Yaz-bahar ayında karlar kalkınca
Ilgıt ılgıt eser yelin GÖMÜRGEN.
Bir de yağmur yağıp şimşek çakınca
Çağlar Akarca’dan selin GÖMÜRGEN.
Her bir koyağında kekiğin kokar,
Güzeller eline kınalar yakar.
Elli bin koyunla yaylaya çıkar,
Dağı-taşı bürür malın GÖMÜRGEN.
Kaderin cilvesi yüzümüz gülmez!
Ahret’e gidenler geriye gelmez.
Kocası ölenler tekrar evlenmez,
Saydım yetmiş iki dulun GÖMÜRGEN.
Nice gariplerin yarasın sardın,
Zengine, fakire sofralar serdin.
Mahmut’u, Receb’i sen şehit verdin
İşte böyle senin hâlin GÖMÜRGEN.
Mahrumî’m kimseye boyun eğmedim,
Bir kulunun hatırına değmedim.
Reisinin hiç birini sevmedim,
Daha asfalt değil yolun GÖMÜRGEN.
Âşık Mahrumî 28/02/1995
GÖMÜRGEN
Mayıs ayı gelir yaylaya göçer,
Koyunu, kuzudan seçer GÖMÜRGEN.
Başlık pahalıdır kızımız kaçar,
Dostlarla arayı açar GÖMÜRGEN.
Âşık olup bir güzelin kaşına,
Avcı gibi düşüp gittim peşine.
Dayanılmaz Hızır Dağı’n kışına,
Aynı yoldan geri göçer GÖMÜRGEN.
Azizim köyümün derdi pek çoktur,
Senede saramaz yarasın doktor.
GÖMÜRGEN’de başlığa bir çare yoktur,
Bu ayıp da sana yeter GÖMÜRGEN!
Mahrumî’yem işte böyle hâlimiz,
Felek vurmuş daldan kırık kolumuz.
Evde durur eşi ölen dulumuz,
Her şeyden nasipsiz, naçar GÖMÜRGEN.
Âşık Mahrumî 20/05/1990
GÖRESİM GELDİ
Gönül ne yatarsın gurbet ellerde,
Bizim yaylaları göresim geldi!
Şimdi açar dalda gonca güllerde,
Kale’nin döşüne sarasım geldi.
Kale’nin sonu Hacı Yusuf Yurdu,
Çökük Bilalik’i bir duman sardı.
Göğdaşlı Yurtlak’ta dostlarım vardı,
Onların hatrını sorasım geldi.
Bu yıl köyde moda “Çalma Çuvalı”
Gurbet elde boşa çalma kavalı!
Bilalik’e konar Memiş’!in Salı,
Yurduna bir çadır kurasım geldi.
Kevenli’ye konmuş Türkmen elleri,
Çiçek açar Tayosman’ın belleri.
Tomurcuklu Göğdahar’ın gülleri,
Bir demet toplayıp deresim geldi.
Gurbette gözyaşım çağlayıp akar,
GÖMÜRGEN burnuma gül gibi kokar...
Taşkuyu’ya her yıl Çalıklar çıkar
Bir gece eğlenip, durasım geldi.
Yozeşmesi bütün yaylalar hası,
Bırakmaz gönülde kederi, yası.
Tepekuyu, Tersakan’ın arkası
Aradan sınırı bölesim geldi.
Göğkuyu görünür Kuru Dere’den,
Çekil gurbet, köyüm ile aradan!
Nasip eylerm’ola Yüce Yaradan
Yan Yurt’a, Cığlak’a varasım geldi.
Der Âşık Mahrumî: Bu günler geçer,
Allah kimseleri koymaya naçar.
Seç-kat olur herkes kuzuyu seçer,
Öksüz kuzuları bulasım geldi.
Âşık Mahrumî
ELDE Mİ Kİ?
GÜZEL Tekir’in yaylasın,
Erciyes’in kar havasın,
Kayseri’nin pastırmasın
Özlememek elde mi ki?..
Lâle Beli, Sultan Hanı,
Çiftlik güzelin harmanı.
Doğduğum köy GÖMÜRGEN’i...
Özlememek elde mi ki?..
Hızır Dağı sen ulusun,
Yazın güzeller dolusun.
Yozeşmesi’n, Taşkuyu’sun...
Özlememek elde mi ki?..
Geç gelir dağlar baharı,
Usul usul erir karı.
Tayosman’ı, Göğdahar’ı..
Özlememek elde mi ki?..
Av peşinde döner kurdun,
Bitmiyor özlemin, derdin!
Bilalik çok güzel yerdin!
Özlememek elde mi ki?..
Nefes nefes dağ havası,
Gezersin Türkmen yaylası.
Topak Daş’ı, Kuşkayası...
Özlememek elde mi ki?..
Oğuzlar’dan Türkmen soyun,
Derelerden akar suyun.
Kuzuya karışır koyun...
Özlememek elde mi ki?..
Yollarda güzel kervanın,
Dert siler buzlu ayranın.
Köyümde Yoğurt Bayramı’n
Özlememek elde mi ki?..
Felek bize bakar şaşı,
Tez geldi ömrümün kışı.
Emmi, dayı, yâren, eşi...
Özlememek elde mi ki?..
Eseler’i, Sarılar’ı
Bal toplayan arıları,
“Baba!” diyen yavruları...
Özlememek elde mi ki?..
Ahmet der: Çayda gör demi,
Andım dayımı, dedemi.
Karış karış Türkiyem’i...
Özlememek elde mi ki?..
Ahmet ÖZER