TBMM gibi, egemenliğimizin temsil edildiği yerde, “Başkanlık” koltuğuna oturan bir adam var… Adı İsmail Kahraman…
Bu adam, hangi akla hizmet ettiği belli olmayan, demokrasi, cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olduğunu biliyoruz da bu kadar ileri gide bileceği aklımızdan geçmezdi…
Zihni karışık bu kişi, "Dindar bir anayasa olmalı, ilk 4 madde ise değişebilir" deme gafletinde bulunmuş…
Ben bu kişiye güzel bir lâkap takarım da, ola ki suç oluşturur, bu yaştan sonra çekemem ama siz anlayın…
XXX
"Dindar bir anayasa olmalı” diyen bu kişin amacı, bu laf ile açıkça ortadadır. İstediği Afganistan’a çevirmek ülkeyi…
“…ilk 4 madde ise değişebilir…” sözünün arkasında yatan düşünce ise, cumhuriyet rejimini yıkmak ve ülkeyi sonu belli olmayan bir yerlere doğru sürüklemektir.
Gerçekleşir mi istediği?
Asla…
Eğer “Egemenlik, kayıtsız şartsız milletin” ise ve egemenliğin temsil edildiği TBMM çatısı altında buna izin verilmez, verilemez. Millet de vermez.
Bu aklı evvel kişi, acaba “Devletin” dini olup olmayacağını kavrayamıyor mu?
Elbette biliyor…
Ancak bu kişinin geçmişini incelediğinizde, göreceksiniz ki Fetö izleri var. Yine göreceksiniz ki, amacı Türkiye Cumhuriyeti devletini yıkmaktan öte bir şey değil…
Zaten “Emir komuta merkezi” neyi emrediyorsa, onu icra ediyorlar, yoksa akılları ile değil.
Amaçları, açıkça ifade etmek gerekirse, ülkede kargaşa yaratarak, ilk seçimin altına dinamit yerleştirmek…
Bu ülke buna izin vermez.
Bu millet, buna izin vermez…
TCMB’sını İstanbul’a taşıma amaçları da, rejimin kalan temel taşlarını yerinden oynatmak. Başkenti İstanbul’a taşıyıp, orada saltanat kurmak…
Olmaz, olmayacak da…
Ancak bu akıl fukaraları, bunu anlamakta zorlanıyorlar ama bir teşebbüs etsinler bakalım, millet ne cevap verecek…
XXX
DİĞER BİR ŞEY DAHA…
AKP Gurup Başkanvekili Bülent Turan, 6 siyasi partinin 'güçlendirilmiş parlamenter sistem' çalışmalarına ilişkin TBMM'de yaptıkları toplantı ile ilgili, "Millet başkanlık sistemine 'evet' diyerek büyük bir destan yazdı. Halkın aldığı yetkiyi vermeyeceğinden dolayı bu çalışmalar siyasi irtica faaliyeti. Bu tür toplantılara beyhude bakıyoruz" demiş.
Demesine demiş de bir laf ederken o lafın arkasını önünü düşünmeden söylenirse, kendilerine güldürürler sadece…
2017 yılında yapılan ve sistem değişikliğini öngören Anayasa değişikliği sadece %51,43 gibi bir oy çokluğu ile kabul edildi.
Bu ne demek?
Ülkenin yarısının karşı çıkmasına rağmen yeni sistem oluşmuş.
Ve şimdi de yeni sistemin gerçek yüzü ortaya çıkınca da parlamenter sisteme geri dönüş çalışmaları başlatılmış.
Çalışmaların beyhude olup olmadığını, sandık ortaya geldiğinde göreceğiz.
Bir gecede en önemli makamlara atama yapılabiliyor, bir gecede aynı makama bir başka kişi atanıyorsa, o gün “Evet” diyen vatandaş, yanlışı görüp değişmesi kaçınılmaz yönetim şekli için de kararını verebilir.
Yani karar yeri, sandıktır…
Beyhude çalışma mı değil mi, merak ediyorsa AKP, sandığı ortaya getirir…
İşte bu kadar…