Gündemde o kadar madde vardı ki…
Öncelikle deprem, Hatay’ın durumu ve konutlar…
Anayasa değişikliği…
Mülakat konusundaki son tartışmalar.
Mülteci akını ile ortaya çıkan ister adına kaos, ister sorun deyin nasıl tanımlarsanız tanımlayın gelecekte bu ülkenin başına örülen çorap ile ilgili her geçen gün daha da artan ve ödemek zorunda olduğumuz ağır fatura…
Mafya, Uyuşturucu, Kadın tacirleri ile ortaya çıkan illegal suç örgütleri ve Uyuşturucu baronları.
Her gün gelen zamlar ve hayat pahalılığı.
İşsizlik rakamları ve veriler.
Enflasyon ve buna bağlı satır başları…
Son yapılan sınır ötesi hava harekatı ile atılan binlerce bomba ve ardından beklenen kara harekatı.
Merkez bankasının faiz oranları.
KHK korumalı hesapların geleceği ve döviz hareketleri.
Emekliye verilen ikramiyede ki Adaletsizlik…
Yerel Seçimler…
Vatandaş açlıktan kırılırken magazin basınında ortaya çıkan saçma-sapan ve toplumun milyonda birini bile ilgilendirmeye absürd ötesi çılgınlıklar.
Sağlık alanındaki personel açığı.
Yurt dışına gitmek isteyen gençlerin planları.
Ucuza telefon muhabbetindeki hayal kırıklığı.
Enflasyon rakamları ile ilgili son gelişmeler.
Ülkede ki güvenlik sorunu ve planlanan Tezkere’de yer alan “Yabancı Asker” konu başlığı.
TBMM’nin açılması sonrasında çözüm bekleyen acil ve öncelikli konu başlıkları.
SP’nin TBMM’de kendilerine tahsis edilmesi beklenen Grup yeri.
CHP’de ki Genel başkanlık yarışı.
Milli takımın Hırvatistan zaferi.
Okullar açıldı.
Kara kış kapıda.
Odun-Kömür geçim derdi fakir-fukara-guraba için en öncelikli tablo durumunda.
Ev Kiraları patlamış durumda.
Öğrenciler için barınma en önemli sorun Yurt genelinde yurtlar yetersiz.
Genel Af ile ilgili ortaya çıkan beklentiler.
Kadına şiddet ve Kadın Cinayetleri.
Eski bakanlara dair çıkan ağızları açık bırakan yolsuzluk iddiaları ve haberler.
AK Parti’de Elitaş’ın koltuğu oturması ile yaşanan ziyaretçi akını.
Ve… Daha neler neler?!...
Festivaller, etkinlikler, konserler, düğünler, büyük çaplı organizasyonlar ve daha burada yazmadığımız ama hayatımızdaki öncelikler listesinin bir hayli kabarık olduğu sizlerin kişisel olarak aklınıza gelebilecek önemli konu başlıklı birçok mevzu ötelenmiş durumda.
Hepsi de bir anda güme gitti.
Hem Dünya, hem de Türkiye’de gündem anında değişti birden.
Hepsi’de “Bıçak gibi kesildi!”
Sebep, Eli kanlı İsrail’in Filistin ve Gazze’ye yıllardan beri yaptığı insanlık dışı muamelelere yeni eklenen ve hatta kimilerine göre de 3. Dünya Savaşı’nın habercisi olan bu insanlık suçu saldırılar.
Tüm dünyanın neredeyse tek gündemi İsrail-Filistin savaşı.
Otorite olarak İsrail'i durduracak ne bir ülke ne de bir lider var.
Zira herkesin onlarla pis işleri var.
Yahudiler nerede ise hepsini hem ihya etmişler, hem haraca bağlamışlar, hem de onlarsız ne Kapitalist sistem yürüyor, ne zenginin işi rast gidiyor, ne de ekonominin çarkı onların tezgahları olmadan dönmüyor.
Emperyalistlerde aynı tezgahın içinde.
Bu konunun ayrıntılarına daha fazla girmeyeceğim.
NEREDESİN EY ÜMMET?
Ortada bir insanlık suçu var ve koskoca milyarlarca müslümanın içinde bulunduğu bir Coğrafya’da Avuç içi kadar bir ülke herkese kan ağlatıyor.
Neredesin ey ümmet?
Yanı başında kan gölü olmuş topraklar.
Ama siz halen bütün alış verişinizi, pis işlerinizi İsrail ile yapıyor, ondan sonra da Filistin için gözyaşı döküyor, mitingler yapıyor, bağırıyor, çağırıyorsunuz.
Bu kadar mı aciz insanlık?
Bu kadar mı gafil Müslümanlar?
Bu kadar mı uykuda bu ümmet?
Klasik, “Mehmetçik Gazze” ye söylemleri ile yine bizim Aslan parçaları namlunun ucuna sürülmeye çalışılıyor…
Bakın bu konuda Milli Görüşün merhum lideri eski başbakanlardan Necmettin Erbakan de diyor?
“Siyonizm bir timsaha benzer. Üst çenesi Amerika’dır. Alt çenesi Avrupa Birliği’dir. Kuyruğu İsrail’dir. Gövdesi bir takım Müslüman ülkelerin yöneticileri, medyacıları, iş adamları ve işbirlikçileridir”
Bilmem bu tespit size hangi tabloyu hatırlatıyor?
GELİNEN NOKTA MI?
İşi bilenler ne mi yapıyor?
Kirli siyasetle günü geçiyor, malı götürüyor, ülke gündemi umurlarında bile değil.
Küp doldu, dolacak.
Az kaldı…
Kötü manav misali.
Tezgahın önüne iyi mallar, çürükler arkaya, kökle vatandaşa, paralar cebe.
SAĞLIĞIMIZ ELDEN GİDİYOR…
Bu arada gözden kaçan bir önemli husus daha var.
Beden sağlığımız sizlere ömür.
Simit, makarna, çay, çorba derken durum malum.
Et, süt, tavuk, balık, kıyma olmayınca protein de hak getire…
Halkın ruh sağlığı kritik noktada.
Mental olarak iyi beslenememeden kaynaklanan sorunlar nedeni ile Sağlık sistemine yüklenen faturanın ağırlığı altında ezilirken bir de ruh sağlığımız elden gidiyor.
Emekliler, Çalışanlar geçim sıkıntısı nedeni ile Kredi Kartı darboğazındalar.
Dünya ve ülke gündemi, insanların muhatap bırakıldığı yaşam koşulları, yönetenlerin halkın genelini aptal yerine koyarak bildiklerini okumaya devamı ettikleri bu kısır süreçte gelinen nokta itibarı ile de şunu zorunlu da olsa kabul etmek zorundayız ki; Akıl ve beden sağlığını korumak insanımız için ne kadar zorlaştı.
Bu Bermuda Şeytan Üçgeni’nden insanımız nasıl çıkacak?
BİR TAVSİLE İLE BİTİRELİM…
Bu sorunlar bitmez tükenmez.
Zira Türkiye 4 mevsimin yaşandığı, bütün geçiş noktalarının üzerinde bulunan kritik bir ülke ve altı da üstü de adeta maden.
Malum coğrafyamızdan ötürü ülke gündemi her dönemde olduğu gibi hep sıcak ve sürekli olarak hep değişim halinde.
Gündeme yetişmek ne mümkün!
Fakat sorunların çözümü ve halkımızın çıkarı bağlamında önemli ve daha öncelik sırası olan sorunların çözümü gözetilmeli ve bir an önce iç huzur ve barış sağlanmalı.
Bunun yolu halka kulak vermek ve genel manada yapılan ve halkımızı, insanımızı direkt olarak ilgilendiren yanlışlardan seçim öncesi verilen sözler hatırlanılarak ve önümüzde ki 31 Mart yerel seçimlerinde de yine hamasi söylemlerle halka boş vaatler vererek onları sırf oy almak uğruna umuda sevk etmek yerine yapılan yanlışlardan acilen dönülmelidir.