İlk insan Hz. Adem’den bu yana insan, özgürlüğüne düşkün varlık olarak yaratılmıştır. İnsanca yaşama hakkı, fikirlerini söyleyebilme hakkı, kendisini ifade edebilme ve düşüncelerini de savunabilme hakkı da sadece insanda vardır çünkü, yaratılan tüm mahlukatın içerisinde tutsaklığa teslim olmayan ve fikir beyan eden tek varlık insandır. İnsan, evinde, iş yerinde, sokakta, sosyal hayatta, Ülkesinde ve yaşadığı her alanda davranışlarının kısıtlandığını hissetmesi, kendisini huzursuz ve mutsuz hissetmesine yol açacak, sonra ver elini Avrupa Ülkeleri diyecektir.
“Giderlerse gitsinler” den sonra, “gidişin olsunda gelişin olmasın” bedduası. Sağlığımızın vazgeçilmez kahramanları böyle bir muameleye tabii tutularak dışlanmaları, hem de mevcut iktidarın Liderleri ve karar vericiler tarafından. Ülkemizin tek sahibinin kendilerinin olduğunu sanmalarına vesile olacaktır ve çözüm getiremediklerinin ve empati kabiliyetinin gelişmediğinin itirafı olacaktır. Düşünebilen, aykırı davranan ve icat çıkartan seçkin insanlarımızın, bulundukları görevden ve mesleklerinden mutsuzluklarını ifade ediyor olmaları doğal olarak idarecilerin işlerini zorlaştıracaktır. Devlet yöneticileri, dışladıkları insanların isteklerinin Demokratik hak olduğunun bilincinde değillerdir. Sessiz bir toplumu yönetmek, halkı çeşitli bahanelerle korkutmak saltanatlarının ve şaşalı yaşamalarının ömrünü uzatacaktır.
Üretken olmayan, Demokrasisi gelişmemiş, Adalet, Sağlık, Eğitim, Ekonomi ve bir Ülkenin vazgeçilmezleri, Anayasal güvence altına alınamamışsa, seçilmişler arzularına göre hareket ederlerse gelişmiş Devletlerin ve o Ülke Liderlerinin tahakkümü altında ezilmeye mahkum olurlar. Huzur ve güven içinde yaşamak, istisnasız herkesin haklarını ve hadlerini bilmeleri ile mümkün olacaktır. Toplumun bir kısmına yasak olan yaşam biçimi, diğer bir kısmına ayrıcalıklı sunulmamalı. Herkesin insanca yaşayacağı asgari haklardan yararlandığı ve kimsenin kimseye muhtaç hale getirilmediği Ülkemde, huzur ve güven içinde, korkusuz ve özgürce düşünebilme ve yazabilme arzumu tekraren açığa vurmak istiyorum.
Bu yönüyle düşünüldüğünde, insanın yaşadığı Vatanında, bu hareketlerinin kısıtlandığını hissetmesi huzursuz ve mutsuz olmasına sebep olacaktır. Sürekli alkış almaya alışkın olanların medenice ve hakaretsiz eleştirilmeleri vücut kimyalarının bozulmasına yol açmaktadır. Doğuştan hür olduğumun, kendimi ifade edebilecek yetiye sahip olduğumun bilincinde olarak, düşünceme ve özgürlüğüme kısıtlama getirilmeden, kalan ömrümü de saygın bir birey olarak tamamlamak istiyorum. İzin verirsen Hacım?
“Devletin dini Adalet’tir,
Adaleti olmayan Devlet dinsizdir.”
Hz. Ali