Her kim ki edep, adap ve ahlak dışı ifadeler kullanıyorsa, kendi kişiliğini yansıtıyor demektir…
Ülke her anlamda dövüş ringine döndü sanki…
Geçtiğimiz günlerde Bakan Soylu, kadın cinayetleri üzerine erkeklere seslenirken “Kendize gelin” demişti ya…
Hani erkeklere “Neden şiddet gösteriyorsun kardeşim, şiddetsiz çöz sorununu” dercesine.
İçlerinden bir erkek çıksa da mahkemede sorulduğunda, “Ülkeyi yönetenler sorunlarını neden oturup konuşarak çözmüyorlar da birbirleri ile kavga ediyor, hatta normal zamanda kavga nedeni olabilecek hakaret kelimelerini kullanıyorlar?”
Dese, kim nasıl cevap verecek bu soruya?
Devlet Bahçeli örneğin…
Ekrem İmamoğlu, İstanbul’daki virüs gerçeğini, İstanbul genelinde açıkladığında, kendisine “Nedir mesele” diye açıp soracağına…
“…kötü niyetlidir…” ve “…laçka açıklamalardır…” diye konuşur mu?
Dahası, “…belediye işlerinden başka işlere burnunu sokan bu kendini bilmezin amacı nedir?” der mi?
“ MHP ile AK Parti Türk tarihinin iki ucunu kavrayan iki kahraman millet eseridir.” diyerek milleti bölmeye yeltenir mi?
“Biz harcarsak sadece hainleri harcarız” gibi hukuku hiçe sayarcasına, insanların adil yargılanma hakkını tehdit edercesine konuşur mu?
TBMM başkanlığı yapmış birisi, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz, gelecekte kendinizin de aynı şekilde olacağını bilerek, “Hâlâ YİK üyesi olan siyaset eskisi bir şahıs…” der misiniz?
Dahası o kişinin konuşmasına “…çarpıklıktır, ahmaklıktır…” gibi cümleler kurar mısınız? Hatta iki kişiyi övmekten söz edip, yargı kararına rağmen serbest bırakılmayan kişilerle “…suça iştiraktir…” der misiniz?
Alaattin Çakıcı hakkında “Benim dava arkadaşımdır, Alaattin Çakıcı şehidimizin oğludur, Alaattin Çakıcı vatan ve millet sevdalısıdır. Kılıçdaroğlu anlar mı bilemem” derken nasıl “Şehit” oğlu olduğunu millete açıklamadan laf ola söyler misiniz?
Oysa baba Ali Çakıcı bir saldırı sonucu 5 Mayıs 1980 yılında hayatını kaybetti. Şehitliği filan da yoktur…
XXX
Hukukun yok edildiği bir ülkede ve özellikle de gücün elinde olduğunu sananların benzer konuşmaları yapması normal sayılmaktadır…
Aslında normal değildir ama ülkede “Normal” sayılacak her hangi bir şey da kalmamıştır ne yazık ki…
Ana muhalefet partisi liderini tehdit eden kişi hakkında bugüne kadar yapılan işlemler nedir, bileniniz var mı?
Sadece bildiğimiz “Soruşturma açıldı” şeklindeki açıklama…
Gelişmelerin hangi aşamada olduğunu bilmiyoruz.
Bir taraftan kadına şiddet uygulayan, hatta kadını öldüren erkeklere “Kendinize gelin” diyeceksiniz ama kendinize gelince, kendinize gelmeyeceksiniz…
Bunun adı gerçekten çarpıklıktır…
XXX
Türkiye’nin nerelere savrulduğuna ibretlik bir olayı daha izliyoruz…
Aydın İmam Hatip Lisesinde sınıfa sarık ve cübbe ile giren öğrencinin, kadın öğretmene sert cevap vermesi, ölümle tehdit etmesi…
Bu olayın hafife alınacak bir tarafı yoktur…
Olay, tamamen şeriat düzenine geçişi deneme olayıdır. Ses çıkartılmadıkça ve hukuk içinde gereği yapılmadıkça arkası gelmeye devam eder.
PKK veya diğer terör örgütlerinin ülkeyi bölme-parçalama girişimleri ile, bu ve benzeri şeriat yanlısı kişilerin, cumhuriyeti yıkma ve şeriatı, hilafeti getirme girişimleri aynı derecede suçtur.
Her ikisi de devlete ve cumhuriyete karşı girişimlerdir.
Ama iktidar ve yancısı parti ve özellikle yancının lideri ne yapıyor?
Geçmişte söyledikleri, savundukları bütün söylemleri bir kenara bırakıyor, partisinin ve özellikle kişisel geleceğini garanti altına almak için saldırıyor, hakaret ediyor, kürsülerde o “Havayı tokatlama” hareketiyle konuşmaya devam ediyor…
Elbette milletin büyük bir bölümü gerçekleri görmeye başlamıştır.
Görmemekte ısrar edenleri, ne kadar çaba harcarsanız harcayın, ikna etmeniz ise mümkün değildir…
Örneğin geçen de dediğim gibi Kayseri seçmeni…
Ne kadar gerçeği görmeye başladı acaba?
Aslında kadına şiddet konusunu önce Milli eğitim Bakanına sormalı Süleyman soylu…
Neden derseniz, ders kitaplarında kadını “Köle” gibi gösteren ifadeleri öğrencilere okutuyoruz.
Örnek: Boşanma hakkının sadece erkekte olduğu yazıyor.
Oysa İslâm kurallarında kadının da erkeği boşama hakkı vardır.
Sonuç olarak her tarafta şiddet kol gezerken, bir de üstüne siyasiler “Kendini bilmezce” konuşurlarsa, varın gerisini siz düşünün…
XXX
İçeride bu denli kükrediklerine bakmayın…
Dışarıya doğru sesleniyor, kükrüyor gibi görünerek sözüm ona dışarıya kükreme gösterisi yapıyorlar…
Ticaret gemisinde yapılan uluslar arası hukuka aykırı, yasa dışı arama için kime ne yaptınız?
Hadi kükrediniz diyelim, sonuç?
Geçelim oradan da geleceğimiz nasıl düzene sokacağız, işin o tarafına odaklanalım bence…
Bir konuya da değineyim, bu kadar aciz ana muhalefet ile de bu kadar olur doğrusu…