Bilim adamları anlatır, dinleriz, tehlikenin geleceği önceden bellidir de ne zaman ve nerede
olacağına günü gününe, saati saatine vermek, bütün doğal afetler gibi imkânsız bir iştir.
Ama bir gün olacağı mutlaka bilinen bir gerçektir…
Bu kez Marmara denizinde, karaya 8-9 km. uzaklıkta ve 4,6 büyüklüğünde bir deprem
gerçekleşti…
Depremin, beklenen İstanbul depreminin öncü mü, artçısı mı, sağcısı mı, solcusu mu orası benim
işim de değil bildiğim bir şey de değil…
Ancak, bir deprem olduğunda uzman bilim adamlarının anlattığına bakıyor, anlatılan kadar hep
birlikte biliyoruz.
Biliyoruz ki günün birinde İstanbul’da büyük bir deprem yaşanacak…
Bilemediğimiz şey başka…
İstanbul ya da başka aktif deprem çizgilerinin üzerinde olan yerleşim yerlerindeki yapıların ne
durumda olduğudur. BİLİNEN GERÇEK, DEPEM ÖLDÜRMÜYOR, ÇÜRÜK BİNALAR ÖLDÜRÜYOR.
Eğer biliniyorsa ki sanmıyorum, alınan önlemler nelerdir?
Yok, önlem alınmıyorsa, deprem olduğunda iktidarlar olarak hazırlığımız nedir?
Bu soruların hiç birine net cevaplar bulamıyoruz.
Oysa iktidarların temel görevleri, vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak için gereğini
yapmaları ve her daim hazır olmalarıdır.
Böyle bir gerçek var mı?
El cevap, yoktur…
Felaket geldiğinde ilk yapılan işlem, heyetler halinde alayı valâ ile felaket bölgesinde gövde
gösterisi yapmak ve bir IBAN numarasını millet ile paylaşmak olmaktadır.
Bu ülkenin vatandaşı olarak, bu toprakların insanları olarak, hak etmediğimiz durum, gerçekten
bizleri üzüyor, her gün geleceği beklenen felaketleri, göz göre göre bekliyoruz
Ne kadar acı verici değil mi?
Aslında felaket bölgelerinde kurtarma ekiplerinin yanı başında yer alan vatandaşları yardım
çabalarını izliyoruz. Vatandaşın, konu komşusundan gelen yardımlar azımsanacak gibi değil. Bu
pencereden baktığımızda, maddi ve manevi kayıpların kaldırılması için güç birliği yapılsa da,
etkisi bili bir noktaya kadar ancak yetebilir.
Vatandaşın öylesi felaketler karşısında eti ne ki budu olsun…
Biliyorsunuz, bundan bir süre önce Giresun Dereli ilçesinde sel felaketi yaşandı…
İlçede ne var ne yok, sel aldı götürdü…
Günlerce televizyonlar canlı yayın yaptı, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı dâhil, siyasiler
koştu gitti, nutuklar çekildi, yardımlardan söz edildi durdu…
İzlemedik mi, izledik…
O günlerde haber saatlerinin birinci haberiydi, uzunca verilirdi. Muhabirler yerinden canlı
yayınlar yapardı, tüm ulusal basın felaket bölgesinden haber yapardı…
Aradan şunca zaman geçti, n’oldu Dereli’de?
Yaralar sarıldı mı?
İnsanların kayıpları karşılandı mı?
Tahrip olan dükkânlar, binalardan bir haber veriliyor mu?
Veriliyor mu söyleyin…
Ben söyleyeyim, artık Dereli’de halk ne yapıyor, bilmiyoruz…
Böyle mi olmalı, habercilik bumudur?
İnşallah büyük acılar yaşamayız ama İstanbul için elimiz yüreğimizde bekliyoruz.
Belki yarın, belki seneler sonra…
Ama bir gün yaşayacağımızı biliyoruz ve hazır değiliz biliyor musunuz?
“Kanal İstanbul” yapacaklarmış.
Sevsinler sizi, siz önce İstanbul’u yapın, kanal orada dursun be…
XXX
Komikliğin de ötesinde bir haber, umarım şakadır…
Norveç Parlamentosu üyesi Christian Tybring-Gjedde tarafından, ABD Başkanı Trump’a 2021 yılı
Nobel barış ödülü verilmesi için aday gösterildiği hakkında mektup sunduğu açıklandı…
Gerekçesi ise “Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve İsrail arasında sağlanan anlaşmaya yaptığı
katkıdan ötürü” denilmektedir…
Aynı Norveç Parlamento üyesi, aynı adamın Ortadoğu coğrafyasında işlediği haltlar için ne
diyecek acaba?
İnsanlığın tarihi kadar var olan rüşvet, yalakalık, yandaşlık burada da görülüyor.
Adı geçen parlamenter efendi, aday gösterilmesi hakkında mektup yazarken ABD Başkanı
Trump’dan ne kadar para almış olabilir sizce?
Çünkü hiçbir akıl, “Nobel Barış Ödülü” adayı olarak böyle bir kişiyi aday olarak önermez…
Uzun zamandan bu yana “Nobel” ödülleri artık siyasi çıkarlar ile verilmektedir. Hak eden de
alıyor, hak etmeyen de…
Artık Nobel ödüllerin de eskisi gibi bir kıymeti kalmadı.
Ödülü alanlardan hak edenleri ayrı tutarak söylüyorum ama çoğu aldıkları parasal ödüllerini
“Sus payı” olarak ya da yönlendirildikleri gibi davranmaları için alıyorlar…
Son bir not…
Bu yazı, yazıldığı günde, saat 15,45 itibariyle dolar kuru 7,4960 TL…
Yok, çalıp oynamıyorum elbette, bilginiz olsun iye verdim…