DOLU YAĞIŞINI KESME
Dolu yağışında büyük çaplı zararlar olur. Dolunun zararından kurtulmak ve yağışı hemen kesebilmek için, bir annenin ilk çocuğu olmak gerekir. Böyle birisi, eline bir bıçak alarak dışarıya çıkar ve eûzü besmele çeker. Eline bir dolu tanesini alıp şöyle söyler: “Ben anamın ilkiyim, guyruğu gücük tilkiyim. Kesil dolu kesil!” diyerek eline aldığı doluyu keserse, dolu yağışının duracağına inanılır.
DUŞAK KESMEK
Yürümesi geciken ve yürümeye başladıktan sonra sık sık yere düşen çocukların, daha iyi yürümesi ve düşmeyi engellemek amacıyla “duşak kesme” eylemi yapılır. Duşağı kesilecek çocuğun annesi, mahallenin çok atik çocuklarını bulur. Kendi çocuğunun ayak bileğine koparılması kolay olan bir ipi gevşekçe bağlar. En hızlı koşan bir çocuk, bağlı olan ipi kırarak kaçar. Arkasında diğer çocuklar onu kovalarlar. Önden koşan çocuğun, tökezlemeden ve düşmeden, yakalanmadan duşağı kesilenin yanına gelmesi gerekir. Bu kovalamaca başarılı olursa, duşağı kesilen çocuğun da atik olacağına inanılır.
DİLDE SİVİLCE ÇIKMASI VE TEDAVİSİ
Birine ayrılmış veya başkasının nasibi olan yiyeceği yiyenin dilinde sivilce çıkacağına inanılır.
Dilde çıkması muhtemel olan sivilceyi önlemek için, kendisine yiyecek ayrılmış şahsın adı, besini yiyen kişi tarafından “benim adım falandır” diye anılarak yenilirse sivilce çıkamayacağına inanılır.
HAYVANLARDAKİ BOHÇA HASTALIĞINI TEDAVİ ETMEK
Koyun ve sığırların gözleri bozarıp kör olmalarına “bohça hastalığı” denir. Bu hastalığı tedavi edeceklerin, üç avuç dolusu (üç yudum) deniz suyu içmiş olmaları gerekir. Bu şekilde deniz suyu içmiş olanlar, bohçaya yakalanmış hayvanların gözlerine tükürünce hastalığın geçeceğine inanılır.
Hayvanlardaki Keneyi öldürmek
Koyunlarda asalak olarak yaşayan ve onlara çok zarar veren bu hayvandan onları kurtarmak için ocaktan keneci olmak gerekir.
Bir kene öldürülerek onu kanı yeni doğan çocuğun ağzına sürülür. Böylece çocuk, keneci yapılır.
Bu şekilde keneci olmuş kimse, koyunlardan birkaç kene toplar. Bunları öldürerek, kanını bir tas su içine karıştırır. Bu şekilde hazırladığı suyu eline alarak, kapıya durur, koyunlar bacaklarının arasından geçerler. Keneci, elindeki sudan koyunların üzerine serperken şöyle söyler: “ Sen gene, ben gene. Ben geldim, çık gene çık...”
KAZA VE BELÂDAN KORUNMA
Sık sık kazaya uğrayanların elbiselerinden bazıları, kişinin başı üzerinde birkaç kere döndürülür. Sonra bu giysiler fakirlere verilir. Böyle kişinin kaza ve belâlardan korunacağına inanılır.
KIRK ÇIKARMAK
Doğumdan sonra kırk tam gün geçmedikçe, annesiyle bebeği kırklı sayılır. Kırklı anne ile çocuğun bir yere götürülmesi, başka bir kırklının da onların yanına gelmeleri doğru değildir. Yeni evli çiftler de kırk gün geçmedikçe, kırklı sayılırlar.
Kırkıncı günde bebeklere bir banyo yaptırılır. bu banyoda kırk kere besmele çekilerek, kır defa su dökülür. Bundan sonra kırklılar her yere gidebilirler.
Eğer kırklılar, kırk çıkarmadan önce zorunlu olarak bir yere gidecekse; bebeğin koynuna bir hamail veya bir parça ekmek konulur. (Devam Edecek)