Zor durumlarda, davranışlarını ahlak kuralları veya düzenli bir düşünceden çok, çıkarlarına ve kendi menfaatine uyacak biçimde ayarlamayı amaçlayan tutum ve uygulamalardır.
TDK böyle açıklamaktadır.
Son zamanlarda kendi çıkarları için fırsatçılık yapmayan insan sayısı bence çok az. Hele eli kalem tutuyorsa, iki satır da okumuşsa bilmediği hiçbir konu, kara çalmadığı hiçbir kurum, siyasetçi, bürokrat ve gazeteci yok. İnancı ve siyasi düşüncesi kendisinden değilse, söylenen her doğruyu inkar ettiği gibi, Allah’ın ayetlerine ters düşmeyi bile göze alabiliyor.
Dünya görüşü kendisi ile zıtlık arz etmiyorsa, o insanın yaptığı her türlü rezillik, her türlü kamu talanı, her türlü çukurluk ve her türlü fırsatçılık, göz ardı edilmeye uygundur. Çünkü davranış ve yaşam biçiminin hiçbir merhalesinde kendi iradesi yoktur, kullanılmaya ve biat etmeye uygun meziyete sahiptir. Genel olarak fırsatçılık, bir olumsuzluğu yada olumlu bir durumu kendi lehine, kendi şahsi veya siyasi çıkarına çevirme halidir. Genelde olumsuz durumları lehe çevirme çabası olarak karşımıza çıkmaktadır.
Aşıda, depremde, siyasette, ekonomide, dövizde, gıda da vs. yaşanan tüm fırsatçılıklar benim için hiçbir zaman sürpriz olmamıştır. Millet olarak fırsatçılığı yaşam biçimi haline getirmişiz ve özümsemişizdir. Japon Milletine hayranlığımı tekraren söylemek isterim, en ufak bir yalan söyleminde ve verdikleri sözü yerine getirememe durumunda, fırsatçılık yapmak yerine “HARAKİRİ” yapıyorlar, yaşamlarına son veriyorlar, bu utançla yaşayamayız diyorlar. Bu kültürün Ülkemizde egemen olmasını da çok arzu etmekteyim ama hiç umudum yok.
Öyle fırsatçı bir millet olduk ki, Kredi faizleri düşer emlak ve araba fiyatları artar, Pandemi nedeni ile uzaktan eğitim başlar, tablet ve bilgisayar fiyatları füze olur. Cebinde parası olduğu halde bir bahane bulur borcunu ödemez, sizin mağduriyetinizden kendisine menfaat temin etmek o adam için utanılacak bir durum değildir. Halkın gözü önünde olan siyasetçi ve bürokrat insanlar sözlerine sadık ve uygulamaları ile örnek olmak zorundadırlar.
Davranış ve yaşam biçimleri ile kendilerini halkın kontrolüne bırakmış kişilerdir, fırsatçılık yapmak, kendi çıkarlarını düşünmek gibi gayri insani bir tutum sergileyemezler.
Fırsatçılığın iyi yanı ise, yöneticilerin, siyasi iktidarların ve Ülkeyi yönetmek için aday partilerin, eldeki her hangi bir imkanı olabildiğince Halkın hizmetine sunmak ve yurttaşları faydalandırmaktır.Ülkeler arası anlaşmalarda, dış Politikalarda, üretimde, ihracata ve ithalat yaparken, eğer varsaimkanın ve gücün Ülke menfaatine fırsatçılık yapabilirsin. Kaynakları çarçur ettikten sonra, hazineyi doldurmak için kıt kanaat geçinen Halkın üzerine vergi yüklemek, çalışana ve emekliye veremediğiniz refah düzeyini terse çevirerek, insanların üzerine abanmak fırsatçılığın en büyüğü olur azizim.“Fırsatçılığı yaşam şekline dönüştürenlerin yasalara uygun davranmaları beklenemez.”