BİR FİDAN DİKİN, HER ŞEY DEĞİŞSİN...

İklim çok hızlı değişiyor. Lütfen fark edelim ve ülkemizin ormanlaşmasına katkıda bulunalım.

Bir fidan bir fidandır.

Dikelim de nereye dikersek dikelim.

AMA DİKELİM. SADECE BİR FİDAN.

NEDEN BÖYLEYİZ? BU GÜZEL ÜLKE BİZİM DEĞİL Mİ?

Ne acı değil mi.

Bazen dizilere bakıyorum.

Sanatçılar son derece kaliteli.

O mimikler, o roller muhteşem.

O sanatçıların önünde saygı ile eğiliyorum.

Ya senaryolar.

Berbat.

Örnekse okumuş yazmış en kültürlü camiamızı doktorları evli oldukları halde birbiri ile ilişki yaşayan, çocuklarını ise uyuşturucu bağımlısı ve serseri olarak gösteren dizi ya da diziler. Yazıklar olsun.

Tamam. Ben doktor değilim. Ama 50 den fazla doktor arkadaşım var.

Hepsi de aileleri de güzel insanlar.

Ayrıca ülkemizde o kadar çok hasta var ki başlarını kaşıyacak zamanları yok ve arı gibi çalışıyorlar.

Çocukları mı? Çocuklarının çoğunluğu tıp fakültesinde ve başarı ile okuyorlar.

Çünkü Anneleri, babaları onları okumaya teşvik ediyor ve onlarda anne ve babaları gibi “doktor olacağım” diye hırs yaparak Tıp Fakültelerini kazanıyorlar…

Ayrıca o çocukların bir kısmı benim talebem ve hastahanelerle bağlantım var.

Asistanlar mı? İşten başlarını kaldıramıyorlar ve hepsi de pırıl pırıl gençler.

GENÇLERİMİZ.

Evet. Büyük çoğunluk çok güzel insanlar olduğu halde neden olumsuz seneryolar yazıyorsunuz?

Neden yetişkin ve topluma çok faydalı insanların özel hayatlarına giriyorsunuz ve neden abartılar yapıyorsunuz?

Hem. Amacınız ne?

Neden %90'ın üzerinde olan güzel şeylerle, ülkemiz için, insanlık için, doğa için adanmış hayatlarla, emekle, başarılarla, üretimle ilgilenmiyorsunuz?

Sizin okumuş yazmış, faydalı ve çalışan insanlarla bir sorununuz mu var?

Amacınız ne?

“Çalışan annelerin çocukları bağımlı olur (!)" demek mi istiyorsunuz?

Ayrıca neden olumlu mesajlara ağırlık vermiyorsunuz ve baskın bir şekilde olumluya teşvik etmiyorsunuz?

Elin Amerikalısı film yapıyor.

Filimde her türlü suça bulaşmış (uyuşturucu, hırsızlık…) insan cezaevinden kaçıyor.

Dağda ve bir derede banyo yapan çok güzel bir hanımefendi ile karşılaşıyor.

Ona çok medeni ve kibar davranıyor.

Verdikleri mesaja bakar mısınız?

“Bizim en cahil, en suçlu insanlarımız dahi ahlaksız değildir” mesajı veriyorlar ve toplumu öyle olmaya yönlendiriyorlar.

Ayrıca sizin hiç mi dünyadan haberiniz yok.

İklim krizi dünyayı kasıp kavuruyor, doğa ölüyor gezegenimizde yaşam felakete doğru gidiyor.

Dünyanın ve ülkemizin sorunları var.

Neden körsünüz?

Sahi. Sizin “bizden sonra yaşayacak olan canlıların yaşam hakkını koruyabilmek için duyarlığı yükseltmek gibi bir sorumluluğunuz yok mu?”

Ayrıca bir Anadolu çocuğu annesinin gözleri önünde aşağılanmasına ve annesine sarkıntılık edilmesine asla müsade etmez.

Siz neyin kafasındasınız?

Bir fidan dikin, bir tohum ekin, ya da bir aile evlerinde yedikleri meyvelerin çekirdeklerini çoğaltsın.

Bir dede tohumu anlatsın.

Hayvanları ve ekosistemlerin önemini anlatsın…

Ara ara tüketim çılgınlığının, lüksün, israfın yanlış olduğunu, iklim krizine ve çevre kirliliğine karşı bireysel mücadeleleri, çeşitliliği ve önemini, havanın, suyun, toprağın önemini vurgulayın, bir Türk doktorunun başarılarını köy öğretmenlerinin ve asistanların özverisini anlatın…

İş bulamayan, ekmek bulamayan buna rağmen dürüstlükten ödün vermeyen insanları işleyin.

Ülke sevgisini vurgulayın.

Yazamıyorsanız beni arayın.

Benim kalemim kuvvetli, doğa körü değilim ve toplumun çoğunluğunu, ülkemizi, doğayı ve yaşamın tamamını görebiliyorum.

Saygılarımla.

ETİKETLER: