CUMHURİYET DÜŞMANI SÜRÜNGENLER…
Bu ülkede polis teşkilatı var mı?
Var…
Jandarma teşkilatı var mı?
Var…
Savcısı var mı?
Var…
Hâkimi var mı?
Var…
Hukuk var mı?
XXX
Burada durup bir Karadeniz fıkrası anlatmak istiyorum, bilinen bir fıkradır…
Askerdeki Temel’in annesi ölmüş, ona haber verilecek ama nasıl söyleseler bir türlü
bilemiyorlar…
Komutan çareyi hemşerisi Dursun’a söylemekte bulmuş ve çağırmış.. “Dursun, Temel’in
annesi ölmüş, biz kendisine söyleyemiyoruz” demiş…
Dursun, “Merak etmeyin komutanım ben söylerim” demiş ve Temel’in yanına varmış
oturmuş ve başlamış konuşmaya.
“Temel, Halan varmidur?” Temel “Vardur” demiş…
Saymış Dursun, teyzen varmidur, emicen varmidur, dayın varmidur, Temel hepsine de
“Vardur” diye cevap vermiş…
En son “Baban varmidur?” demiş Dursun, “Vardur” demiş Temel. Dursun “Peki ya anan
varmidur?”
Temel bu soruya da gayet emin bir şekilde, “Vardur daa” diye cevap verince, Dursun
cevabı yapıştırmış…
“Nah vardur…”
Şimdi sorduk ya “Hukuk var mıdır” diye de cevap vermemiştik. İşte şimdi veriyorum.
Nah vardır…
XXX
Nereden çıktı değil mi?
Dostum, kardeşim bir video kaydı göndermiş…
Hizb ut-Tahrir isimli bir terör örgütü var. Bu örgütün en nemalandığı ülkelerden biri de
Türkiye. Örgütün hedefi, dünyada şeriat yönetimini hâkim kılmak, hilafeti getirmek ve
yönetmek.
Türkiye’deki amacı da elbette bu ama Cumhuriyet ve Laiklik rejim, önlerindeki en büyük
engel, yapamıyorlar…
Bu örgüte bağlı sürüngen mahlukatlar, videoda belirtilmeyen bir belediyeden salon
kiralamış.
Orada “Hilafet Konferansı” yapacaklarmış toplanmış bir sürü sarıklı sürüngen…
Salonun duvarlarında Türk bayrakları ve Atatürk posterleri bulunan bayraklar var.
Kürsüye çıkan her onun bunun çocuğu, Atatürk’e hakaretler yağdırırken, okullardaki
Atatürk büstlerine lafı getirip “Putperestlik” olarak nitelemeye başlamış…
O sürüngenlerin ne düşündükleri kendilerini bağlar da, bu terör örgütüne “Hilafet
Konferansı” için hangi belediye salon vermiş?
Böyle bir toplantı yapılırken hiç mi denetim yok acaba da bu adamlara “Hilafet” için
“Konferans” düzenlemeye izin verilmiş?
Millet sokaklarda veya her hangi bir yerde toplanıp da hak arama yapmaya çalışırken
engellemek üzere İçişleri Bakanının yığdığı polisler orada neden yok?
Bunların hepsi, cevap beleyen sorular, ancak…
Bir kez daha açıkça belli ki iktidar kanadından çok sağlam destek almaktadırlar.
Amaçlarına ve varmak istedikleri nokta için yapılabilecek en iyi propagandayı yapıyorlar
çünkü…
Çok yazdık çizdik, avucunuzu yalarsınız siz. Türkiye Cumhuriyetinin rejimini
değiştiremeyeceksiniz, Atatürk’ü unutturamayacaksınız ve dünyaya sürüngen olarak
gelmiş, sürüngen mahlukat olarak gideceksiniz…
(Açıklama: Hizb ut-Tahrir, (Arapça, Kurtuluş Partisi), tüm Müslümanları birleştirerek şeriat
kurallarıyla yönetilecek İslami hilafet devleti kurmayı amaçlayan ve hemen her yerde terör örgütü
olarak kabul edilen bir örgüttür...)
XXX
Gelelim anlayamadığım bir başka komedilik konuya…
Artan korona virüsü hasta sayılarına karşı yeni tedbirlerin alındığı Cumhurbaşkanı ve
AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından açıklandı…
Yaptığı açıklamada paket servisi hariç lokanta, restoran, pastane, berber, kuaför, yüzme
havuzu, kaplıca, internet cafe, halı saha, tiyatro, sinema gibi iş yerlerinin saat 22:00'de
kapanacağını belirtti…
Af buyurun da korna-19 virüsü mesaisine saat 22 den sonra mı başlıyor, anlayamadım!...
Bir de “Paket servisi” yapan motosikletli kuryeler hariç ya, birlikte gidemiyorlar galiba,
rüzgârın etkisi ile motordan düşüyorlar mı?
Ne antika insanlarız yav…
Bir iş yapıyoruz da önü sonu nedir, düşünmüyoruz.
Yani vatandaşa diyorsun ki saat 22’ye kadar korona virüsü kapmazsan, 22 den sonra sana
bir şey olmaz, önlem aldım…
Allah akıl ve izan versin ne diyeyim daha?