Adam aşka gelmiş, -hanım şurada beş dakika dursan da iki rekat da ben namaz kılsam diyerek câmide yerini almış.Namaza durmadan sağındaki namaz kılan adama farzımı, sünnetimi kılıyorsunuz diye sormuş cevap alamayınca solundaki namaz kılan adama sormuş o adamdan da cevap alamayınca hemen dışarı çıkarak ceketini çıkarıp hanımına yerirken, hanım sen şu ceketimi tut iş itdaaya bindi onlara minnet etmeden farz mı, şünnet mi olduğunu kılarak anlayacağım demiş
....Bektaşi’ye sormuşlar, -ramazanımı seversin orucumu ?
-Orucu demiş. Neden diye sormuşlar.
–Yenir mübarek diye cevap vermiş.
Bektaşinin biri sızlanıp duruyormuş,
-Şu mübarek günde neden ah vah edip duruyorsun demişler. O da,
-Yarenler, orucun birini kaçırdım da ona yanıyorum, demiş. Karşıdaki de, hiç üzülme senin kaçırdığını ben tuttum demiş.
Bu gibi asılsız güldürülerle insanları güldürürken, aslında büyük güldürü ustalarına da ayıp ediyorlar. Yoksa oruç denilen ulvi bir değeri şaka malzemesi yapmak ancak uydurmacıların işidir diyorum. Yoksa kıldan ince mâna taşıyan, kısa, öz ve keskin fıkraların sahipleri her hâlikarda bellidir.
Hocaya diyorlar ki:
Hoca şöyle demiş:
Her şeye gülen bir toplum olduğumuzdan bahsediyoruz.
Evet gülüyoruz. Allah gülmekten milletimizi geri koymasın ama bu gülüş pek hayra alâmet değil gibi geliyor bana.
Hastaya gülüyoruz loğusaya gülüyoruz ve hatta can verene gülüyoruz. Geçmişten haberi olmayanın gelecekten ne ümidi olur ki. Sanıyorum bizler milletçe tozuttuk. Niye derseniz galiba bizler sinirden gülüyoruz. Yoksa hayatta ağlanacak halden başka hal kalmadı, adam sende diyoruz ve hâla gülüyoruz. Bir fıkra ile sözlerimi bağlıyorum Askerde babası vefat eden ama Türkçe yi az bilen bir askere vefâtı anlatmaya uğraşmışlar olmamış. Komuttan en iyi hemşerisi anlatır bu görevi ona verelimde, usulü dairesince o anlatsın demiş.Anlatacak olan asker, hemşerisi askerin yanına gelmiş:
-lan memo senin halan var mıdır?
-Vardır.
- Teyzen var mıdır?
-Vardır.
- Dayın var mıdır?
-Vardır.
- Anan var mıdır?
-Vardır.
-Ya, baban var mıdır.
-Vardır.
-Nah vardır, demiş. Niye dersen ölmüşde ondan.
Şimdide siz gelecekten ümit var mı diyorsunuz.
İşte o askerin dediği gibidir cevabım.
Tek umudumuz.
Ulu Yaradan’ın kalplere vereceği tecelli dedir.