Dün basına bir haber yansıdı, Cumhurbaşkanının bir ziyaretleri ile ilgili.
Haber aynen şöyle…
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu akşam resmi programında olmayan iki ziyaret gerçekleştirdi.
Erdoğan akşam saatlerinde öğrencilik yıllarından hocası olan M. Emin Saraç'ı İstanbul Fatih'teki evinde ziyaret etti.
Erdoğan daha sonra Fatih Çarşamba'daki İsmailağa Vakfı'na geçerek burada İsmailağa Cemaati'nin önde gelen isimlerinden Hasan Efendi ve İsmailağa Cemaatinin manevi lideri Mahmut Efendi'nin oğlu Ahmed Ustaosmanoğlu ile görüşüp sohbet etti.”
Fetöden ağzı yanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, neden cemaat ziyaretinde bulunur ki?
Ziyaretindeki “Sohbette” ne konuşulmuş olabilir ki?
Geçmişte Fetö denilen cemaate elini kolunu kaptırmasından ders almamış olabilir mi?
Bu kez de İsmailağa denilen bence “Dinsel örgüt” ile işi ne olabilir?
Bunlar ve bunlara benzer birçok sorunun cevaplanması gerekir ziyaret için. Çünkü bu cemaatin de diğerlerinden farkının olmadığını biz biliyoruz.
Al birini vur ötekine yani…
Daha önceki gün bir devlet okulunda yapılan programda Atatürk’ün resminin üzeri kapatılarak Atatürk’e karşı olan kinlerini göstermişlerdi.
İçlerinden birçok “Hoca” kisveli kişiler de, liderleri görünümündekiler de Cumhuriyete ve niteliklerine karşı söylem ve tavır içinde oldukları gizli bir şey değil. Hele Fetö’den sonra boşalan alana yayılmaya çalışmaları, devlet içinde etkin olma hevesleri olduğu da bilinmektedir. Çalışmaları “Hevesin” de ötesine geçtiği de bilinen gerçektir.
O zaman…
Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AKP Genel Başkanı, devleti yöneten iktidardaki kişi ve “Tek adam.”
Bilinen gerçeklere rağmen İsmailağa cemaati denilen ülke ve din için örgüte bağlı zararlı kişileri ziyaretinin nedeni ne olabilir?
Ayrıca haberle birlikte bir de fotoğraf servis edilmiş.
Sizce servis edilen fotoğraf ile birlikte haberi birleştirdiğimizde daha da anlamlı bir durum ortaya çıkmıyor mu?
Bana göre iki alternatif cevabı var bütün bu haberin verilmesi amacının içinde…
Birincisi, tabana “Bakın ben Fetö denilen terör örgütünü dışladım ama yine de tarikatlardan, cemaatlerden, şıhlardan, şeyhlerden vazgeçmedim” mesajı verilmekte ve gelecek seçimlerde cemaat liderlerine bazı “İstediklerini verme” karşılığında oy temin edeceklerini ima etme yolundalar…
Ya da… Olması hiç mümkün olmaması daha gerçekçi bir görüş olmasına rağmen söylemek istiyorum; “Bakın eyy cemaat… Fetoş’u ne hale getirdim gördünüz, benden bir şey istemeden bana yardım edeceksiniz, destekleyeceksiniz, oy vereceksiniz, yoksaaa…”
Demiş olabilir mi?
Her iki olasılıkta da kendisine oy istemiş olabileceği gerçeği ortada…
Dediğim gibi…
Bu haber, hem de fotoğraflı olarak neden basına geçilmiş olabilir?
Acaba cumhuriyete karşı bir meydan okuma mıdır?
Bilemedim ama “Karaman’ın koyunu, sonra çıkar oyunu” diyerek ama dikkati de elden bırakmadan izlemeye devam ediyoruz.
Çünkü cumhuriyeti yıkmaya kimsenin gücü yetmeyecektir ve geçmişte Fetullah Gülen hakkında yaptığımız uyarılar gibi yine uyarılarımıza devam edeceğiz.
XXX
Bu arada bir başka ilginç haber daha var.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turhan özel bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, Kanal İstanbul projesini yapacaklarını ve faturayı İBB’ye göndereceklerini belirterek, “Evet yaptığımız bütün yatırımlar rant projesidir. Biz projelerimizin fizibilitesinde rantabilitesine bakıyoruz. Karlı olmayan bir projeyi niye yapalım” demiş ve eklemiş…
“Biz devletiz İstanbul’daki bir belediye başkanı bir devlet projesini durdurmak gibi bir hakkı yetkisi yoktur.”
Proje hakkında ne dediği çok önemli değil. Önemli olan “Biz devletiz” ifadesi…
Bir; siz devlet değilsiniz, iktidar yani yürütmesiniz, devlet dediğiniz kavramı millet oluşturur.
İki; devletin projesi bu manada olmaz, iktidarın, yani yürütmenin projesi olur, o projeye de isteyen karşı çıkar, isteyen destekler. Yürütme, yani iktidar olarak milletin yani devletin istediğini yerine getirmekle görevlisiniz.
İktidar olmak, millete rağmen güç olmak demek değildir. Ancak bu kavramı siz hala anlayabilmiş değilsiniz.
Peki, bir gün olur da anlar mısınız?
O günler de uzak değil zaten, anlarsınız…