Habib KARAASLAN, 1936 yılında Kayseri’nin Bünyan İlçesi’nin Gömürgen Köyü’nde doğmuştur. Şimdi yaşamakta olan sekiz kardeşi vardır. Üç sınıflı köy ilkokulunu bitirmiştir.
Bir çiftçi çocuğu olan Habib KARAASLAN; 1938 yılında kağnı ile sap taşırken kağnı devriliyor. Kendisi de sapların altında kalıyor. İşte bu sıkıntı Habib KARAASLAN’a ilk deyişini söyletiyor:
Yüce dağ başında görünen kardır,
Benim çekticeğim ah ile zârdır.
Dar Yol’un başında tehlike vardır,
Susuz insanlara, kağnı çekene.
Bu deyişle köylü arasında değerinin arttığını gören şair, vakit buldukça deyişler düzmeye, koşmalar yapmaya uğraşıyor. 1940 yılında “Destanlarım”, 1941 yılında “Kavalımın Sesi” adlı şiir kitaplarını bastırıyor.
Yayımlanan şiirlerindeki eksikliklerini gören büyükleri, şaire geçmişteki büyük halk şairlerini okumasını söylüyorlar. Şair, bu öğütlere uyarak okumaya başlıyor.
Talih ona bir yardımda daha bulunuyor, asker oluyor; Hasankale, Erzurum gibi halk şairlerinin bol yetiştiği bölgeleri görüyor ve bugün biraz daha olgunlaşmış olarak karşımıza çıkıyor. Uzun söze ne gerek var. Ankara: 17/06/1945
**
“DER KARAASLAN” İÇİNDEKİ ŞİİRLER
Toprak Bayramı, Gönül, Halka Öğüt, İlkbaharda, Hınzırı Dağı, Ankara’da Hasta Yattım, Ağırnas Köyü, Anadolu, Sevdiğim Gitti, Kırşehir, Erzincan, Yolda Bir Kuşa, Dağdan Aşarken, Issız Dağ, İzinden Dönüş, Ayrılış, Turnalar, Öküz Ekmeği Yedi, Erciyes Dağı, Gurbet, Dayımın Kızına, 19 Mayıs, 30 Ağustos, Leylek, Pasin Ovası, Fırat Irmağı, On Dört Güzel, Hasankale Bahçesi, Dünya, Anama, Yola Çıkış, Yârin Ardından, Yaylaya Hasret, Üzüntü, Gömürgen Köyü, Bünyan’a, İsterim, Yâr Sıtması, Çoban-Çiftçi, Trene Bakınca, Dilek, Babacığım, Gönlüm, Fadime’ye, Evlenmek İstedim, Çardağı Ziyaret, Bir Odada, Gücenme, Bir Çiftçiye, Büyük Ata’ya, Yârla Konuşma, Zekiye, Ekin Biçerken, Çift Sürerken, Hükümet
GİZLİ SEVDA
Senin hayalinde her gece yattım,
Bu canı yoluna bedava sattım.
Seni sevip, eli uzağa attım
Sevdiğimi kimse bilmesin diye.
Ta küçükten senin zülfün düzlerdim,
Bu günlere kavuşmayı özlerdim.
Küçük yaştan beri yolun gözlerdim,
Kimseden bir ziyan gelmesin diye.
Der Habib KARAASLAN: Bugün bulmuşam
Bu dağlara nasıl yalnız salmışam!
Senin için yollarımdan kalmışam,
Başka birisine kalmasın diye.
**
SEVGİLİSİ ELDEN GİTTİ (SEVDİĞİM GİTTİ)
Ankara’dan senin için gelmiştim,
Bir kez mâh yüzünü göreyim diye.
Kısmetine neler neler almıştım...
Tutup da eline vereyim diye.
On üçünde, on dördünde yaşların,
Kalemle çizilmiş hilâl kaşların.
Seni yuvasına alan kuşların,
Geldim kanadını kırayım diye.
Her zaman peşinde yaylaya göçtüm,
Aşkın badesini elinden içtim.
Kilitli kapına bakarak geçtim,
Evde mi? Yanına varayım diye.
Sevdiğim yaylada gözünü süzere,
Tarayıp zülfünü gerdana dizer.
Belki üzgün, belki yaslı da gezer;
Geldim hatırını sorayım diye.
Der Habib KARAASLAN: Göresim gelir,
Görünce yanında kalasım gelir.
Ben, onu sineme sarasım gelir,
Dünyada bir sefa süreyim diye.
**
ÇARDAĞI ZİYARET
Aşkından ben kan ağlardım,
Kimseden gelmedi yardım.
Yattığın çardağa vardım,
Taşları bana ağlıyor.
Senin baban, kurnaz tilki!
Bir derdimi etti iki.
Ala gözün üstündeki
Kaşları bana ağlıyor.
Tarlalarda olur tapan,
Beni görüp yoldan sapan,
Duvarlara yuva yapan,
Kuşları bana ağlıyor.
Öksüz gibi ağladığı
Yüreğimi dağladığı,
Sarı yazma bağladığı
Başları bana ağlıyor.
Habib’deki yazıların,
Yüreğinde sızıların.
Çayırdaki kuzuların
Eşleri bana ağlıyor.