Sıkıntı şurada…
Kürsüye çıkınca o kadar uzun konuşuyor ki olaylar ve tarihler birbirine karışıyor, bir tarafından tutup anlamaya çalışırken, başka bir konuya geçiyor ve anlamıyorsunuz…
Zaten konuşmalarının temel özelliği de bu…
XXX
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak yerli otomobil TOGG’un (Türkiye Otomobil Girişim Gurubu) üretileceği TOGG Platform Tasarım ve Üretim Merkezi’nin inşaat başlama töreninde konuştu.
"Türkiye'nin Otomobili sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde ses getirdi."
Dedi…
Ses getirebilir, burada bir sorun yok. Dünyadaki birçok ülke, Tank-Palet fabrikasının yenilenmesi için 20 milyon doları bulamayıp, fabrikayı 25 yıllığına Katar’a devreden bir ülkenin, nasıl olup da otomobil üretecek sermayeyi temin etmiş olabilir diye düşünmüştür.
"Türkiye'nin otomobili sadece ülkemizde değil dünyanın birçok yerinde ses getirdi. Bilhassa milletimiz on yıllardır hasretini çektiği bu projeye büyük bir ilgi ve teveccüh gösterdi. Ancak meyve veren ağaç taşlanırmış. 60 yıl sonra bile olsa Türkiye'nin böyle bir hamleye girişmesi insanımız için nasıl umut olmuşsa içimizdeki bazı çevrelerin de adeta kâbusu haline geldi. Ülkemizin büyümesinden, güçlenmesinden, öz güveninin artmasından rahatsızlık duyanlar hemen yoğun bir karalama kampanyası başlattılar."
Diyerek DEVRİM otomobillerine getirdi sözü…
1961 yılında DEVRİM otomobili, dönemin rakamlarıyla 1.400.000 TL'ye mal oldu ve 4,5 ay gibi bir sürede gece gündüz çalışan mühendis ve ustalarla bitirildi.
Kısa süre içinde tamamlanan bu otomobilin benzini, Cemal Gürsel'i Cumhuriyet bayramına götürürken bitmiş ve araç sadece 100 metre gidebilmişti. Gürsel'in "Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk" sözü ise tarihe geçmişti.
O zamanı basını alaya aldığı, “Otomobil yapamayız” anlayışı değil, bu trajikomik olaydır.
Türk mühendislerine gereken destek verildiği zaman, yapamayacakları hiçbir şey yoktur. Damadınız Selçuk Bayraktar ve ekibi, örnektir… Ama siz 20 milyon doları bulamayıp da işi Katar devletine bırakırsanız, olmaz elbette…
Ayrıca bu olay yaşandığında, kendisi 7 yaşındaydı, aklı ermez, bilmez…
Devam etti…
"Bu iftira furyasının o zamanlar başını çekenler tıpkı bugün olduğu gibi yine CHP medyası olmuştur. O dönemin CHP zihniyetindeki gazetelerini açıp baktığımızda yerli otomobil fabrikası konusu boş lakırtıdır. Böyle diyorlar. 'Daha vida, kablo üretemiyoruz, memleketimizde bir otomobil fabrikası kesinlikle kurulamaz.' diyen CHP'li yazarları görürsünüz. 'Milli kaynakların otomobil sanayine yönlendirilmesi kaynakların israfından başka bir mana ifade etmez.' diyen CHP'li siyasetçileri görürsünüz. Bunlar gibi daha birçok yazı, makale ve manşet birer utanç vesikası olarak arşivlerimizde halen durmaktadır."
Dedi ve arkasından zamanında uçak yaptığımızı, silah sanayini kurduğumuzu ifade etti…
Uçak yapan ve ürettiğini de ihraç eden o uçak fabrikasının dibinde doğduk büyüdük biz. O fabrika öyle bir fabrika idi ki bugün Kayseri’de oluşan sanayi üretim sektörünün lokomotifidir. O fabrikanın çıraklık okulundan mezun olanlar başlatmıştır Kayseri’de sanayinin oluşumunu ve gelişimini
Ama siz ne yaptınız?
Şimdi o fabrikanın arazisini “Millet bahçesi” yapmak istiyorsunuz, cumhuriyetin diğer sanayi yatırımlarının tüten bacalarını söndürdünüz, tamamını da sattınız, saraylar yaptırdınız…
Yollar, köprüler, tüneller, havaalanları, şehir hastaneleri yaptınız…
Yanlışı yok, doğru ama…
Hiç biri istihdam yaratmıyor ayrıca da yandaşlarınızın cebine oluk gibi para akıtıyor…
Temeli atılan fabrikada 4 bin işçi çalışacak.
Elbette sevinilecek bir şey.
Lakin ülkede işsiz sayısı, 4 bin işçiye iş bulmakla bitmiyor, keşke bitebilseydi.
Verdiği bilgilerin bir kısmı yanlış olmaya bilir ancak, ekonominin son durumunu oraya koymaktan uzak ve sadece “Nutuk” çekmektir.
Eh…
Siyasette de olağan işler zaten, hem ilgiyle hem de gülerek izliyoruz…
Ama bilinmelidir ki özel sektörün girişimi ile başlatılan proje, başarıyla sonuçlanacaktır. Yeter ki Türk mühendislerine ve emekçilerine yol verelim.