Hocalı Katliamını unutmamışsınızdır. Hani o beyaz Ayı’nın arkasına gizlenip yüzlerce Azerbaycan Türk’ünü katleden Ermeni vahşeti.
Tarih boyunca süper güçlerin kuklası, maşası haline gelmekten onursuzluk duymadılar.
Bu ülke topraklarında öyle canilikler yaptılar ki, her defasında da müthiş oyunculukları sayesinde masum pozları takındılar.
Kuzu postuna büründüler.
Timsah gözyaşlarıyla bütün Dünya parlamentolarında ağladılar, sızladılar, yaygara kopardılar.
Her defasında da zeytinyağı gibi üste çıkmasını becerdiler.
Ermeni lobisinin ve Diasporasının müthiş çığırtkanlıklarıyla, müthiş çalışmalarıyla her zaman Dünya gündemini işgal etmeyi bildiler.
Yavuz hırsız ev sahibini geçer misali, işledikleri her cinayetin sonunda güya aklanan yine onlar oldu. Güya mağdur duruma düşen yine onlar oldu.
Uyduruk 24 Nisan soykırımı gibi.
Oysa 1915 de yaptıkları, tarihte benzerine az rastlanan katliamın izleri silinmedi.
Erzurum’da, bu ülkenin değişik yerlerinde koyun keser gibi kestikleri bebeklerin, kadınların, yaşlıların ve masum insanların kemikleri yapılan kazılarda ortaya çıkartılıyor.
Çünkü onun bunun uşağı Ermenilerin gücü ancak savunmasız insanlara yetiyor. Birinin desteği olmadan öksürmeleri bile mümkün değil.
İşte bir dönemler yedi bin Azerbaycan Türk’ünün yaşadığı, Azerbaycan’ın Hocalı Kasabasında, arkalarına sığındıkları, eski Rus 366. motorize alayının ayılarıyla yaptıkları çağın en büyük katliamı.
Azerbaycan toprağı içinde bulunan Dağlık Karabağ Bölgesinde yaşanan ve asla Dünya kamu oyunun Katliam olarak kabul etmediği yirminci yüzyılın utanç tablosu soykırım.
Birlikte yaşayan iki toplumdan birinin, Ermenilerin kendi kendine “ Dağlık Karabağ Cumhuriyeti “ adı altında bağımsızlık ilan etmesi.
Ağababaları gibi toprak genişletmek amacıyla hortlamış Moskof çeteleri, ayıları sayesinde Hocalı Kasabasını haritadan silmek.
1992 yılının Şubatında bir gecede sivil Azeraycan halkına karşı girişilen, insanlığın Dünya döndükçe utanç duyması gereken, lanetle anması gereken etnik temizlik harekatı.
Seksen üç’ü çocuk, yüz altısı kadın, yüzlerce insanın akıl almaz bir şekilde, tüyler ürpertici bir şekilde öldürülmesi.
Kafaların kesilmesi, hamile kadınların karınlarının yarılarak, avuç içi kadar bebeklerin ayaklar altında ezilmesi.
Canlı canlı gözlerin oyulması, derilerin yüzülmesi, el, bacak, kolların yine canlı canlı kesilmesi. Yüzlerce masum insanın bir şekilde yok edilmesi.
“Ben insanım” diyebilenler böylesine akıl almaz vahşeti yapabilir mi?
Düşünebiliyor musunuz?
Birileri bir gecede, siz yatağınızda uyurken gelecek ve sizin gözleriniz önünde çocuklarınızı, ananızı, babanızı, karınızı tavuk keser gibi kesecek.
Namuslarına sizin gözleriniz önünde leke sürecek ve siz sadece gözlerinizi kapatıyorsunuz, o anda ölmek istiyorsunuz ama Ermen gavuru buna bile o an izin vermiyor.
Daha sonra barsaklarınızı deşiyor.
Düşünmesi bile insanın tüylerini diken diken ediyor.
Akdamar Adasında bulunan kiliseye Van’dan topladıkları müslüman genç kız ve kadınları dolduruyorlar ve kirlettikten sonra erkekleriyle birlikte ateşe veriyorlar.
Yıllar yıllar sonra biz o kiliseyi onarıyor, başına da tunçtan, devasa bir hac dikiyoruz.
Dünya Tarihinde bizden başka hangi millet böylesine unutkan, öylesine hoşgörülü?
İşin tuhafı, bunu yapanların veled i zinaları İstanbulu’un orta yerinde, İstiklal Caddesinde “ Hepimiz Ermeniyiz.” Diye bağırabiliyor. Hirant Dink cinayetini bahane edip.
Devam edeceğiz
AHMET SIVACI
Bakın; Hocalı’da yapılan katliamlar, insanın kanını donduran vahşet, bir savaş değil.
Bir cephe hiç değil.
Azerbaycan bazı hükümet yöneticilerinin hükümetlerinin ruh kaybı, kişilik, kimlik kaybı nedeniyle yeterince Dünya sivil toplum örgütlerine, insan haklarına, o barış havarisi “ Hepimiz Ermeniyiz. Hepimiz Hirant Dink’iz “ diye üstelik bu ülkede bağırma cesaretini gösteren, sokaklara dökülen hainlere anlatılamayan bir soykırım.
Cinayet var, katil belli fakat ortada suç yok. Tıpkı Bosna da yapılanın katliam olarak tanınmadığı gibi
Hocalı katliamına ilgisiz kalamazsınız.
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti ceza kanunundan bir maddeyi, sıradan bir Ermeni gazetecisinin öldürülmesinden dolayı kaldırma gafletini gösteren ülke yöneticilerine verilen cevaptır bu.
O yıllarda Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan keferesinin üfürükten bir maç için iğrenç poposuna rugan deriden koltuk yapanlara tepki bu.
İşte keferenin Bursadaki maçtan sonra, o beyaz ayı’nın inine gidip söylediği söz:
“Yurttaşlarım
Türkler atalarımızı katletti. Kurduğumuz ilişki bu gerçeği değiştiremez. Bunu bütün dünya bilmeli. “
Barış havarisi, açılım adına bebek katilleri Pkk bağışlayıcısı birilerine verilmiş mesajın en alay edici, en posta koyma, kafa tutma olanı.
Bir kapıdan eli bebek kanıyla girip, diğer kapıdan sütten çıkmış ak kaşık yapıldığı çadır mahkeme mucidi birilerine.
Canım benim ( ! ) Celallenmeyin ve:
Ermeni Anayasası’nda Doğu Anadolu Bölgemizin “ Batı Ermenistan “ olarak kabul edildiğini bilin.
Ağrı Dağı’nı kendi sınırları içinde göstermelerini ve sembol olarak kullanmalarını da.
Özellikle Erzurum’da, diğer yerlerde yapılan Ermeni vahşetinin açılım süreci içinde asla bizim ağaların ağızlarına almaması ya da almak istememesini de.
“Müslümanım” diyen Hocalı katliamını unutmamalı.
Özellikle Ayıdan post olmayacağını.
Rus’tan dost olur olmayacağını.
Sıcak denizlere inme hayalinin Çardan onlara miras kaldığını, eski bir KGB ajanı Putin’in bu miras yüzünden gençliğinden beri histeri nöbetleri geçirdiğini de.
Türkiye’nin canı Boğazlar uğruna benim ülkemde 12 Eylül öncesi, sağcı- solcu ya da faşist- komünist sıfatlanadırmayla nasıl kardeşi kardeşe kırdırdığını da.
Dün Hocalıydı, bugün Ukrayna.
Beyaz Ayı, dün Hocalıdaydı. Bugün Ukraynada. Eski ihtişamlı günlerinin halisünasyonları içinde masum Ukrayna halkını katlediyor.
Dünyayı takmıyor.
AB light herifliğini hiç takmıyor. Zaten onlar da kınamakla işi idare ediyorlar.
Çeçenistan’ın Rus yanlısı, kuklası hain Kadirova bakar mısınız. Öylesine kanı bozulmuş ki Ruslara işgalden dolayı alkış tutuyor.
İstediğkalıpi kadar Şeyh Şamil’in de , Cahar Dudayev’inde kemikleri sızlasın.
Bu arada bir şeye dikkatinizi çekeyim.
Rus saldırısı üzerine Ukraynada kadınlar bile silahlanıyorlar. Başka ülkelerden Ukraynalı erkekler vatan topraklarını korumak için geliyorlar.
Bunu TV ekranlarında görüyoruz. Bir soru;
Suriyeliler ne yaptı? Hadi kadınları çocukları geçtik ya erkekleri? Ukraynalı erkekler gibi vatanlarında kalıp ülke topraklarını savundular mı?
Kim karılarının etekleri altına saklanıp güya muhacir oldular?
Suriyeli Müslüman, Ukraynalı gavur. Üstelik inancımızda cihad var. “ Vatan sevgisi İmandandır.”
Pısırıklığın, korkaklığın, aile bireylerinin ve toprağının namusunu kirlettirmenin adı muhacirlik öyle mi?
Karabağı, canını dişine takarak Ermeniden kurtaran Azerbaycanlı kardeşlerimizden utanın be!
Sizin var ya! Muhacirliğinizin ta…