Pazartesi günü baro başkanlarının Ankara’ya girmesi ile son bulacak yürüyüşler, başkanların yollarının girişte kesilmesi olayını izledik sabahtan akşama televizyon haber kanallarında.
Hiçbir demokratik ülkede görülmeyecek görüntülerdi bunlar.
Her hangi bir yasal karar var mı şehre girmelerini engellemek için?
Yok…
Emir kimden geldi?
Belli değil ama “Vali” diyorlar.
Şimdi bu “Vali” hiçbir yerden emir almadan, kafasını göre baro başkanlarını Ankara’ya sokmak istememiş, öyle mi?
Külahıma anlat sen…
Yaşanan arbedeler, gözaltına alınan bir baro başkanı, kafasına kalkanla vurulan bir başka başkan, korkulacak boyuttaki durumu ortaya koymaktadır.
Bu kafa, 1957 yılından sonraki Demokrat Parti’nin uygulamalarına baktığımızda, o günlere rahmet okutacak kadar daha korkutucu bir durum…
Benzer tarafı ise, iktidarın suyunun ısındığının halk tarafından açıkça görülmesi.
Uygulamayı demokrasinin D harfi çinide değerlendirmek akıl işi değil.
Adalet Bakanı “Daha ortada bir şey yok, neden yürüyorlar” anlamında cümleler kurdu ama AKP’nin gurup başkan vekilleri aynı görüşte değil.
Hatta yürüyen baro başkanlarını hainlikler suçlar gibi ifadeler kullandılar, MHP ise dış güçlerin maşası olarak gördü.
Oysa MHP, AKP’nin veya tersi AKP, MHP’nin maşası ve ikisi de küresel sermayenin adamı. Çünkü davranışlarını vatanseverlik ile bağdaştırmak mümkün değil.
XXX
Gelelim olayın bir ilginç boyutuna, bilmem dikkatinizi çekti mi?
Baro başkanlarının yollarının kesildiği noktada, şehre sokulmayınca oturma eylemi yapmaya başladılar.
Bir süre sonra, önünde oturdukları binanın önünde, inşaat çalışanları olduğu kıyafetlerinden anlaşılan bir gurup, yanlarına gelerek bina önünde oturamayacaklarını, oturdukları yerin özel mülkiyet olduğunu söylediler. Bir süre sonra da aralarında arbede çıktı, araya girenlerce ortalığı yatıştırdılar…
İşte size toplumun demokrasiye bakışına ve destek verme şekline ilginç bir örnek.
Demokrasinin geleceği için destek vermeleri gerekirken, başkanları bina önünde kaldırmaya çalışıyorlar…
Ne diyeyim, bir kısım “Vatandaş” bu…
Bir gün savunmaya ihtiyaçları olduğunda, ihtiyaçları olan, savunma makamı ve o makam da avukattır.
XXX
Bir başka konu…
Yürüyen başkanlar, Ankara’nın girişine kadar gelmişler, “Adalet” adına yürüyorlar da, “Hak, hukuk, adalet” diyen CHP’nin, başkanlara destek vermek için o saatlerde nerede olduklarını merak ediyorum.
Benim görüşüm, basın toplantısı yapmak yerine tam da yanlarında olmalıydılar, hem de tüm Milletvekilleri ile birlikte.
Bunlar da ANA muhalefet, nasıl bir ana iseler…
Sonuç…
İktidar, iktidarının sürdürmek uğruna demokrasi dışı arayışa girmiştir. Son girişimleri ile amaçları bir kez da ortaya, hatta ayyuka çıkmıştır.
Ancak sandık günü yaklaşıyor her ne kadar amaçlarına ulaşmak için zamanlarının olduğunu sansalar da, kaçınılmaz sona doğru hızla ilerliyorlar.