İnsan aklı antik (skolastik) safsataları bir kenara bırakmak için Akıl Çağı'nı başlatmışken akıl çağının safsataları nasıl üredi?Üredii… Safsataların modern görüntüsü sizi aldatıyor, tespitte zorluk mu yaşıyorsunuz yoksa? Bu trajik bir döngü mü? İnsanın mutluluğu için; insan olmanın mutluluğunu tatmak için, dinlerin kulluk kavramın reddeden ama kölelik müessesi ile dünyevi bir sömürüye izin veren akıl, tek düze bir tanımla kendini sunabilir mi? Safsatanın (sophistry) bilgelikle (wisdom) bir araya gelmesi aklı kullanarak nasıl mümkün oluyor? Yasaya uyanın mutluluğu üzerine söylenen her sözde bir kapatma (perdeleme) vardır. Yasa neden aşılmaz ve neden zorunluluk içerir?
Kendisi sünnetli olan Pavlus’un sünnet olmayı tanrının yasasını çiğnemek olarak anlatması ve bunun tanrı katında kesin bir ceza ve yok oluşla karşılanacağını iddia etmesi ‘Letters of St.Paul’ külliyatını tartışmalı kılmıyor -bugün.-Milattan beri yaşananlar, Saint Pavlus öngörüsünü haklı çıkarmıyor: Dini önderlerin tarihin önünde söyledikleri safsataları bugün aklayacakların çokluğu, iman ve akıl arasındaki tartışmaların temelinde meselenin anlaşılması sorununu güncelleyip duruyor. Politik hareketlerin dini önderlerin sistematik yapısını taklit ederek müntesiplerini militanlaştırmaları kendi safsataları için bir hayat memat meselesi.
Önderler asırlardır kesin konuşurlar. Kesinlik tartışmayı bitirip ceza ile aklın önüne canını yakma ihtimalini koyup konuyu bitirir. Bu bilinmeli ki, kesin kez geleceği (gelecekte olacak felaketleri) bilmenin insana sunduğu mutluluk tebliği değildir, mutluluğa odaklı da değildir, mesele, kalabalıkları kendi adına yönetmekle alakalıdır. İnsanların kafasında eski önderlerin kötü, yeni önderlerin iyi olmasının nedeni hangi dille konuşarak önderlik yapmalarıyla ilgili bir yanılsamanın içinde taraftar bulur. Hangi dil kullanılmalı konusu, hangi siyasetle, hangi kültür kimliği ile,-ve hangi medeniyet davetinin yapılacağı ile-doğrudan ilgilidir. Bu önder şu önderleri eleştirerek önder olmuştur. Leadership (önderlik) kimliğini anında yan isimlerle değiştirerek farklılaştırır. Siyaset yanılsama ile ilerler. Bunu en fazla kalabalıkları yönetme derdindeki –önderlik- adayı bilir. Veya diğer kötülerden hiç farkı olmayan önderliğini, führerlik, şeflik, duçelikle ifade ederek temiz sayfa açar kendine. Demokratlık kimliğinin tartışılmazlığı yine önderin tekelindedir. Önder için demokrasi varsa demokrasi iyidir, önderin yolunu kapatmak için demokrasi kullanılıyorsa demokrasi kötülerin elindedir. Demokrasi kesinlikle yeni önderlik için bir daha kurulmalıdır, - hatta kurtarılmalıdır.- Antik filozoflardan Aydınlanma Çağı’na, bu anlamda ürettikleri diyalektiğin modern önderlik kurumu ve onun militanları tarafından insanlığın yeniden tutuklanması ve aklın işlevsiz hale getirilmesi için kullanıldığını anlamak –anlatmak bittabi - zor değildir. Türkiye, bu tutukluğun en kesif sürdüğü bir yer olarak 20.yy'ını–kendi içinde- tamamladı. Devrimler çağı veya devrimlerle ihya olma adına geliştirilen bütün argümanlarda önderlik kavramının kullanılması tesadüf olamaz. Önder fani olmayı veya kul olmayı kullarının çokluğundan güç alarak inkâr eden adamdır. Öyledir… Önderin nefesinin sonsuz olduğuna mezarının başındaki nöbet tutarken inanan kalabalıklar (sect) insanın, -toplumların- yeni bir inkılabı teşkilatlama nedenidir de… Bu mümkün bakın…! İnsan çağlara göre niceliği değişen müşabih birkaderi yaşar.