Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, gurup toplantısında yaptığı konuşmanın bir bölümünde şu ifadeleri kullandı…
"Şimdi bakıyorsunuz sözde siyasi parti genel başkanı olarak çıkıp konuşanlara. Durmadan hep iftira… Neymiş? Millet açmış. Bundan bahsediyorlar. Aç olarak dolaşanları buyurun siz de doyuruverin. Bütün bu sürecin içerisinde tüm imkânlarımızı seferber ederek bunları yaptık.
İşçilerimize yaptık, esnafımıza yaptık. Yapmaya devam ediyoruz ve bu konuda en ufak bir aksama söz konusu değil. Yapılandırma ise bütün yapılandırmaları yapıyoruz. Ama nankörlük parayla değil. Onlar yine nankörlüğe devam ediyor. Varsın devam etsinler.”
XXX
Vatandaşa “Nankör” demek doğru mu?
Elbette doğru değil ama sandık önüne geldiğinde aklını kullanıyor mu? Nankör mü? Düşüne biliyor mu?
Bunların hepsi apaçık ortaya çıkacaktır. Bugün lafın üzerine gitmenin ve deşelemenin bir faydası var mı?
Bana kalırsa yok…
Belli ki iktidar da anladı, gidici. Ancak şunu açıkça ifade etmeliyim ki ben halen vatandaşın akıllandığından umutlu değilim.
Umarım ve dilerim ki bu konuda ben yanılırım, çünkü yanılmayı o kadar çok istiyorum ki…
XXX
Yanılmayı neden o kadar çok istiyorum?
İstiyorum, sorunlarımızı anlamakta zorluk çekiyor ya da tam anlamı ile anlayamıyoruz. Bir de bu durumdan faydalanmak isteyen ve cumhuriyetin aleyhine çalışan, temeline dinamit yerleştirenler var ki, gerçekten zordayız diye düşünüyorum.
XXX
Ülkemizin temel sorunlarımı sıralayacak olursak…
Birincisi, hukukun üstünlüğü ve yasalara uyarak vicdanı ile yasalar doğrultusunda karar verecek, gerçekten tam bağımsız yargı mensuplarının tekrar oluşturulması.
İkincisi, Cumhuriyete ve niteliklerine sahip çıkılması…
Üçüncüsü, ekonomiyi kalkındırmak ve ekonomik yönden de bağımsızlığımızı sağlam temeller üzerine oturtmak için mutlaka ve öncelikle üretime yönelik ekonomik politikalarının işler hale getirilmesi…
Ve sonuncusu da, ülkede birlik ve beraberliğin sağlanması için barış ve huzur ortamının bunlara bağlı olarak yerleştirilmesi…
Yapabiliyor muyuz?
Bence yapamıyoruz ve yapma yolunda da en ufak bir çaba sarfetmiyoruz.
XXX
Oysa hastalığın reçetesi ortada…
Hukukun üstünlüğünü ve bağımsızlığını sağlayıp, cumhuriyet rejiminin ilkelerine sadık kalarak, en hızlı şekilde üretimi artıracak önlemlerin alınması ve uygulamaya konulmasıdır.
Millet, iş ve aş bulduğunda ve emeğinin karşılığını hakça aldığında mutlu olacak ve barış illa ki sağlanacaktır.
Bunların dışında bir yol bulmaya veya kuruluş değerlerimizden sapmaya kalkışmak, her türlü sıkıntıyı da beraberinde getirecektir.
Daha açıkçası, milletin kendi arasında ve yönetimle bütünlük sağlaması esastır.
Saygı, sevgi, muhabbet, merhamet ve adaletin toplum arasında yerleştirilmesi, sorunların çözülmesi için başlangıç noktası olacaktır.
Elbette bunun yanında yönetimlerin, dürüst, şeffaf, hesap verebilir olması da olmazsa olmazlardandır.
Bugünkü iktidarın yapmadığı, yapamadığı da zaten budur.
Milleti yok saymak, karşısında kükremek ve hatta hakaret etmek ile bir yere varmak da mümkün değildir.
XXX
Ülke gelirinin hakça bölüşülmediği ortadadır.
Bakın, kimsenin haber yok…
12 Haziran 2021 tarihinde yayınlanan resmi gazetede bir karar var. Kararda, “Yer altı maden işletmelerinde maliyet artışlarının karşılanması amacıyla destek verilmesine ilişkin kararda karar değişikliği yapılması” öngörülmektedir.
Yani…
Madencilere destek çıkılmaktadır…
Diğer sektörlerde olmazken, maden aramalarda artan maliyeti karşılamaya yönelik karar, hak değildir…
Ardından da millete “Nankör” demekte haklılık payı hiç yoktur.
XXX
Yönetim kadrosunun asla unutmaması gereken, milletin gücüdür. O gücü önemsememek huzur getirmediği gibi başarıyı asla getirmez.