ÇEK MUSTAFA SAMANLIKTAN SAMANI
(Kaynak kişi ve türküyü söyleyen: Mustafa KARAASLAN)
Rahmetlik babam Ali Hoca’nın beş oğlu, dört kızı vardı. Dört erkek, bir kız gardaşım köyden göçtüler. Anam ile üç bacım köyde oturuyolar. Ben de babamın vasiyeti üzerine onun ocağını tüttürüyoum. Zaten gidecek bir yerim ve imkânım da yohtur. Dokuz dene de benim çocuğum vardır. Babamdan galanın tümü benim olsa bile bu gadar nüfusu beslemek çoh zor. Ben de biliyom ki, gardaşlarım bir gün gelecekler, baba malını paylaşacağız. Önemli olan bu paylaşımın zamanı ve aramızda adilce olmasıdır.
1965 yılının eylül ayında gardaşlarım aralarında anlaşarah köye gelmişler. Anam rahmetlik de bunlarla birlik olmuş. Ben tek başımayım, dohuz gişi bir taraftadır. Tarlaları, evleri paylaştıh. Paylaşmada zorluk çektiğimiz bir samanlıh galdı. Samanlığı onlardan satın almah istiyorm, gızları razı edemiyom. Samanlığın içine hayvanların bir yıllıh yiyeceği samanı doldurduydum. Mirasçılar, samanlığı hemen yıhmak istiyolar. Ben onlardan biraz mühlet istiyom, ona darazı olmuyolar. Onlar da işi bugün hemen bitirmek istiyolardı. Gazmayı, küreği alan samanlığı yıhmaya başladı. Ben bir yandan samanı torbalarla dışarıya daşımaya başladım. Fazlı Emmim’in Bekir (Baykara) da bana yardıma geldi. Toprahlar üstümüze dökülmeye başladı. Öyle bir doldum ki... Galbimden, dilime şu sözler peş peşe dökülmeye başladı.
ZÖHRE gelmiş Angara’nın eilnden
Neler çekdim şu SATI’nın dilinden!
Şükür gurtuldum FATMA’nın elinden...
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
İki bini verdim kâfi gelmiyo,
Bir ağaç otuza, razı olmuyo.
Dört bacımdan biri yola gelmiyo,
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
HABİB, HASAN, SADIK cuvara içiyor
Anam uşahlardan beni seçiyo.
DELİ YETER çeliği aldı gaçıyo...
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
Genç Osman da boynun bükmüş bahıyo,
Âşık Musa, gazma çekmiş yıhıyo.
Bacılarım köyde başa çıhıyo,
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
Yafalı da Angara’da duruyor,
Samanlıktan biraz para umuyo.
Hamdi Çavuş döşlerine vuruyo,
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
Hamdi Çavuş, Allah’ından bulasın,
Emmim öle, sen de böyle olasın...
O zamanlar mal gıymeti bilesin
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
Bekir geldi, bana yardım ediyo,
Samanlıh da elden çıhtı gidiyo.
Anam, bunu bana garşı ediyo,
Çek Mustafa samanlıhdan samanı.
MAHSENLER-ÇALIKLAR DÖVÜŞÜ
(Kaynak kişi ve türküyü söyleyen: Mustafa KARAASLAN)
Köyümüzün ortasında tek çeşmemiz vardı. Tüm köylü içme ve temizlik suyunu buradan sağlar, hayvanlarını da burada sulardıh.
Genç gızlarımız suya giderlerken, onlara gönül gaptıran deliganlılar da gızların arhalarında fullanırlardı[1].
Mahsenler’den suya gitmekte olan birgaç gıza Çalıhlar’ın deliganlıları laf atmışlar. Bu sebepten iki gabîle arasında aşîret gavgası çıhmışdı. Köy dövüşünü andıran böyük bir arbede daha yaşandı. O zamana gadar sessiz görünen Masenler, Çalıhlar’a basgın çıhdılar. Bu olayı da şiir ile şöyle annatdım:
Köydeki gelinler dul mu?
Gıymeti para mı, pul mu?..
Çalıhlar da yüze çıhmış,
Galdıralım bu zulumu.
Ne diyo gönül ne diyo.
Köylü yürüdü, gidiyo.
“Topuhsuz Masenler” derdik,
Döne döne dövüş ediyo.
Gayrı bir birin dutuyo,
Hepisi de daş atıyo.
Bayazıt’ın beş oğlu var,
Tüm Çalıklar’a yetiyo.
Acı Ahar’ın üstü söğüt,
Bize kâr eylemez öğüt.
Maşat’ı temsil ediyo,
Hamdi ile Tahir yiğit.
Hasta deli gönlüm hasta,
Akkışla’yı yaptıh posta.
Masenler de yüze çıhtı,
Çalıhlar tüm gara yasta.
N’oldu deli gönlüm n’oldu,
Gözlerim yaş ile doldu...
“Eski çamlar bardah oldu”
Devir Masenler’in oldu...
YAKIN KÖYLERİN KIZLARI İÇİN SÖYLEDİĞİ MANİLER:
Örmeyol’da daş mezer
İçinde kimler gezer?
Şu Malah’ın gızları,
Gençlerin bağrın ezer.
Sürü geliyor sürü,
Batırır bucahları.
Yassıpınar gızları,
Doldurur gucahları.
Bizim dağda keklik çoh,
Gum otlamış garnı doh.
Şu Gaynar’ın gızları
Güzel amma ahlı yoh.
Şarkışla’nın yozları,
Hınzırı’nın buzları.
Bize gafa dutuyo,
Çukuryurt’un gızları.
Gurt goyuna gatılmaz,
Gece yalnız yatılmaz.
Şu Kavak’ın gızları,
Güzel amma, satılmaz.
Dere, tepeye benzer,
Elmas küpeye benzer.
Beserek’in gızları,
Gücük sıpaya benzer.
Tahtaköprü gızları,
Boduralı yüzleri
Söz verip de gelmiyo,
Gandırıyor bizleri.
En güzeli gözümde,
Türkmen gızı köyümde,
Dünya güzeli gızlar,
Yetişir Gömürgen’de.
ESGER MEMET
GÖMÜRGENLİ BİR BÖKE
(Kaynak kişi: Yunus Karaaslan 21/07/1994)
BÖKE: Bir spor dalında şampiyon olan, dünya birincisi olan sporcu.
Daha yahın zamana gadar köyümüzde her düğünde güreşler yapılırdı. Köyümüzde düğün olduğunu işiten pehlivanlar, davet edilmeden güreşe gelirler “ya yolumu, ya da hasmımı” diye düğün ev sahibinin garşısına dikilirlerdi. Türkmen düğünlerinde bir de cirit oyunları vardı.
Gömürgen’in bökesi, Kirliler kabîlesinden babaannemin dayısı olan Esger Memet’dir. Onun gücü hakkında babaannemden şunu işitmiştim: “dayım Esger Memet, üç yaşındaki devenin köçeğini bacahlarından dutarah boynuna alır, Zileppelik Depesi’ne çıharıp; indirirdi. Yapışıh kevenleri, bir ot yolar gibi dutarah yerden söker, guzulara atarah onları çevirirdi...”
Gömürgen’nin Deliganlıları, güz gelince Adana’ya ağaç kökü sökmeye giderlerdi. Esger Memet, bir güz ayında Adana’ya bu amaçla gitmişti. Arhadaşlarıyla ahşamleyin bir düğünü seyre gitmişler. Düğüne Adana valisi de davetliymiş. Güreş esnasında pehlivanın birine hasım bulunamamış. Düğünün davulunu çalan “Gabaoğlan” adlı davulcu, bizim köyleri hep tanırmış. Esger Memet’in düğünde olduğunu görünce “ben şindi ona bir hasım bulurum” diye davulu çala çala Esger Memet’in yanına gelerek: “haydi pehlivanım, işte gendini göstermek için sana bir er meydanı!” Diyerek onu güreşe davet etmiş. Utangaç ve alçah gönüllü Türkmen pehlivanı, davete sıcah bahmamış. Gabaoğlan’ın ısrarı üzerine soyunmaya başlamış. Bir anda gözler Esger Memet’e çevrilmiş. İri cüssesini görenler, birbirine sormaya başlamış:
— Kim bu adam azmanı!
— Bu babayiğit nereliymiş?
...
Gabaoğlan, bu soruyu soranlara şöyle cevap vermiş:
— Bunda ne var! Bu yiğidi doğuran anayı görseniz, dilinizi yutarsınız. Anasının çatmasının altından at geçer!
Bu ifade ile Esger Memet’in anasının nasıl bir gadın olduğu hakkında oradakilere bilgi vermiş. Yapılan güreşte Esger Memet, rakibini bir elde yenmiş.