Günlerden Pazar…
Bir gün hariç ki o gün de gözüme iğne yapıldı, 15 gündür evden dışarı adımımı atmıyorum, “Risk gurubundasın, bağışıklık dengen bozuk, otur oturduğun yerde evden dışarı çıkma” dediler söz tuttum, çıkmadım ama…
Biraz yürüyeyim açık havada, hem nefes alayım hem de markete uğrayıp eve göndermeleri için sipariş vereyim diye kısa süreli dışarı çıktım, ama çok kısa…
Tam Kemal Dayı’nın kahvehanesinin önünden geçerken baktım, kahvehane ahalisi yazlık bahçede hep beraber…
Rasim, Kerem, Kamber ve Kerim dörtlüsü, yazlık bahçedeki dışarıda kalmış masanın etrafına oturmuş, diğerleri duvar kenarına araları sanki birer metre it oturuşu suphanallah boncuğu gibi dizilmişler…
Bir tek Kemal Dayı ile ki kahvehanenin kapısına koca kilidi vurup üzerine de kocaman “Korona nedeniyle kapalıyız” diye yazmış kapattığın anlatmış, bir de Muhtar Emmi yok ki o da 60 yaş üzeri riskli guruba dâhil olduğundan.
Merakla bahçe duvarının kenarına yanaştım, bir süre izledim…
Görüntü öyle ilginç ki, kahvehane ahalisi, basın toplantısı bekler gibi birer aralıklı oturmuş, az sonra gerekli açıklamaları yapmak üzere Muhtar Emmi Kahvehanenin iki kanat kapısı açılacak da ortaya çıkacak sanki…
Bizim bilinen dörtlü ise karşılıklı konuşuyor, muhabbet ediyor aynı Çankaya toplantısı gibi, beklenen gelinceye kadar ağız ağza konuşanlara benzer…
Tedbir-medbir hak getire.
Korona virüsü ile ilgili üretilen mizahların bini bir para, anlatıp anlatıp gülüyorlar…
Gençlerden biri, bilinen dörtlüye doğru yönelerek sordu…
“Abiler ya… Geçenlerde sosyal medyadan anlattıkları gibi, gece yatmadan önce normal duamın arkasına önerdikleri duayı ekleyeyim istedim. Aldım elime doksan dokuzluk tepihi başladım duaya…”
Rasim “N duası genç, hayırdır inşallah?” diye sordu…
Genç gayet ciddi, doğal bir şekilde anlattı…
“Abi… Hani bir arkadaşın Diyanette çalışan bir memur arkadaşı varmış ya…”
Kamber, gülümsemeye başladı ve “Eeeee…” dedi…
Genç, “Arkadaşın anlattığına göre bu virüs cinler vasıtasıyla yayılıyormuş…”
Kamber biraz daha sesli gülecekti ama genç o kadar ciddi anlatıyordu ki, bozuntuya vermeden “Eeee.” diyerek anlatmaya devam etmesini sağladı…
Genç devamla, “İşte o duayı okumaya başladım, Korona korona, korum lan orana burana diye… Baştan savma olmasın diye de makam ile okudum…”
Kerem tam patlamak üzereydi ki, Kamber devreye girdi…
“Eeee… Ne güzel işte…”
Genç devamında “Abi güzel olmasına güzel de sabah oldu, ortalık ağardı ben daha doksandokuzu tamamlayamadım. Şimdi dua geçerli oldu mu olmadı mı?”
Kahvehane ahalisi yerlere yatıyordu gülmekten…
Rasim, “Vallahi bu sorunun cevabını Ali Erbaş bilir de keşke Muhtar Emmi olsaydı, belki de o senin için okkalı bir cevap verebilirdi” dedi…
Gülüşmeler devam ederken, karşıdan Kemal Dayı göründü…
Millet toparlandı, kahvehane açılacak, çaylar demlenecek, masalarda fayanslar döşenecek, muhabbet alıp başını gidecek…
Sandılar…
Ama sadece sandılar…
Kemal Dayı manzarayı görünce evvela şaşkın bakışlarla ahalinin yüzüne göz gezdirdi baştan aşağı sonra “Hayırdır, ne iş, neden buradasınız?” dedi…
Kerim keyif ile Kemal dayıya “Seni bekliyoruz Kemal Dayı, bugün geç kaldın da…”
Kemal dayı “Ulan ipsizler, kahvehanelerin, berberleri ve de benzer yerlerin kapatıldığından haberiniz yok mu da koşa koşa doluştunuz buraya… Beni size çattırmayın, dağılın evlerinize, kapıdaki yazıyı da mı okumadınız” diye yüksek perdeden seslendi…
Malum, çok ta kırmaya gelmez ne de olsa korona dört gün sonra gidecek, Kemal Dayı bunlarla baş başa kalacak…
Kemal Dayı kahvehane ahalisini evlerine gönderirken, ben de marketin yolunu tuttum da merakım şu…
Sağlık Bakanı günün hemen her saatinde son durum açıklaması yaparken…
Virüsten korunmak için alınacak önlemleri “Mucize Doktor Ali Vefa ile Doktor Hekimolğu aracılığı” ile duyururken…
Her gün akşam hemen her televizyon kanalında, şimdiye kadar adını sanını duymadığımız o kadar çok prof. unvanlı akademisyenler, halkın anlamayacağı tıbbi terimlerle birbiri ile tartışırlarken…
Toplumun nerede olduğunu merak ediyorum doğrusu…
Dert nedir biliyor musunuz?
Dert, Sağlık Bakanlığının ve iktidarın, yayın korona virüsü hakkında gerekli açıklamaları daha şeffaf yapıp da konunun vahametini anlatamamış olmalarında…
Ölenler kim?
İsimleri ne?
Nerede öldüler?
Açıkla da bak millet kendi önlemini almakta sağlık bakanlığının bile önüne geçmiyor mu?
O zaman anlayacak ki günde beş vakit abdest almayla temizlik olmuyor…
Ayrıca sokağa da çıkmayacak, zorunlu olmayınca, hele Kemal Dayının Kahvehanesini tümden unutacak.
Ayrıca 99 kez yatarken “Korona korona, korum ha orana burana” duasının da işe yaramadığını görecek de uykusuz kalmayacak ayrıca…