Bu nasıl bir yazı başlığı, öyle değil mi?
Haklısınız…
Kendim başta olmak üzere, toplumun “Aptal” olup olmadığı konusunda kuşkuların oluşması adeta beni çıldırtıyor…
Böyle bir kanıya nasıl “Çıldırma” derecesinde vardığıma gelince…
Damat maliye hazine bakanının “Döviz kurunun artıp artmaması” kendisini ilgilendirmediğini söyledi ya…
Dışa bağımlı enerji, dolar ile ülkeye girip, dolar üzerinden fiyat ayarlamaları yapılarak milletin hizmetine (!) sunulmuyor mu?
Çıldırıyorum…
Soruyor kur artışı sorulduğunda, “Dolarla mı maaş alıyorsunuz, dolarla mı borcunuz var” diyor…
Ekonominin dengesi, üretimin ki ne kadar ise şayet, girdileri dolarla değil mi?
İthalatın dolarla değil mi, saman bile dolar ile…
Patates, soğan ithal ediyorsun, et ithal ediyorsun, dolarla ve bunları dolar kuru üzerinden fiyatlandırıp millete sunuyorsunuz, dolar nasıl bizi ilgilendirmiyor?
Çıldırıyorum…
Damat’a alıştık, bildiği yık, bilmediğini de bilmiyor, anca nutuk çekiyor elini kolunu oynatarak…
O oynattığı elinin bana “Anlam” olarak dönüşü, “Aptallar, düşünmenize gerek yok, ben ne dersem o” gibi oluyor…
Çıldırıyorum…
Ve son İçişleri Bakanlığının 81 il valiliğine gönderdiği genelge…
Siyasi partiler hariç, tüm “Sivil Toplum Kuruluşları”nın kongreleri dâhil, etkinlikleri 1 Aralık tarihine kadar ertelenmiş…
Gel de çıldırma…
Bunlar hiçbir şeyi bilmedikleri, bilmediklerini de bilmedikleri bir yana, kardeşim sizin hukuk danışmanlarınız yok mu?
Şöyle yürekli…
Her dediğinize kavuk sallamak yerine, doğruları size apaçık anlatacak?
Ortada bir anayasa var, öyle veya böyle “Hâkimiyetin sahibi olan millet” tarafından onaylanmış…
Hiçbir kanun, anayasaya aykırı olamaz iken…
Baroların kanununda değişiklik yaptınız, anayasaya aykırı…
Kural koydunuz, 5 bin üyesi olan barolarda, 2 bin üye ile ikinci baro kurulur dediniz, anayasaya aykırı…
Şimdi o anayasaya aykırı yasayı da hiçe sayıp, kanunu da bir kenara koyarak bir genelge ile yasayı ters yüz ediyor ve STK’ların etkinliklerine sınırlama getirirken, baroların 10-11 AEkim’de yapacakları TBB’nin seçimini etkilemek istiyorsunuz.
Varsa şayet hukuk danışmanlarınız, “Gün gelir doğru hukuk karşısında hesap verirsiniz” demiyorlar mı?
Başkan Feyzioğlu’nun görev süresini uzatarak, 2 bin ile kurulacak yeni baroların seçime katılmalarına olanak sağlayacak ve aklınız sıra TBB seçimi sonucunu etkileyebileceğini sanıyorsunuz…
Ve bu işlemleri yasaları ters yüz ederek, çiğneyerek, anayasayı hiçe sayarak, fütürsuzca (umursamadan) alenen yapıyorsunuz ya…
İşte tam da bu sırada bana gelenler geliyor ve kendimi haklı sayarak sorguluyorum…
Kendim, yani ben de dâhil, millet olarak aptal mıyız?
Yapılanları göremeyecek, anlamayacak ve tepki de vermeyecek kadar, aptallık derecesinde kendimizden geçtik mi?
Allah’ını seven söylesin lütfen…
Gerçekten biz aptal mıyız?
Bana iktidarın davranışları ve işlemleri, “Aptal mıyız?” sorusunu sorduracak kadar kendimden kuşku duyar hale getirdi…
Ve çıldırıyorum…
***
Elbette derdimiz sadece bu olsa…
Bugün göndermişler sosyal medyadan bir video…
Vatandaş bütün sıkıntılarını, iki kızı ve eşi ile çektiklerini anlatıyor ve sonunda ne diyor biliyor musunuz?
Hem de avazı yettiğince haykırarak…
Vazgeçmiş her şeyden…
“Tek isteğim var… İnsanca yaşamak…”
Eğer toplum, bütün hayallerinden vazgeçip de sadece bir hayale kilitlenirse..
İşte o zaman felaketin tam da eşiğine…
Uçurumun tam da kenarına…
Yok olmanın tam da sınırına…
Gelmiş olur.
Oysa gelişmişliğin anahtarı, biraz da “Hayal gücü”nün gerçek güce dönüşüne bağlıdır…
Hayal ederken ancak gerçekleştirirsiniz…
Elbette bilgiyi ve öğrenmeyi başta tutuyoruz…
Ancak en başta tutmamız gereken şey bunların hiç biri değil…
En başta tutmamız gereken şey, demokrasiye inanıp, “Hâkimiyet, kayıtsız şartsız milletindir” sözünü kendimize “Yol gösterici” olarak kabul edip…
Ve iktidara, yürütmeye, yönetenlere, yasamaya, adımıza her türlü karar verme yetkisini verdiğimiz yargıya seslenmeliyiz…
Avazımız yettiği kadar ki duysunlar. Kulakları sağır olmuşlara seslenmeliyiz…
BİZ APTALLAR SÜRÜSÜ DEĞİLİZ, VATANDAŞIZ VE HER ŞEYİN DA FARKINDAYIZ, GÜNÜ GELİNCE DE HESAP SORARIZ…
***
Salgın, sadece siyasilere uğramadan geçiyor muş, genelgenin bir başka gerçeği de bu, yerseniz. Dahası, salgına rağmen Palandöken Başkan, camiler haftasında kutlama etkinliği düzenleyerek cami temeli atma töreni de kapsam dışı…
Bunu da yiyin, afiyet olsun…