Televizyonda Cumartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Milletin sesi” adını vererek başlattığı ilk meydan mitingini izliyordum.
Meydan gerçekten dolu…
Siyasette meydanları iki şekilde dolar…
Birincisi, halk kendi doldurur…
İkincisinde ise zorlama ile dolmayan, doldurulur,
Bu mitingde hangisini ile doldurulduğunu çok merak etmiyorum ama ben Kılıçdaroğlu’nun hangi konuda konuşma yapacağı üzerine kilitlendim.
Bekledim ki, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “Açıktan” saldırıp cevaplar verecek.
Öyle olmadı, ekonomiden, milletin içinde bulunduğu sıkıntıdan, atanamayan öğretmenlerden, esnafın, çiftçinin dertlerinden girdi, devam etti ve sonlandırdı.
Bu arada bir şey oldu, çok güldüm…
O arada Atatürk’ün; “Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir.”
Sözü ile rahmetli tiyatro sanatçısı Ayşen Guruda’nın yaşadığı bir olaydan aktardığı anısı aklıma geldi…
Önceden de hazırlanmış olabilir ama, meydandan yükselen o “Patates soğan, güle güle Erdoğan” söylemi…
Kılıçdaroğlu, bu sese “Demokratik yollardan gidecek” cevabını verdi…
Aslında bunu “Türk milletinin zekâsının gerçekten ne kadar yüksek olduğunu, espri üretme yeteneğinden anlıyoruz” diye düşünecektim kiii…
Ardından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Siirt mitingine bakmaya başladım…
Meydan yine dolu…
Bayraklar yine sallanıyor…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yine konuşuyor.
Bir tarafta ekonomi, konuşmanın tümünü içerirken, beri tarafta “Millet parkı” ve yapılacak yollardan söz ediliyor, millet yine coşku ile alkışlıyor…
Her iki mitingi yan yana getirince, milletin zekâsı üzerindeki düşüncemde soru işareti oluşuyor…
Siirt, “Damadımız” diye yan çıkıp torpil mi yapıyor, yoksa Siirt’te her şey günlük gülistanlık mıdır?
Konuşması bitince, meydandaki halk ile birlikte yine bir şiir okudu, o eskiden okuduğu şiiri.
Ardından hep bir ağızdan söylendi ki söylenen sözlerin hepsi, bana göre cumhuriyet karşıtı sözler.
Saltanat özlemi içerisindeki son çığrışlar…
XXX
Mitingde Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun TÜİK'e gitmesini eleştirirken de: “Buralar ciddi kurumlardır, senin gibi ciddiyetsiz değil. Bundan sonra da devletin kurumlarına randevusuz gidilemeyeceğini öğren.”
Dedi…
Oysa millet, devlet kurumlarında bir işi olduğunda o kuruma bugüne kadar sallanıp içeri girmiş, işini görüşmüş ve dışarı çıkmıştır.
Sonuç olumludur, değildir, o başka konu ama randevum almadan gitmiştir. Girmiştir ve çıkmıştır. Girilemeyen dolayısıyla da çıkılamayan kurum TÜİK, giremeyen de bu ülkenin ana muhalefet partisi lideri.
Herkes de biliyor ki, o kapı, sayesinde Kılıçdaroğlu’na açılmamıştır. Randevu da onun emri ile verilmemiştir. Sor üç yaşındaki bebeye, o bile bilir oldu bunu…
XXX
Şu sözüne de çok güldüm doğrusu…
Yıllardan beri Kılıçdaroğlu; “İstediğin televizyon kanalında, istediğin kadar danışmanın ile gel, ben tek başıma geleceğim, cesaretin varsa” diye meydan okumuştur.
Cumartesi günü Kılıçdaroğlu’na; “Topladığın kalabalık ortada, resmi rakamlar elimizde (Rakamı açıklamıyor). Bırak kamu kurumlarını basıp memurları tehdit etmeyi de siyaset meydanında çık karşımıza. 2023’tete Allah’ın izniyle zafer bizim miiii?”
Meydan “Eveeeet” diyor ve devam ediyor… “Öyleyse durmak yok, yola devam.”
Güldürü programı aramanıza gerek yok bence…
Biri meydanda ekonominin ve milletin sıkıntılarını konuşmak için var, ötekinin ise derdi başka…
Saldırıyor…
XXX
Şimdi Ayşen Guruda’nın anlatımını aktarayım, kendi ağzından, Türk milletinin zekâsını vurgulamak için anlatmıştı. Daha önce de yazmıştım.
XXX
“Bir gün dolmuşa bindim gidiyorum, bir ara dolmuşun önüne yaşlı bir teyze kendini attı. Dolmuş şoförü ani bir fren yaptı, fren ciyaklaması ile yaşlı teyzeye çarpmadan durdu. Teyze, şaşkın bakışlarla dolmuşa doğru bakarken, şoför camdan başını çıkardı ve teyzeye ‘Teyzeee… Bu enişteye benzemez, altına aldı mı öldürür’ dedi…
Bu, önceden hazırlanmış bir söz değil. O an üretilmiş bir söz ki, Türk milletinin ne kadar zeki olduğunun bir kanıtıdır bence…”
XXX
Aslında iki mitingi izleyenler söylesin…
Gerçekten millet zeki mi?
Sorunun cevabını, ancak sandıklar açıldıktan sonra çıkan sonuçtan anlayacağız…
Gerçekten “Patates soğan” ile gönderilecek mi, yoksa yapılacak millet bahçesi ile yollara kanacak mı?