöyle iha uçurduk” denirken; Türkiye Cumhuriyeti küresel çetelerin ve finans baronlarının ceplerini dolduruyor.
Burada bir Milletvekili olarak gözlemim şu: “iktidar” belli nedenlerden dolayı sürekli maslahat gözetiyor ve tabiri caizse “kendisine” lazım olan işi yapıyor. Söz gelimi enflasyonun nasıl düşürüleceğini biliyorlar, duyuyorlar ama bir nedenden dolayı uygulamıyorlar.
Vergi düzenini değiştirmenin neye mâl olacağını biliyorlar, duyuyorlar ama bir nedenden dolayı uygulamıyorlar. O bir neden: 2017’den bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Problemli yönlerini örtmek! Bunun hem zaman hem de kaynak olarak maliyeti çok büyük!
Eğitim de Türkiye’nin önemli sorunlarından biri haline geldi. Malumunuz OECD ülkelerinde uygulanan PISA sınavları var. Herkes kendi dilinde sınava giriyor. Maalesef bu sınavlarda en alttayız.
Yani okuduğunu anlama gibi niteliksel bir artışta bu beklentilerimiz 2 yıllık bir hükümet için fazla olabilir ama biz 20 yıllık kesintisiz bir iktidardan bahsediyoruz.
Hani 2023 Z Raporu diyoruz ya, PISA’yı geçtik, 2023 Üniversite sınavlarının istatistiklerine bakalım. İktidar her gün bilimden, teknolojiden, şöyle arabadan böyle uçaktan bahsediyor ama matematikte 40 soruda 8 doğru, Fen Bilimlerinde 20 soruda 3,5 doğru yapılıyor. Daha üzücü olanı bu sene sınava ilk defa girecek öğrencilerin doğum tarihleri 2006-2007. Yani o meşhur AK Parti iktidarı başladıktan 3-4 yıl sonrasına tekabül ediyor. İktidarın beceriksizliğinin faturası gençlere ödetilmemeli! Faturanın esas sahibi iktidardır. Çünkü her sefer “istikrar” diyen arkadaşlar; 20 yıllık dönemde 8 Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Yani ortalama 2,5 yıl. Milli Eğitim’de işte böyle bir “istikrar” uygun görüldü.
Sonuç ise ortada. Suç gençlerimizin değil, İktidarındır.
TÜİK’e göre Türkiye nüfusunun %15,2'sini genç nüfus oluşturuyor. Fakat TÜİK çok önemli bir başka veri daha veriyor. TÜİK’e göre 18-24 yaş arası gençlerin sadece % 47,9’u mutlu. Burada Türkiye’de gençlerin yarısı mutlu denebilir. Fakat esas üzerine konuşulması gereken yer “bu %52,1’i niçin mutsuz veya ona yakın”dır.
2023 Z Raporu maalesef hiç iç açıcı değil. Daha çok rakam verilebilir. Fakat bunlar da diğerlerinin altına aynı şekilde yazılır. İktidar tarafı ise sadece mega projeleri ve küçük de olsa büyüme rakamlarına odaklanıyor. Maalesef Türkiye’de yaşanan bu menfi olayların hepsi, bir boyutta güzel Kayseri’mizi de etkiliyor.
HIZLI TREN, ŞEHİR EFSANESİ...
Bir Kayseri Milletvekili olarak Kayseri özelinde bize en çok sorulan şey ne biliyor musunuz? Kayseri Hızlı Treni! Şimdi Sn. Bakan 2028 diyor. Peki niçin 2028? Ben cevabı biliyorum, sizler de biliyorsunuz. Burada hepimiz Kayseriliyiz. Bunu ifade etmek de bana emanet edilen şeyin sorumluluğudur. Arkadaşlar üzgünüm, hızlı tren konusunda iktidarın ciddiyeti budur.
Hızlı tren, artık hizmet olmaktan öte bir şehir efsanesine döndü. Sadece hızlı tren de değil, Kayseri’de ulaşım da başlı başına bir sorun.
TÜİK verilerine göre Kayseri 68 ilden göç almakta.
Turizm ve özellikle yaz aylarında gurbetçi vatandaşlarımızın da gelişiyle Kayseri trafiği çekilmez hale geliyor.
Ona rağmen Kayseri’de hala “Metro” diye bir gündem yok!
Tramvay var, varlığı bir dert yokluğu yara! 2009 yılında kurulan mantık aynen devam ediyor ve 14 yıldır yeni bir yöntem üzerinde çalışılmıyor maalesef.
Hızı, trafiği engellemesi, durak arası mesafeleri hep tartışma konusu.
Belediye otobüsü ile yolculuk yapan vatandaşın sıkıntısını kim kulak verecek?
Kayseri’de Türk Yönetim ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi tarafından 151 mahallede gerçekleştirilen ankete göre vatandaşlarımız şehir içi toplu taşımadan genel olarak memnun değil. Araçların klimasız oluşu, bilet fiyatlarının pahalılığı, hijyeninin yetersiz oluşu, şoförlerin yolculara karşı uslüp ve davranışları, ücretsiz aktarma süresinin kısalığı, araçların engelli ve yaşlı kullanımına uygun olmayışı gibi pek çok konuda vatandaşlarımız memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler.
Uluslararası ulaşım standartlarına göre bir duraktan en fazla 10 otobüs hattı geçmesi gerekirken, 3 numaralı “Meydan Park Önü” durağından tam 72 otobüs hattı geçmektedir. Bu şehir merkezinde korkunç bir trafiğe neden olmaktadır.
KAYSERİ DEPREM BÖLGESİ
Uzun vadeli olduğu için belki çok dikkate alınmıyor ama Kayseri deprem bölgesi ve çok ciddi bir sorunlu yapı stoku var. Biz şu an hasarlı binaların tespit süreci ve bunlarla ilgili eylem planı henüz bilinmezken, bir yandan da Ecemiş, Sarız, Erkilet fayının hareketliliği tartışılmakta.Yapılan araştırmaları dikkatle inceliyorum hepsi diyor ki, büyük bir depremde Kayseri kent merkezinin bilhassa ova içerisinde kalan kesimlerinde sıvılaşma tehdidinde bahsediyor.
Hatırlayacaksınız, 6 Şubat depreminin yıkıcı olmasındaki en önemli etmenlerdendi. Kayseri’nin yeni “fay haritası”nı, hasarlı bina tespit raporlarının durumunu, afet durumunda ulaşım yollarının kullanılabilirliği hakkında da Kayserili Bakanımız Sn. Özhaseki’ye sorularımı yönelttim. Bu şehrin bir vekili olarak henüz cevap alamadık. Deprem bizim ana gündem maddelerimizden. Kayseri’de sorunlu yapı stokunun dönüşümü noktasında ciddi şüphelerimiz var.
Kayseri’miz de Türkiye’de yaşanan sorunlar ile bağlantılı olarak enflasyonda, gıda zammında, kira zamlarından aynı şekilde etkilenmektedir. Bugün Kayseri’de hangi pazarcıya selam verseniz ah vah işitirsiniz.
Yine meydanda hiçbir parti ayrımı gözetmeksizin herkes pahalılıktan şikayetçi olacaktır. Bunlar Türkiye’nin içinde bulunduğu durumlar ile ilgili.
Mesela İhracat. Malumunuz Kayseri’miz bir ticaret şehri. Fakat Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durum, şehrimizi de etkilemekte.2022 yılında 274 milyar tl gerçekleşmişken; 2023 yılında 248 milyar tl olarak gerçekleşti. Yani maalesef %9’luk bir gerileme söz konusu. Türkiye’de bu % 2,15 gerileme var. Kayseri bu konuda çok etkilenmiş bir şehir.
Muhtemel Eğitim Süresi endeksi. Dünya ortalaması 12,6 yıl. Türkiye ortalaması 18,2; Kayseri ortalaması 18,3 olarak gerçekleşti.
Yani Kayseri özelinde düşünürsek burada ciddi bir eğitim süresi krizi var. Eğitimde uzun süre bulunan bu evlatlarımız, burada maalesef gerekli nitelikleri de elde edemiyor.
Şimdi biz Kayseri’de bu sorunun çözümü için ne yaptık? Neleri konuştuk?
İNTİHAR VE BOŞANMALAR!
Daha üzücü bir istatistik vermek istiyorum, Kayseri’de 2009 ile 2022 arasında kaba intihar oranları % 44,33 oranında artış göstermiş.
Kayseri için daha önemlisi şu 2022’de kaba intihar hızı Türkiye’de binde 4,88 iken Kayseri’de bu rakam 6,75. Kayserimizin esas gündemi işte budur.
Yani tabi böyle moralimizi bozan rakamları veriyoruz ama bunlar Kayseri’nin toplumsal hakikatleri. Bakınız 2022’de Kayseri boşanmalarda 12. sırada. Şimdi bunun için neler yapacağımızı konuşmamız gerekiyor.
Önümüzde şöyle bir tablo var, hem yatırım konusunda hem de toplumsal konularda adeta bir krizin pençesinde bulunan bir Kayseri söz konusu.
Öncelikle, şu bir takım toz pembe rakamlardan bir sıyrılalım, Kayseri’nin gerçeklerini konuşalım. Şehrimizin yatırım, yönetim ve desteğe ihtiyacı. Bununla yüzleşirsek, çözüme yaklaşabiliriz.
SAADET PARTİSİNİN İLKELERİ
Bizim Saadet Partisi olarak ilkelerimiz bulunmakta. Saadet Parti olarak bu karanlık tabloyu değiştireceğiz.
Bu umutsuzluk ikliminden, yeni ümit iklimine milletimizi taşıyacağız. Tüm çalışmalarımız buna dönüktür. İlk hedefimiz 83 gün sonra gerçekleştirilecek olan Yerel Seçimlerdir. Bu ilkelerin başında ise“Milletimizin Saadet ve Selameti için” çalışmak vardır.
Bunun için gerekirse kendi partimizin logosu altında çalışırız, gerekirse -milletimizin sorunlarını çözebileceksek- bölgesel ittifaklara da kapımız her zaman açık olur. Biz milletimize en iyi hizmetin nasıl yapılacağına kanaat getirirsek, gerekeni yaparız. Hem Kayseri için hem de Türkiye için bu bahsettiğim ilkeler geçerlidir. İnsanlarımız artık kavga istemiyor, ötekileştirme istemiyor. Temiz bir dil ve siyaset istiyor. Biz “bunu nasıl yaparızın” derdindeyiz. Ana gündemimiz budur. Başta Kayseri, ardından Türkiye ve Dünya için “bir çözüm bulmamız” gerekiyor. Çizdiğimiz tablo karamsar tabloyu, Saadet Partisi olarak değiştirebileceğimize inanıyoruz. Bunun için kolları sıvayıp her kademede çalışmaya başladığımızı bildirmek isterim.