Fiziki engellilerin sorunlarına dikkat çekmek ve onları daha iyi anlayabilmemiz için 1992 yılında Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararla 3 Aralık “Uluslararası Engelliler günü” olarak ilan edilmiştir.
Bu gün yani bu satırları yazdığım saat ve gün boyu, Ülkemizde çeşitli etkinlikler yapılacak, Tv.lerde açık oturum ve tartışma programları yapılacak,“beyin engelliler”, fiziki engellilerin sorunlarını tartışacaklar, çözüm yolları gösterecekler. Engellilere sunulan haklardan nasıl yararlanması gerekiyor, hak ararken nerelere başvurması icap ediyor, Devletimizin kendilerine sahip çıkacağından, iş imkanı sunulduğundan, Siyasetin ve özel sektörün onlar için kontenjan ayırdığından bahsedilecek ve gün böylece sona erecek, (Kontenjanlar artırılmaz ve olanda tam olarak uygulanmaz.) ertesi gün tüm konuşulanlar unutulacak.
Sosyal hayatta, iş hayatında kendilerine çok zor yer bulan ve çeşitli güçlüklerle karşılaşan fiziki engelli insanları unutmamamız, onlarla birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu her zaman bilmemiz gerekiyor.
Dikkat çekmek istediğim birkaç noktayı sıralamak istiyorum. Fiziki sağlığı yerinde olup da beyin sağlığı kıt olanlar, nasıl ki kendisinden başka canlılara yaşam hakkı tanımıyorsa ve fırsat buldukça onları katlediyorsa, engelli insanların hakkına riayet etmemekle, engelli insanlar için tahsis edilen alanları istila ediyorsa, toplu taşımada, asansörde, Halka açık yerlerde ve trafikte gerekli hassasiyeti göstermiyorsa, asıl engelli kimler? Çağdaş ve medeni toplumlarda, engelli insanların toplumsal hayata katılımlarının sağlanması, hayat standartlarının yükseltilmesi ve güven içinde yaşamalarının teminatı Devlet tarafından sağlanmaktadır.
Pandemi döneminde ve sonrasında şatafata, lüks yaşama, gösterişe, betona ve devasa yerlere Millet bahçesi yapma hevesiniz ile kaynakları israf ederek, engelli ve engelsiz mağdur insanların sorunlarını çözmüş olamazsınız. Sosyal Devlet ve sosyal Belediyecilik anlayışı, Şehrin çeşitli yerlerini allayıp, pullamakla değil, gerçekten engellilerin yaşam alanlarını, yaşadıkları mekanları, temel gıda ihtiyaçlarını ve ısınma giderlerini çözmekle, şehrin onlar için yaşanır hale getirilmesi ve kolaylaştırılması ile sorunların ancak bir kısmını çözmüş olursunuz.
Engelli bir insanın nerde oturduğu, kaç yaşında olduğu ve cinsiyetinin ne olduğu hiç önemli değil. Engelsiz olsanız bile her yaşamın bir planı, bir amacı ve bir değeri vardır. Her yaşamın bir değeri olduğu bilinciyle, engellilerinde yaşamının kolaylaşması için, engellilere saygı duymak zorundayız.
Kamu yöneticilerinin ve tüm insanların daha insancıl, daha nezaketli ve daha toleranslı davranmalarını diliyorum.