Önceki Büyükşehir Belediye Başkanımız, Kayseri Milletvekilimiz, AKP Genel Başkan Yardımcısı Sevgili Mehmet Özhaseki kardeşimiz, bir tahlil yapmış…
Gazetemizde çıkan haberde gördüm; "Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca gelmiş tüm iktidarlar ile ekonomik yönden, sosyal yönden, hükümet etme noktasında değişik bakanlıkların faaliyeti yönünden baz alındığından hepsinden daha başarılıyız" demiiiiiş.
Voooo… Gadalarını alırım, kölelerin olurum, uğruna ölürüm gardaşım. Biz bu zamana gader nasıl görmemissik bu’ader başarıyı?
Tam da bu sırada, omuzumda duran Rıfkı, “Sorması ayıptır da bu yazdıklarından bir şey anlamadım” dedi…
Döndüm, “Gamalak derken Kayseri şivesini söktüğünü söylüyordun ya, n’oldu? İşte sana Kayseri şivesi” dedim…
“Hıııı” dedi, ”Anladım da konuya dalamadım, hele yaz bakalım da belki derim sana bi şeyler…”
Aslına bakarsanız, sevgili Özhaseki kardeşimizin bu tespitini ben de tam yerine oturtamadım. Gerçi 17 yıldan bu yana parti başkanlarının iç siyasetteki davranış bozukluğunu, hitabet sanatını iyi kullanarak yeni bir konsept oluşturduğuna “Başarı” diyorsa, he valla başarı, ben de gövdemi basarım.
Ya ondan başka ne var?
Dış politika mı?
Ekonomi mi?
Demokraside bir başarı mı?
Sevgili Özhaseki, bu sözleri “Genişletilmiş İl Gençlik Kolları danışma Meclis Toplantısı”nda söylemişler ve eklemişler…
“Gençliğimde daha sonra orta yaşlarımda ve bugüne kadar aynı çizgide yürüyen bir ağabeyiniz olarak, yavaş yavaş siyasete elveda diyecek bir ağabeyiniz olarak sizleri gördükçe iftihar ediyorum. Yerimize kimlerin geleceğini gördükçe hepinizden gurur duyuyorum. Eğer ki yerime kötü bir insan gelmiş olsaydı gözüm arkada kalırdı. Bugün burada giderken eğer sizleri görmeseydik gözümüz arkada kalırdı. Ama gözümüz arkada değil."
Eğer siz gençliğinizden bu güne kadar Cumhuriyet tarihinde, günün koşulları çerçevesinde başarılan onca işi, yapılan o kadar sanayi yatırımlarını görmemişseniz ayıp olmuyor mu?
Hadi görmediniz diyelim, sattıklarınız neyin nesi? Başka ülkelerin sanayi yatırımlarını mı satıp satıp da ülke yönettiniz?
Millet açlık ve yoksulluk sınırında inlerken, genel başkanınız o sanayi yatırımlarını satıp da saraylar yaptırdı, uçaklar aldı, makam araçlarını doldurdu, olmadı bir de kendine “Yat” peydahladı…
İçinden bir türlü Osmanlı özentisini çıkaramadığı için, saltanatı millete gelişme olarak sundu. Osmanlı saraylarında devlet yönetirken, yetinmedi kendine saraylar inşa etti…
Bütün bunar olurken Sevgili Mehmet Özhaseki kardeşim, gerçekten senin gönlün rahat mı?
Ya da bir başka türlü sorayım…
Sizin “Başarı” kriteriniz nedir? Bizim bilemediğimiz ölçüyü merak ettim doğrusu. Ha… Diyorsan ki yollar yaptık, köprüler yaptık, tüp geçitler yaptık, havaalanları yaptık…
Tamam, bunları yaptınız, itirazımız zaten yok da sorumuza cevap veremiyorsunuz, nasıl yaptınız?
Allah sağlığınızı bozmasın ama hasta oldunuz da Kayseri Şehir Hastanesine, ya da yaptırdığınız bir başka şehir hastanesine gidip sıradan vatandaş gibi muayene olmayı denediniz mi hiç? Bir hastanede hastanın en fazla yürüme mesafesinin standardından haberiniz var mı? O hastaneler Güven Hastanesine benzemiyor da…
Hadi buradan vazgeçtik, nasıl yaptırdınız?
Elbette bunlara cevap biraz zor, daha doğrusu biz sorsak da siz tek tek cevap verseniz…
İşsizlik siz iktidar olmadan önce ne kadardı, şimdi ne kadar?
Dolar siz iktidar olmadan önce ne kadardı, şimdi ne kadar?
Asgari ücret ile (Partiniz bu hesabı çok iyi yapıyor) kaç simit alınıyordu, siz iktidar oldunuz da bugün kaç simit alınıyor?
Siz iktidar olmadan önce Türkiye’nin dış borcu ne kadardı, şimdi ne kadar ve neden yükseldi?
Türkiye yılda ne kadar dışarıya borçlarından ötürü faiz ödüyor, aldığınız dış borçlar hangi koşullarda alındı ve nereye nasıl harcandı?
Vatandaş, kullanmadığı yoldan ve kullanmadığı köprüden ötürü neden ve ne kadar para ödüyor?
Dahası, sizin şu ”Yap, işlet, devret” modeliniz nasıl işliyor da önce yapıyor, sonra işletmeye başlıyor, sonra da etmesi gereken geliri edemeyince devlet kasasından, daha doğrusu milletin cebinden ödenen para, bu “Yap, işlet, gelir miktarın yetmezse biz verelim, devret” modelini nasıl icat ettiniz?
Son bir soru; Ahmet Davutoğlu’nun “Mal varlıkları araştırılsın” önerisine verilecek cevabınız nedir?
Gadasını aldığım, kölesi olduğum, uğruna öldüğüm sevgili vekilim, sen önce bunları anlat, biz hakkınız olan ”Başarınızı” size teslim ederiz.
Yazıyı noktalarken yine omuz başıma kondu Rıfkı…
“N’oldu?… N’oldu? Kaçırdım mı bir şey” dedi…
“Yok” dedim Rıfkı’ya, “Kaçırdığın bir şey yok. Siyaset işte, ayakları tapırdıyor ya, milleti gaza getirecekler, takma kafana” dedim…
Yüzüme baktıııı, dese mi ki demese mi ki gibisinden. Dedi…
“Senin yaptığını” diye söze başlamıştı ki sustu, “Neden sustun” dedim…
“Gerisini getirsem, baltanın ağzı taşa çarpabilir, ben sustum ama sen bir türlü susmayı bilemiyorsun” dedi, kapattık konuyu…