Ve sonuçta gerçek, TBMM çatısı altına da düştü…
Hatırlarsanız, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı.
“Emir komuta merkezim ne emrederse onu yaparım. Papaz elbisesi giy dese papaz elbisesi de giyerim.”
1995’de, verdikleri mücadelenin iktidara gelmesi uğruna papaz elbisesi bile giyebileceğini söyledikten sonra eklemişti…
Mevcut kurallarını kendi inancı dışındaki yapının koyduğu bir toplumda yaşadıklarını belirterek, "O kuralları değiştirip kendi nizamımızı getirmenin mücadelesini veriyoruz" diyordu.
Sonra: “Biz bu toplumun içinde yeni bir nizamı hâkim kılmanın mücadelesi içindeyiz. Neydi o mücadele? Zamana ve zemine göre değişmeyen doğrunun iktidar olmasıdır. Bu mücadeleyi iktidara getirme noktasında gerekiyorsa ne yaparım dedim. Papaz elbisesi dahi giyerim. Bu var mı usulün içinde? Var tabii ki."
Laikliği ise şöyle tanımlıyordu: "Dinsiz bir zihniyetin zulmüdür, bu ülkede Müslümanlara yapılanlar."
Apaçık “Dava”ları belli idi…
Ülkede şeriat yönetimini getirip, “İslam Cumhuriyeti” diyeceklerdi, 19 yıldan bu yana her türlü uğraşılara rağmen, bir türlü başarılı olamamışlardı.
İsteklerini, en sonunda TBMM çatısı altında açık ve net olarak ifade de ettirler.
Bütçe görüşmeleri sırasında Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşulurken, söz alan AKP Milletvekili Cengiz Aydoğdu, konuşmasını şöyle bitirdi… (Tutanaktan aynen aldım)
XXX
CENGİZ AYDOĞDU (Devamla) - Bu itibarla devletin aklı, fikri, dimağı, idarenin kalitesini tayin edecek olan hukuk personelinin yetiştirilmesi, hukuk nosyonunun verilmesi, bunun için bütün malzeme bizim tarihimizde mevcuttur. Bizim tarihimizde -sadece bir anekdot olarak aktarayım- hiçbir şekilde şahsın hukukunu, kişinin temel hak ve hürriyetlerini düzenleme devlete bırakılmamıştır, bunu toplum kendisi yapmıştır. Şeriat her şeyin üzerindedir, yani hukuk her şeyin üzerindedir. Şeriat kelimesinden korkarız, hayır öyle değildir, şeriat bizim hukukumuzdur, genel hukukumuzdur, örfi hukuk bunun içindedir. Padişahların yaptığı hukuk hukukçuların hukukudur. Bu itibarla klasik idaremizde hukukun üstünlüğü fikrini Türk milletinin ortaya koyduğu şekliyle, -Avrupa'nın bugün hukuk devleti nosyonu Almanya'da ortaya çıkmıştır ama bizim icra ettiğimiz hukukun üstünlüğü idealini onlar hayal dahi edemezler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
XXX
Konuşmanın bu bölümüne CHP Gurup Başkanvekili Engin Özkoç itiraz etti, sonrasını yine tutanaktan alalım.
XXX
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Kayıtlara geçsin diye söylüyorum. Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nde şeriat hukuku değil; adaletli, medeni hukuk geçerlidir. Valilik görevi yapmış bir kişinin en azından bunu biliyor olması gerekir, kendisini kınıyorum.
BAŞKAN - Bunun dışında bir şey söylemedi konuşmacı, ben de kayıtlara geçmesi için söylüyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın İbrahim Yurdunuseven.
Buyurun.
CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) - Kayıtlara geçmesi için söylüyorum bende, ben şeriat…
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Söyleyemezsin.
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Söyleyemezsin.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Söyleyemezsin. Kendisinin böyle bir hakkı yoktur.
BAŞKAN - Milletvekilidir yapmayınız lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - O zaman bütün milletvekili arkadaşlarımıza söz verin kayıtlara geçmesi için.
BAŞKAN - Arkadaşlar lütfen.
CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) - Ama siz benim adımı söyleyerek…
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde "Şeriat bizim hukukumuzdur." diye bir konuşmayı, bir vali yapamaz, doğru değildir.
CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) - Şeriat bizim hukukumuzdur demedim, şeriat…
BAŞKAN - Sayın Özkoç, bir yanlış anlama var. Sayın Aydoğdu böyle bir ifade kullanmış olsaydı ben buradan müdahale ederdim ama Sayın Aydoğdu böyle bir şey söylemedi.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Söyledi.
CENGİZ AYDOĞDU (Aksaray) - Demedim.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - "Bizim hukukumuz odur" dedi.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aydoğdu.
XXX
Oysa Cengiz Aydoğdu’nun tutanaklara da geçen konuşmasında “Şeriat bizim hukukumuzdur” dediğini, onaylanmış meclis tutanağında apaçık görüyoruz.
Önerim, lütfen Cengiz Aydoğdu’nun konuşmasının son kısmını tekrar bir kez daha okuyunuz. “Şeriat bizim hukukumuzdur” sözünün de ötesinde daha da net şeriat çağrısı yapılmıştır.
Sonuç olarak bugüne kadar birçok kişinin alenen ifade ettiği şeriat çağrısı, TBMM çatısı altında da söylenmiş oldu…
XXX
Aslında AKP ve ülkedeki bu zihniyete sahip olanlara sorsalar… Deseler ki “Siz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni şeriat devleti olarak görmek ve o devletin kralının, Emirinin veya dini liderinin tebaası olmak ister misiniz?” deseler…
Aklı başında, aklını kimseye kiraya vermemiş, aklını kullanan, aklı ile davranan ve düşünen hiç kimse buna “Evet” demez.
İnanmıyor musunuz?
Hani deriz ya “Halep oradaysa, arşın burada…”
Gelin korkmayın o zaman sandığı ortaya, hadi koyun bakalım sonuç ne çıkacak…
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı 50+1 ile (%52,6) oy alarak seçildi ve ülkeyi tek başına yönetiyor.
Eğer davasına destek veren, ama davasını açıkça “Şeriat devleti kuracağım” diye ifade ederek sandığa gittiğinde % 50,1 oy alırsa, biz de kabul edelim…
Ancak şunu da kaydedelim…
Bir ülkede rejim değişikliği, asla % 50,1 ile gerçekleşemez. En az kahır ekseriyetin, yani çoğunluğun da çoğunluğunun oyunu aramak şarttır. Bugün söz konusu rakama ulaşmak ise olanaksızdır.
Neden şimdiye kadar hep eğitim sistemi ile oynayıp duruyorlar dersiniz? Neden Atatürk ve ilkelerini kitaplardan çıkarmak istiyorlar ve çıkarıyorlar dersiniz? Çünkü yeni nesili “Şeiat” rejimine uygun yetiştirmek istiyorlar…
Avucunuzu yalarsınız…
Ama “Müslümanız elhamdülillah” dedikleri halde, “Şeriat hükümlerinin” temelinin “ADALET” olduğundan habersizler…
İktidarları döneminde “Adalet”in temel hükümlerini uygulamaktan uzak iken, “Şeriat”ı nasıl uygulayacaklar acaba?