Geri kalmış toplumlarda olmalı böyle şeyler. Ya da Ortaçağda.
Din damarından girin yeter. Kendinize köle bile yaparsınız onu. Birkaç uyduruk keramet gösterin, birkaç defa silkelenin iş tamam.
Hele salya sümük olursanız bir daha sizin eteğinizi bırakmazlar.
Hani derler ya! Şeyh uçmaz müridi uçurur. İşte tıpkı öyle. Artık dilediğiniz irtifada gökyüzünden seyredersiniz aptal, salak müridlerinizi.
İsteyin siz de bir tarikat kurarsınız çevrenizde parayla tuttuğunuz yalakalarınız sayesinde.
Hatta bütün hastalıkları iyileştiren nefesi kuvvetli, tükürüğü ilaç olan bir “ Efendi Hazretleri ” sahtekar olmanız içten bile değil.
En çok ta kadın müşterileriniz pardon müritleriniz, hastalarınız olur.
İşte böyle zırıl zırıl cahil bir toplum haline getirildik.
Aslında biliyor musunuz bütün bunların tek amacı var. O da Rant. Çaktırmadan kese doldurmak, saf adamların din duygularını kullanarak.
Oldum olası şu köçek havası gibi çalınan söylenen sözde ilahi diye yutturulup kaset kaset satılan saçmalıklar var ya! Adeta nefret etmişimdir.
Yahu! Bu kadar mı kalitesizlik olur müzik yapıyorum diye
Bu kadar mı rezalet, bu kadar mı kepazelik, bu kadar mı insan aptal yerine konulur sözde ilahi söylüyorum diye.
Biri eline almış olmalı patlak, bozuk bir tef’i vurdukça vuruyor kasnağına da tefine de.
Aynen ritm şu:
“Şıkkkıdı. Şıkkıdı. Şıkkıdı…”
Tam bir köçek havası. Tam bir oyun havası. Bu ifadeler yeterli değil bu kalitesizliği anlatabilmek için aslında. Adı aynen şöyle olmalı.
“Göbek atma havası”
Hani derler ya! Ölüyü bile oynatır diye.
Üstelik çirkin bir sesle cıyak cıyak bağırıp durur ve eğer okuduğu Yunus’tan ise, kaliteli ise tam anlamıyla şiirin ırzına geçer.
Ne duygu vardır, ne de okuduğu ilahiyi sesi ile, tınısı ile özellikle duyarak, hissederek yorumu ile güzelleştirme kaygısı, düşüncesi, çabası.
Estetiği nerden bilsin adamım.
Özellikle türbe yanlarında sabahtan akşama kadar kafanızı beyninizi ütülerler.
Baraka gibi dükkânlarda, İslami eserler satan yerlerde, müzik kariyerini bilmediğiniz, müzik eğitimi almadık cahil adamların okuduğu bu kasetleri CD’leri bolca bulursunuz.
Hani İlahi ya! Söz yok. Günah! Allah çarpar. Allahı, Resulünü zikreden ilahiye karşı mısın?
Hâşâ da… Sen Allahı ve kâinatın efendisini bu tür basit, kalitesiz, adeta iğrenç, adeta köçek havası gibi çirkin bir müzik eşliğinde söylemeye utanmıyor musun?
Bu saygısızlığın, edepsizliğin, kepazeliğin, İslâmi duyguları rencide etmenin daniskası değil mi?
Cebini doldurmak için rezaletin pazarlanması, kandırılması, İlahi adı altında insanların sırtından para kazanmanın, aptal yerine koymanın adı değil mi?
Tasavvuf müziği ile ne alakası var bu iğrenç köçek-göbek havasının?
Ucuz falan filan da değil biliyor musunuz bu tür kasetler. Ama salya sümük dinleyenler için dert değil.
Avuç dolusu parayı sayar alır salak.
Eğitimsiz, okumayan, düşünmeyen, araştırmayan, güdülmekten zerre kadar onur kırıcılık duymayan evden camiye, camiden eve giden yığınlardan ne beklersiniz ki.
Hangi konuda doğru karar vermesini bekleyebilirsiniz ki?
Pısırık, tembel, güzeli, doğruyu, iyiyi arayıp bulma ihtiyacı duymayan Müslüman tipi.
Batılıların gördüğü, dünya döndükçe de görmek isteyeceği, bunun için elinden geleni ardına koymadığı Müslüman coğrafyadaki insanlar.
Boşuna değil demek ki bir türlü huzurun bulunamaması, iki yakanın bir araya gelmemesi.
Köçek havası ilahi örnek sadece.