Cumartesi günü, günlük yazımı yazmadım…
Ancak, günceli takip ettim…
Ekonomideki hemen herkesin takip ve merak ettiği konuların başında döviz kuru kaç lira sorusu gelir. Cumartesi saat 17,58 ve Dolar/TL kuru 7,0122 lira…
XXX
Girit adası açıklarında 6.4 büyüklüğünde deprem meydana geldi, can kaybı ve hasar haberi alınmadı…
XXX
Askeri uçakla maske dâhil tıbbi malzeme gönderdiğimiz ABD, Suriye’de YPG terör örgütüne tıbbi yardım gönderdiği ortaya çıktı. AKP Genel Başkanı, “ABD’nin terör örgütü YPG’ye maske gönderdiğine dair bir bilgi var ama teyit edilmiş bir şey değil. Ama şunu söyleyeyim; herkes kendi tıynetinde olanı ortaya koyar. Bu temel bir kuraldır; insanlar tıynetlerini asla değiştiremezler. Bizim tıynetimizde merhamet vardır, vefa vardır, yardımlaşma vardır.”
Dedi…
O tıynet, dışarıya yarıyor galiba, içeriye bir şey yok…
XXX
Haberlerde şu da vardı, alıntı yapıyorum sizin için…
“Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 3 Mayıs Milliyetçiler Günü nedeniyle mesaj yayınladı. Bahçeli mesajında, "Bugünlerde demokrasi dışı arayışlarını gizlemeyen, sandıkta bulamadıklarını sokaklardan devşirmeye çalışan sefil siyasetçilerin, sefih destekçilerinin ağızlarından düşürmedikleri demokrasi elbette sahte ve sanaldır. Bunların söz ve açıklamaları yalnızca demagojiden ibarettir"
Dedi…
İfadesinde iki kelime var, açıklamaya muhtaç…
Birincisi “Sefih” ki “Zevk ve eğlenceye düşkün” anlamındadır. İkincisi, tanıdık bir kelime, “Sefil” ki iki anlamda kullanılır. Birincisi “Yoksul” ikincisi “ Alçak” kişidir…
Burada kelimeler ile Bahçeli tarafına yorum yapmayacağım…
Gerçekten gereksiz bir iş ve ciddiye alınacak tarafı da kalmadı zaten…
XXX
Öte yandan, günlerden beri konuşulan Ali Erbaş’ın ifadeleri ve Ankara ile Diyarbakır Barosu’nun açıklamaları ve Ankara ve Diyarbakır Barosu hakkında c.savcılığının başlattığı soruşturma…
Bu konudaki basın haberleri de şöyle: “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın cuma hutbesinde eşcinsellere yönelik sözlerinin ardından başlayan tartışma sonrası soruşturma başlatılan Ankara ve Diyarbakır barolarına avukatlık örgütlerinden destek geldi. Yapılan ortak açıklamada, “Devleti temsil eden hiç kimse, kamu gücünü kullanırken dinsel nedenlerle belirli toplumsal kesimleri suçlayamaz, hedef gösteremez. İnsan haklarını her koşulda savunan baroların yanındayız” ifadeleri kullanıldığı belirtildi…
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Özel” kıldırdığı Cuma namazındaki hutbesinin bir yerinde şöyle demişti de bu patırtı kopmuştu…
"İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikâhsız hayatın İslamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor."
Bu kez Ali Erbaş’tan önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, katıldığı bir programda bu ifadeye karşı şunları söyledi…
"Bizim bu tür musibetleri belirli bir günah grubuna bağlamamız haşa Allah adına konuşmamız anlamına gelir, bu doğru değil. Çünkü küresel siyasetin günahları cinsel bütün günahlardan daha büyüktür."
Eskisi nedamet getirmeye başladı, yenisi biat’te kusur etmiyor maşallah…
XXX
İstanbul’un ilk havaalanı. Atatürk Havaalanının 2 milyar liralık pisti tahrip edilerek, yerine “Kalıcı sahra hastanesi” yapıldı…
Kalıcı “Sahra hastanesi” nasıl oluyorsa…
İlerde bu hastanenin maliyet hesabına, bozulan pist bedelinin de eklenmesi gerekir, sadece inşaat bedeli maliyeti oluşturmaz yani…
Şimdiden söyleyelim de.
Atatürk isminin yaratığı alerji ve takıntı yüzünden tahrip edilen pistler, bir süre sonra gerek olacak. O zaman da hastaneyi yıkıp pisti yaparız gari…
Aradaki gereksiz masraf, yandaş şirketlerinin cebine akmış olacak…
Hangi ceplerden çıkacağı ise belli…
XXX
Bugün (03.05.2020, Pazar) yargısız olarak elektronik kelepçe ile ev hapis misali, evde eşim hariç üçüncü bir şahsın bile yüzünü germediğim 55. gün…
Fatih Erkoç’un bestesi olan bir şakı ağzımdan dökülmeye başladı artık…
“Oynatmaya az kaldı, doktorum neden” diye başlar…
İlk günler eğlenceli geliyordu evde oturmak…
Televizyon gecelere kadar, rahat yazı yazmalar, arada mutfağa girmeler filan…
Ne var ki gelecek günler aynı şekilde uzayacak olursa, bittiğinde birçoğumuzun uzman Psikiyatrise ihtiyacımızın olacağına kesin gözü ile bakıyorum…
Hadi biz 65 yaş üstüyüz (Benimki 75) de ya 20 yaş ve altı ne halde, kim bilir…
İşte böyle sevgili okurlar…
Hama, hasa ve de taşa değmeden bir gün daha…
Yarın ola hayrola…