Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin corona virüsü salgını konulu olağanüstü video konferans zirvesinde. "Görünmez düşmana karşı zor bir savaş yürütüyoruz" dedi.
"Küresel çapta sosyo-ekonomik bir krizle karşı karşıyayız" da dedi…
Eğer tabii coğrafyanın içinde yaşıyorsanız, “Görünmez” her türlü düşman ve kazalara önceden hazır olmanız gerekir…
“Canım olur mu” demeyin, olması zorunludur.
Şu son virüs salgınından, iddialara göre 1,5 sene önce rapor hazırlanmış ama rapor rafta kalmış. Kimse önlem almak gibi bir çaba içerisinde olmamış…
Ayrıca İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 31 Ocak 2020 tarihinde “KORONAVIRUS (CORONAVIRUS) HAKKINDA BİLGİLENDİRME RAPORU” başlığı ile bir rapor hazırlamış ve raporun sonunda da şu cümleyi kullanmış…
“Bu rapor, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı tarafından kamuoyunu bilgilendirme amacıyla hazırlanmıștır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Dört sayfalık rapordan “Kamuoyuna” iletilmiş ama yönetimler “Kamuoyu” olmadığı için onların dikkatini çekmemiş olmalı ki, gelen ve bugün adına “Görünmez” denilen tehlikenin “Görünür” olmasını sağlamışlar…
Ama gören olmamış…
Ülkemizde seller de oluyor ve birçok zararlar veriyor…
Sellerin meydana geldiği yerlere dikkat eden oldu mu hiç?
Dere yataklarının akıl olmaz ölçülerde değiştirilmesinden kaynaklanan selleri yaşamışızdır hep. Çünkü tabiat, kendisine yapılan ihanetleri asla karşılıksız bırakmaz…
Örneğin Orman Yangınları…
Orman yangınları üzülerek belirtmek gerekirse, mevsimsel bir olay gibidir. Havalar ısınır, ormanın içindeki her hangi bir cam parçası ya da esen rüzgârlar nedeniyle oluşan sürtünme, yangınları meydana getirir. Ya da birisi gelir, vatana ihanet edercesine tutuşturur.
Günü saati belli değildir ama mevsimi bellidir…
Yangınları söndürecek ekip ve donanımlar, önceden hazır hale getirilmelidir. Eğer burada da yandaşın cebini doldurmak için hazır olan uçaklar yerine, “Ben uçmam” diyen pilotların elindeki uçakları kullanmaya kalkarsan olmaz…
İstanbul’da beklenen ve olması büyük ihtimal bir “Felaket” var, ülkece dört gözle bekliyoruz ki İstanbul’un büyük bir bölümü yerle bir olsun…
Hazırlığımız var mı varsa ne kadarı var?
Bunların hiç biri “Görünmeyen kazalar” değildir, hep ortada olan, görünendir de ne zaman görüneceğini bilemezsin. O nedenle her dakika olacakmış gibi hazırlıklı olmak zorundasın.
Örneğin her hangi bir yerde, her hangi bir zamanda bir ev yıkılsa, “Sigortanı yaptıraydın” derler adama.
Ancak o DASK sigortası denilen şeyin primi de fakir fukaranın ödeyeceği limitte değildir. Hele yıkım bir bölgede olmuşsa, “Devlet nerede” diye sorarlar…
Göreceksiniz, ne zaman olacağı bilinmeyen ama olacağına kesin gözüyle bakılan İstanbul Depremine de bu ülke ve bu yönetim yine hazırlıksız yakalanacaktır.
Nasıl hazır olsun derseniz…
Cevabı çok basit…
Genel ve geleceği bilinen krizlere “Hazırım, milletim rahat olsun” demek için ekonomik açıdan güçlü olmak gerekir.
Edindiğimiz bilgilere göre iktidar, dış borç arayışında. ama IMF’den de borç istemiyor.
Neden?
Çünkü vaktinde boylarından büyük konuştular.
Diğer borç alınabilecek yerler de verecekleri borcun karşılığında “Garanti” bir başka deyimle “Teminat” isterler.
Var mı?
O da yok çünkü TCMB’deki “Kefen Parası” denilen para da bitti, teminat gösterecek bir şey de kalmadııııı…
Yaşadıklarımızın hepsi, “Görünür” ama ne zaman görüneceği belli olmayan kazalardır…
Trafik kazalarının bile hepsi “Görünür” kazalardır, uymazsan kurallara, kaza kaçınılmazdır. Yani görünürler de sen görmezsin…
Görünmezi yok mu?
Var elbette…
Yolda yürürken başına soba borusu düşer, işte bu görünmez kazadır. Soba mı kaldı ülkede ki boru düşsün diyebiliriz de, saçak altından yürüyorsan o da görünürdür…
Ama çok görünür br kaza değildir.
O zaman ne yapacağız?
Kazaların hepsine “Görünür” gözüyle bakıp hazırlıklı olacağız. Nutuk çekmeyi de bir kenara bırakıp önlemlerimizi alacağız…