BAY ENERJİ (AĞAÇ DEDE) GECE FİDAN SULAMA FAALİYETİ
“YAŞLI ÇAM AĞACI UYARIDA BULUNDU!” 01.08.2023
Ay gökyüzünde parlıyordu ve ben gecenin karanlığında fidan sulamaya iyice dalmıştım. Bir den Kara Pınarın arka tarafından bir karartının geçtiğini gördüm. Köylüler “Kuru Boğazda ayı var” diyorlardı. Ama ben “büyükçe bir köpek olabilir” diye düşündüm.
Elimdeki çapayı havaya kaldırarak kafa lambamı o tarafa doğru tutum. Ama bir şey yoktu ve her ne ise Kızıl Irmağa doğru inmişti.
Peşinden gitmedim. Rahatsız etmenin gereği yok. Çünkü doğa onların evi, insanların evlerine çekilmekte olduğu gece saatleri ise onların su içmek, beslenmek, üremek, hareket etmek ve en önemlisi tohum taşıyarak, tohum ekerek, doğayı (evlerini) tamir etmek ve doğanın direncini koruyabilmek için özgür zamanları…
Ben yine de karartının bir ayı olabileceğinden kaynaklanan sevincimi ve “dönüp bana saldırımı acaba” diye endişemi paylaşmak için Yaşlı Çam Ağacına doğru yöneldim.
Yaşlı Çam Ağacı “korkma. O senin fidan suladığını; doğaya; yani onun evine destek olduğunu biliyor”. Dedi ve sustu.
Yaşlı Çam ağacına hemen cevap verdim.
-Ama o biz insanların sırf desinler diye dağların başına gereksizce çok katlı ve kocaman evler yaparak yaşam alanlarını yok ettiğimizi… Biliyor. O bencil davranarak onların içme sularını borular içerisine aldığımızı ve özgürce akmalarını engellediğimizi biliyor. O avcılıkla; özellikle kaçak avcılıkla ve otomatik silahlarla doğayı onaran ve gezegenimizde yaşamsal koşulların devam etmesi için uğraşan masum canlıları acımasızca öldürdüğümüzü biliyor. O doğaya attığımız zehirli atıklarla yavrularını öldüğümüzü biliyor… O madenlerle ve türlü çeşit tahsislerle ormanları parçaladığımızı, kestiğimizi, yaktığımızı biliyor… O onların kurmaya çalıştığı yaşamı bizim yok etmeye çalıştığımızı biliyor. Dedim ve sustum.
Yaşlı Çam Ağacı “doğa kin tutmaz. Yeter ki insan daha geç kalmadan kendini dönüştürsün ve güzel şeyler yapmaya başlasın. Doğa insanla omuz omuza verir”. Dedi ve ekledi.
-Tamam. Yangınlar, kesimler, depremler… Olduğunda tabii ki herkesin koşup gelmesi gerekiyor. Ancak değişim fark eden çoğunluğun her zaman köylere, okullara ve insanın olduğu her yere (iş yerlerine, derneklere, kahve hanelere, komşulara…) giderek insanlara doğayı anlatmaya ve o insanlarla birlikte doğayı onarmaya başladığı gün başlayacak.
-Evet! Çok çalışmalısınız. Çünkü insanlık (çoğunluk) yüzünü doğaya dönmeden (genel duyarlılık yükselmeden) yaşamın geleceğini kurtaramayız. Dedi ve noktayı koydu.