Her insan güven ihtiyacı ile doğar ve doğumundan itibaren çevresindeki insanlarla, başta anne olmak üzere güven ilişkisi kurar. Kişisel hayatta olduğu kadar, siyasi yaşamda, ekonomik hayatta, sosyal hayatta ve yaşamın birçok alanında güven kazanmak, aynı zamanda güvenmek iyi insan olmanın gereklerindendir.
Siz Devletin her türlü olanaklarından yararlanacaksınız, şatafatlı ve görgüsüzce bir yaşam süreceksiniz, sonra dönüp yoklukla mücadele eden, ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmekte biçare olanlara, kanaatkar olmaktan, sabırlı olmaktan veya riyakarlık yaparak dini duyguların faziletlerinden bahsedeceksiniz. Bazı vaatlerde bulunarak, toplumun refah seviyesini iyileştirerek, Ülkenin menfaatlerini kendi menfaatlerinden üstün tutacağına dair verdiğin taahhütleri yerine getirmez isen insanların güvenini kazanamazsın. “Halkın ihtiyaçlarını karşılama lehine taraf olmazsan bertaraf olursun”.Hercai yaşamaya devam edersen, önümüzdeki günlerde çoğunu kaybettiğin veya birazcık kaldığını düşündüğün güven varsa onu da kaybedeceğinizi size garanti verebilirim. Empati yapma yeteneğiniz birazcık gelişmiş olsaydı, benim ihtiyaçlarıma, çocuklarımın isteklerine, aile efradımın ve yakınlarımın huzur içinde yaşamasına gerekli olan her ne varsa, diğer insanlarında ihtiyaçları olur derdiniz ve paylaşımcılığı özümserdiniz. Nefret ettiğin ve beş vakit hakaretler yağdırdığın medeni Dünya ülkelerinin geliştirdiği yaşam maddelerini ve lüks tüketim araçlarını kullanmaktan rücu ederdin.
Dünya devlerinden biri olan beyaz eşya üreticisinin patronu Robert BOSCH’un,güvenle ilgili söylediği şu söz hala güncelliğini korumaktadır. “Müşterinin güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim.” Güvenilir olmak için insanın, ömrünün çok uzun yıllarını bu uğurda feda etmesi gerekiyor fakat kazanılan güveni heba etmek, yaşamınız boyunca sadece bir defa yapacağınız hata sizi güvenilmez ve uzak durulması gereken insan yapmaya yeterli olabilir. Ülkemizde özellikle idarecilerin, uzun zamandır hatasını kabul etmek gibi veya yaptığı hatadan dolayı özür dilemek gibi bir alışkınlıkları gelişmemiştir. Üst düzey yönetici, telafisi mümkün olmayan bir hata yapıyor ve insanların gözünün içine baka baka yaptığı hatanın savunmasını, bir başkalarına hakaret ederek sürdürüyor. Müdürolarak işe aldığınız adam, o iş yerini zarara uğrattıktan sonra, zararın giderilmesi için tekrarişine devam etmesini sağlamanız, o iş yerinin kısa sürede batacağı anlamına gelmez mi? Demek isterim ki güvenilirliğini kaybeden kişi veya kurumun, hiçbir şey olmamış gibi halkın içine çıkması, utanmaması ve yüzünün kızarmaması nasıl bir ortamda yetiştirildiğinin göstergesi olmaz mı, veya güven duyulur mu?
“Güvenilmek, sevilmekten iyidir.” (George Mac Donald)