Kafatasının içinde kuş kadar beyni olan, düşünme yeteneği olan birisi, özellikle bir siyasi, bir de partisinde etkin bir görevde, bir de muhalefette ise, sokakta yürürken bir vatandaşın nasıl bir amaçla söylediği önemli değil, her hangi olumsuz sözlerine “Küfür” ile tepki göstermez…
Mümkün değil…
Olmamalı…
Kabul edilebilir bir yani var mı?
Asla… Asla kabul edilemez.
Lütfü Türkkan bu hatayı yapmış…
Nasıl yaptığı, hangi ruh haliyle yaptığı da önemli değil ama, partisi de gereğini yapmıştır.
Başta MHP ve AKP’li siyasetçiler, olanca ağırlıkları ile üzerine gidip, olayın üzerinde tepiniyorlar…
Bunlardan biri de AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sevgili Kayseri Milletvekilimiz Mehmet Özhaseki…
Lütfü Türkkan’ı eleştirerek “Allah, gerçek yüzlerini bu millete göstersin. Bunların, şehitlerimize sevgileri olmadığı gibi saygıları da yok" demiş.
İyi de demişsin de Sevgili Özhaseki, senin genel başkanın da şehitlere “Kelle” demedi mi? Senin partin Genel Başkanın hakkında ne gibi bir işlem yaptı?
Dahası, sizin gerçek yüzünüzü bu millet ne zaman görecek?
Devam ediyor; “Kişinin içinde ne varsa dışına da bir şekilde vuruyor. Demek içinden öyle şeyler söylemek geliyor. Buralarda (Kayseri’de) bir söz vardır. Derler ki, 'pastırmanın kokusu çıkmasın diye 40 çıkıya sarmışlar 40'ıncı gün kokusu dışarı çıkmış'. Bunların da nihayetinde içlerinde ne varsa dışlarına yavaş yavaş vuruyor…
Haklısın AKP’nin de kokusunun çıkmasına bir kat bez kaldı…
"Ayıptır, edepsizliktir” da demiş, doğrudur. Ayıptır, terbiyesizliktir. En ufak bir itirazım yok da…
Millete “Ananı alda git” derken ayıp olmuyor mu Sevgili Özhaseki?
İla Özhaseki…
Önce kendi hanendeki (Siyasal olarak) ayıpları, edepsizlikleri, saygısızlığı ve de kurdeleyi erken kesti diye çocuğun kafasına vurarak sevgisizliğini, hoşgörüsüzlüğünü gösterenleri de eleştireceksin…
Sizden-bizden ayrımı yapmadan…
XXX
Gelelim Elitaş’a…
Bir tv kanalı, karşısında da kendi meşrebinden bir programcı…
Ekonomi konuşuyorlar ve bir yerinde cebinden market fişlerini çıkararak, fişindeki soğan fiyatlarını karşılaştırıyor.
"Cumhur İttifakı, vatandaştan yüzde 66 oy almış bir ittifak. O günden bu yana baktığımızda, 'Ekmek 1 liradan 1 buçuğa çıkıyor. Simit 3 lira mı olsun?' tartışmaları ortaya çıkıyor. Soğanın 8 lira olduğunu yaşadık. Dün aldığım bir markette 1 lira 15 kuruş. Başka bir markette 1 lira 45 kuruş. Fişi de cebimde, alışverişi ben yaparım. Market adını söylemeyeyim. 30 kuruş fark var. Öbür marketten daha az aldım. Az zarar etmişim. Aldığım marketi söyleyeyim mi reklama girer mi? Tarım Kredi Kooperatifi marketinden aldım 1 lira 15 kuruşa. Yüzde 30 civarında fark var. Dün alışveriş yaptım. Bunlar dünkü fiyatlar" diyerek marketlerdeki fiyatlardan dolayı onları suçlama gayretine düşmüş.
Sonra da vatandaşa bir güzel ekonomi dersinden bir bölüm ifade etmiş(!), demiş ki…
“Vatandaşın en büyük şeyi şu, enflasyonla hayat pahalılığı farklı bir kavram…"
Ben vatandaşın “Şey”inin ne olduğunu bilmem, hangi vatandaşın şeyinin şeyini de bilmem. Dahası “Isbaa Bazarındaki” Hacı Emmin bile bu lafı yemez…
Ekonomi sözlüğünde enflasyon; “Dolanımda bulunan para miktarıyla, malların ve satın alınabilir hizmetlerin toplamı arasındaki açığın büyümesi nedeniyle ortaya çıkan ve fiyatların toptan yükselişi, para değerinin düşmesi biçiminde kendini gösteren ekonomik ve parasal süreçtir.”
Diye tarif edilir…
Bir başka kısadan söylemi ile pahalılıktır. Alım gücünün düşmesi ile birlikte, aynı zamanda kendi para birimimizin değer kaybından kaynaklanan maliyet artışları ile üretime ve dolayısıyla tüketime yansıyan ekonomik sorundur.
Yani... Enflasyon ile Pahalılık, birbirinin içindedir. Biri varsa, öteki kaçınılmaz olarak vardır.
Market fişini göstererek ya da bir markete gidip abur-cubur alarak “Ucuzmuş yav…” demek, ya da soğan patates fiyatlarını örnek göstermek, milletin aklı ile alay etmektir…
Bi gel, bi gel “Gazeteci” ya da akademisyenlerin karşısında çık da onlara söyle bu sözler, bakalım ne diyecekler sana.
XXX
Acaba Özhaseki sana da bir şeyler söylüyor mu ki?
“Millete, aldatma, gerçekleri konuş… Değilse Lütfi Türkkan’ın akıbetine uğratırız seni” diyor mu ki?
Komedisiniz var ya…