Manevi değerler, inançlar, etnik kökenler, mezhepler ve ırklar, siyasete alet edilmemeli. Halkın karşısına geçip dine ve dindarlığa gereğinden fazla vurgu yapılması, dine uygun bir yaşam sürdürdüğünü gösterme çabası, yiyip içtiği abartılı sofralardan fotoğraf paylaşma yarışı, seçilmek için alacağı oyla neticeleniyor. Hedefe varana kadar her yolu mubah saymak anlayışı, ahlaki değerlerimizin daha ne kadar dejenere olacağını, daha ne kadar birbirimizi kandıracağımızı, bu ahlak dışı yaşam biçiminin, çocuklarımızı nasıl etkileyeceğini düşünmek bile istemiyorum. Bu Ülkenin Kelaynak kuşları kadar azalmış siyasetçileri bile, günü kurtaramaya tevessül edip seçmenini kandırıyorsa, siyasete yeni atılmış çaylaklar da aynı oranda küçülebiliyorlar.
Küçük bir ilçeye Belediye Başkanı seçilebilmek için gerekli yerlere müracaat edip formaliteleri tamamladıktan sonra, yapacakları faaliyetleri, insanlar arasında ayrım yapmayacağını, herkese eşit hizmet edeceğini, partisinin programlarını ve buna benzer vaatlerini anlatmaya başlıyor. Seçmen, adayın şeytani düşüncesini, seçmeni kandırma yeteneğini tabii ki bilemiyor. Kendilerine daha iyi hizmet edeceğini düşünerek adaylardan birini Başkan seçiyor ama o Başkan, birkaç ay sonra başka bir partiye şatafatlı bir törenle ve basın toplantısıyla katılıyor.
Eee birader hani sen dürüsttün, Hukuk adamıydın, Adildin, Rüşvet almayacaktın ve vermeyecektin, ne oldu ki tüm Meclis üyelerinle rakip olarak gördüğün, tüm faaliyetlerini eleştirdiğin partiye geçtin. Üstelik şatafatlı törene katılan davetliler, Seyyid Burhanettin Hazretlerinin Türbesini ziyaret ettiler. Türbe ziyaretinde nasıl bir dilek tuttular, neler yapacaklarına dair söz verdiler, “Allah’tan başkasından bir şey istemenin şirk olduğunu bildikleri için, yatırdan bir şey istemediklerini düşünüyorum”, tabi ki bu konularda bir bilgiye sahip değiliz. Sadece İslam değil, diğer tüm dinlerde, öldürme, çalma, kandırma, harama yaklaşma diyor. Daha şimdiden üç partiyi ve yöneticileri kandırdın, hangi Kitabı okuyorsun? Yasakların hepsi sende mevcut.
Eğer biri sizin iyi niyetinizi istismar ediyorsa, beden sağlığınız ve ruh sağlığınız tehlike altındadır.Size zarar veren insanları, sizi kandıran insanları taşımak zorunda değilsiniz, onları korumayın en ufak kusurlarını yüzlerine vurun, belki utanırlar. Asla kendinizi kurban etmeyin, onlara karşı nazik olduğunuz için onların sizi üzmesine izin vermeyin. Sizde onlar kadar saygı ve nezakete layıksınız, kendinize de, onlara da yalan söylemeyin. Hoşlarına gitmeyecek, hatta onları incitecek olsa da, her zaman dürüst olun. “Maddi karşılığı olamayacak değerlerimizi, siyasi çıkarlar için feda etmeyelim, insan gibi yaşamaya gayret edelim”.