Klasik sorudur…
Kahvehanelerde oturulur ki kalmadı oturan, sohbet sırasında ülke meselesi açılınca sorulur…
N’olacak bu Türkiye’nin hali?
Dost meclislerinde ki onlara da hasret kaldık, muhabbettin bir bölümü mutlaka buraya gelir ve
sorulur…
N’olacak bu Türkiye’nin hali…
Herkesin elinde bir telefon var, eskisi gibi kara telefonların başına geçip de numara çevirmiyoruz
artık. Oturduğumuz yerde neredeyse mutlakta iş gören hanıma soracağız, “Akşama ne yemek var
hanım” diye telefonla…
İşte o telefon konuşmalarında da konu ülke meselesine gelince sorulur hep…
N’olacak bu Türkiye’nin hali?
Olacak bir şey yok, olan ortada…
Saray çalıyor, millet oynuyor hep birden…
XXX
Burada araya girip bilinen bir fıkrayı yeri gelmişken anlatayım…
Padişah, devlet hazinesinden paralar suyunu çekmeye başlayınca, ülke geneline salma salarmış…
Salma salındıktan sonra padişah, özel bir adamını Kayseri’ye gönderir, “Bak bakalım Kayseri’de
neler oluyor” dermiş.
Giden geriye dönünce; “Her şey yerinde, millet sakin, işinde gücünde” dermiş gelen adam.
Yine bir salma sonrasında gönderdiği adam gergi gelmiş, “Padişahım… Bu sefer ortalık çok daha
neşeli, herkes sokağa çıkmış sevinçten oynuyorlar” demiş…
Padişah, hemen emir vermiş, “Derhal salma emrimi geri çektim, uygulamayın” demiş.
Merak etmişler “Nedir Padişahım endişeniz” deyince, “Kayseri oynamaya başladıysa kötü, bir
Kayseri’den dağılırlarsa, taht da elden gider” demiş…
Ama şimdi öyle değil…
Kayseri öyle bir oyun oynuyor ki zevkle, eğer bugün bir seçim olsa, en çok oyu yine AKP alır, hiç
kuşkum yok…
XXX
Devam edelim…
Arada bazıları var…
Hani herkes ortaya çıkar da oynarken, orada oturan birisi vardır. Arkadaşları yanına varır,
elinden çekiştirerek ortaya getirirler. O da oynamayı bilmez, abuk-sabuık hareketler yaparken
bir iki hareket sonrası kenara çekilir elleri ile tempo tutar.
Oynayamaz çükü…
Şimdi de oynayamayanlar var…
İçinden gelmez oynamak. Görür Türkiye’nin halini ki hiç de ortaya çıkıp oynanacak bir durum
yoktur…
Pandemi dönemi, salgın aldı başını gidiyor.
Yapılması gereken, önlemlere uymak ve salgının önüne biran önce geçmek gerekir ki hayat
normale dönebilsin…
Ne var ki önlemlere uyma konusunda ülke olarak bir türlü fikir birliği içinde olamıyoruz ve her
gün can kaybı verdiğimiz bir yana aynı zamanda ekonomi de bağlı olarak dibe doğru yol alıyor.
Yani… Çalıyorlar, oynuyoruz…
XXX
ATANMIŞ MIDIR, SEÇİLMİŞ MİDİR?
Bir kişi var…
Adı Fahrettin Altun…
Bu kişi, atanmış mıdır yoksa seçilmiş mi?
Bir göreve atamak için seçilmiş olması başka bir şey, seçime girip halk adına konuşma yapabilme
yetkisini almak için sandıktan çıkarak “Seçilmiş” olması başka bir şeydir…
Bu vatandaşın görevi, sanırım Cumhurbaşkanlığı İliteşim Başkanı olarak devlet memuru olması
dışında bir özelliği yok ama, sürekli çıkıp saraydan ve saray gibi siyaset yapıyor…
Elbette bunu kendi kararı ile yapmıyor, yukarıdan “Yap” diyorlar o da kendi kafasına göre
yapıyor…
Devlette, devlet geleneğinde böyle bir şey yok…
XXX
Bir soru var, cevaplayalım…
“Faiz düşünce enflasyon düşmez mi?”
Güzel soru, cevap da şu. Faiz düşünce de enflasyon yükselir…
Çünkü düşen faiz ile birlikte, ucuz paraya ulaşmak kolay olur Tüketim artar, üretim talebi
karşılayamaz duruma gelince de fiyatlar yükselir. Yani, arz-talep dengesinin doğal sonucudur.
Demem o ki faizin enflasyon ile doğrudan bir bağlantısı yoktur.
“Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” doğru bir savunma ve görüş değildir…
XXX
İki ayrı konu… Mutlaka gecikmeden yazmalıyım…
Bir; İçişleri Bakanı Soylu, cinayete kurban giden kadın sayısını açıklayıp isyan etmiş…
“ Erkeklere sesleniyorum, kendinize gelin!” demiş…
Bakanın üslubunun bu olduğu ülkede, kendini “İnsan” sanan erkek çok olur…
İki; Damat Bakan “Oynamıyom gari” mektubunda “At izi, it izine karıştı” demişti ya.
Günlerdir bunu düşünüyordum, nasıl “At” izi “İt” izine karışmış olabilir diye, bugün
çözdüm ve bugüne kadar çözemeyen aklıma isyan ettim…
Hani Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı bazı konuşmalarında “Atı alan Üsküdar’ı
geçti” derdi ya, işte “At” o at, AKP’nin “At”ı yani…
Gelelim “İt” izine ama biraz karıştırmış, neyse… Kurt’u “İt”e benzetmiş… O da MHP’nin
“İt”i…
Karıştığı belli değil mi?