Sorum gayet basit gördüğünüz gibi.
Cevabı da basit olmalı ama o kadar açıkça cevap vermekte zorlanıyoruz.
“Cemaatlere neden teslim oluyoruz? “ diye de bir soru sorabilirim.
Bu sorunun da cevabını açıkça anlatmanın da bir kolay yolunu bulamazsınız.
Oysa o kadar kolay ki cevabı…
Kuran’ı anlamamaktan kaynaklanan cehaletin eseridir.
Öte yandan cehalet ile birlikte, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş amaç ve felsefesini anlamamaktır cevabı…
Kuran’da bir ayet var, apaçık ifade ediyor…
Zuhruf suresi 3. Ayet: “Apaçık Kitab'a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur'an yaptık.”
Demek oluyor ki bir şeyi anlamak için, anladığın, bildiğin dilde okuman gerekiyor..
Öte yandan doğru kaynaklardan “Okumadan” hiçbir şeyi doğru öğrenmek de mümkün değildir.
Hz. Muhammed’e inen ilk ayet bunun ifadesidir, anlayana.
Alak suresi 1. Ayet: “Yaratan Rabbinin adıyla oku/çağır!”
Oysa toplumun büyük bir bölümü Kuran’ı sadece anlamadan Arapça okumayı seçiyor.
Evet, Arapçası da okunduğunda huzur verici ama anlamını bilmeden okumanın ne faydası var?
Tarikatların, cemaatlerin, şeyhleri, şihların önünde diz çökmek, körü körüne onların çıkar amaçlı anlatımlarını dinlemek yerine, anlayarak, içimize sindirerek Kuran’ı Türkçe anlayabileceğimiz dilden okusak, böyle cemaatlere, tarikatlara, şeyhlere şıhlara tabi olmadan İslam’ı en iyi ve doğru şekilde yaşamamız daha güzel olmaz mı?
Ne var ki cemaatler, tarikatlar sizin doğruyu anlamanızı istemiyor. Onlar, kendi çıkarlarını korumak için size Arap kültürünü dayatıyorlar.
Sanıyorlar ki sarık, cübbe ve sakal üçlüsü, gerçek İslam…
Hayır değil…
Bu üçü de kandırmaca, aldatmanın görüntüsüdür.
Bu kesimden kurtulmadıkça, ülkenin geleceğinden sürekli endişe edeceğim, etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
XXX
Diğer yandan…
Ülkenin geleceğini sağlam temeller üzerine oturtabilmek ve gelecek kuşaklara gelişmiş bir Türkiye devretmek için de “Kuruluş Osmanlı” dizisi izlemek yerine, Cumhuriyetin kuruluş aşamasını, ilkelerini bilmek gerekir…
Elbette bu bilgileri de en doğru kaynaklardan edinmemiz şarttır.
Kendi çıkarları uğruna tarih yazan, tarihi saptıran bilgilerle dolu olan kaynaklardan değil.
Burada da “Kuruluşun” mimarı olan kişinin yazdıkları ve düşündüklerini apaçık anlatan kitabı elimizin altında…
Yazarı belli; Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Kitabın adı da belli; Nutuk…
Gerek Kuran’ı Türkçesinden, gerekse yaşayarak yazan Atatürk’ün Nutkundan gerçekleri okuyup öğrenmek en doğrusu…
Ülkenin bugün bu hale gelmesinin en büyük nedeni, ne yazık ki doğruları bilmeyen bir toplum olarak yetiştirilmemizden kaynaklanmaktadır…
Sarığı, cübbeyi, sakalı ve çarığı, yani Arap kıyafetini din diye yutturan kesime diz çöküp dinlemekten kaynaklanıyor desek yanlış olmaz.
Şeriat düzen ile yanıp tutuşan FETÖ örgütünün, ülkeyi getirdiği durumu gördük.
Gördük ama hiç bir ders çıkarmadığımızı da görüyoruz.
Ülkenin bugününe de geleceğine de yazık ediyoruz.
XXX
Zaman zaman televizyon kanallarında sokak röportajlarını izliyorsunuz…
Gerek inanç konusunda, gerekse Türkiye’nin geleceği konusunda sorulan sorulara doğru cevabı verenlerin sayısı parmak sayısı kadar.
Bu durum da gösteriyor ki cehalet batağına batmışız, yitip gideceğiz.
Düzeltmek için gayretimizi ne kadar?
Bana göre yetersiz.
Kişisel gayretlerin dışına çıkıp, toplumsal gayretlere geçmemiz zorunlu.
Bunun için de yapılması gereken en doğru şey, demokrasinin biran önce tam anlamı ile oluşturulması ve insanların özgürlüklerinin kendilerine tanınarak, özgürce fikir beyan edilmesinin sağlanmasıdır.
Başka çare yoktur.
XXX
Gündeme yansıyan haberlere dikkat edin…
Doğrudur ya da yanlıştır, bilemeyiz ama IŞİD gibi terör örgütlerinin yeniden suikast ile anılarak gündeme gelmesi boşuna değil.
Eğer bir iki olay ile korkuturlarsa, ardında şeriat devleti kurmanın girişimleri olacaktır.
O nedenle yazımın başlığı “Devlet, cemaatlere teslim mi oldu?”